YÜKSEL AYTUĞ / Yaparsa Emine Hanım yapar!

Hafta sonu Haliç Kongre Merkezi‘nde çok önemli bir zirveyi takip ettim. TRT Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi’nin onur konuğu olan ve açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan çocuk medyası meselesini ele alacaklarını ifade ederek büyüklerin ödevinin, çocukları her türlü zarardan korumak ve onlara sağlıklı büyüyebildikleri bir ortam sağlamak olduğunu belirtti.

Televizyon, tablet, telefon gibi araçların ebeveynler tarafından bazen çocuğu sakinleştirmek için “dijital emzik” yapıldığını, bu araçların bazen yemek yedirmek için “dijital arkadaş” olarak kullanıldığını kaydetti. Hanımefendi’nin diğer tespitleri de son derece çarpıcıydı:
“Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de ekran süresi günlük 6 saatin üzerinde. Araştırmalar, insanların telefonlarını günde ortalama 100 kez kontrol ettiğini söylüyor. O yüzden şunu unutmayalım ki, yetişkinlerin başları ekranlara gömülü olduğu sürece çocuklar da farklı bir yol izlemeyeceklerdir. Dijital dönüşümün olumsuz etkilerine karşı bizi koruyacak olan güçlü ailelerdir.”
Emine Erdoğan’ın altına imza attığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan 13 maddelik Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni de son derece önemli ve faydalı bir girişim olarak değerlendiriyorum.
Okuma-Yazma Seferberliği ve Sıfır Atık gibi çok önemli projelere önderlik eden Emine Hanım bir kez daha hayati bir meselenin çözümü için bayraktarlık yapıyor. Eminim, diğerleri gibi çocukların dijital medyadan korunması konusunda da büyük bir farkındalık yaratacaktır.
Bana “olmamış” gibi geldi
Reklam, aksiyon dolu. Kenan Doğulu‘nun konseri sırasında bir doktor için “Hemen doğuma yetişmelisiniz” diye acil bir anons yapılıyor. Doktor Yüksel Hanım “Ama bu trafikte yetişemem ki” diye çaresizlik içinde hayıflanıyor. Kenan, “Aramızda şampiyon bir ralli pilotu var” diyerek görevi Kerem Kazaz‘a veriyor. Bizim genç pilot da gazı kökleyip tozu dumana katarak doktoru hastaneye yetiştiriyor. Dış ses de yeni yakıtın hayat kurtardığından filan bahsediyor.
İyi de ya son sürat gidip, bütün trafik kurallarını ihlal ederlerken kaza yapsalardı? Ya doktor ve şampiyon pilot ile beraber kazaya karışan diğer masum insanlar da hayatlarını kaybetselerdi?
Bu reklamı; savaş, terör ve felaketlerden daha fazla trafiğe kurban veren bir ülke için son derece sakıncalı bulduğumu söylemeliyim.
Pilotlara gelince: Onların kahramanlık göstereceği yerler sadece pistler ve trafiğe kapalı ralli etapları olmalı.
Jurassic Park’taydım
Ziyaretçilerine sanal gözlüklerle muhteşem bir müze deneyimi yaşatan Müzeverse’in Galataport’taki yeni mekanında ilk gösteriyi izleyen şanslı azınlık arasındaydım.

Bu seferki gösteri, insanı tarih öncesinde muazzam bir zaman yolculuğuna çıkartıyor. Dünyada yaşamın filizlendiği ilk anlara tanık olmak, dinozorlar ve dev köpek balıkları başta olmak üzere milyonlarca yıl önce yaşamış canlıların arasında dolaşmak inanılmaz bir tecrübe.
“Yaşamın Kökleri” adlı yeni Müzeverse deneyimini özellikle çocuklara tavsiye ediyorum. Zira koca bir öğretim yılında edinebilecekleri bilgiye 45 dakika içinde erişebiliyorlar.
Zap’tiye
Gel de bu ülkede obezite ile savaş!..

Şeref kürsüsü
Muş’ta çevirme yaptığı motosikletli kuryenin ellerinin üşüdüğünü fark edip eldivenlerini hediye eden altın kalpli trafik polisi Rıdvan Dağdemir hepimizin yüreğini ısıttı.
Ne demiş?
Güzellik merkeziyle yapılan bir telefon görüşmesi: Müşteri: Ben lazer epilasyon yaptırmak istiyordum. Uzman: Hangi bölge? Müşteri: Güneydoğu Anadolu bölgesi. Şanlıurfa, Eyyübiye.



