İki yıldır bu köşede Ali Koç yönetimini kıyasıya eleştiriyorum. Neden? Fenerbahçe‘yi yürekten seven ama henüz ömründe şampiyonluk göremeyen kızım, arkadaşlarının önünde yaşadığı mahcubiyetten kurtulsun, mutlu olsun diye… Çünkü bu kafa, dünyanın en iyi teknik direktörüyle bile bu özlemi dindiremedi, bu gidişle de dindiremeyecek.
Fenerbahçe’nin bu sezonki yüz akı yine basketbol takımı oldu. Hem Avrupa’nın hem de ligin zirvesine çıktı. Gelin görün ki, şampiyonluğun geldiği Beşiktaş maçındaki Hande Yener şovu (!) yönetimin rezilliklerine tüy dikti. Her fırsatta LGBT propagandası yapmaktan geri durmayan Hande Yener yine yapacağını yaptı. Parkeye bir travesti sürdü…
Hep söylerim, “Yaşam tercihleriyle bir derdim yok. Benim karşı durduğum, bu tercihlerin çoluk çocuğa zorla dayatılması” diye… İşte bu nedenle çocukların ve gençlerin tribünde olduğu bir spor müsabakasının marjinal eylemlere alet edilmesi ve Fenerbahçe yönetiminin bütün bu olan bitene seyirci kalması kanıma dokundu. Eminim, aklı başında gerçek Fenerbahçeliler de bu sakil görüntüden çok rahatsız olmuşlardır.
Diğer yandan futbolda neden şampiyon olamadığımızı bir türlü izah edemediğim kızıma şimdi de salonun ortasındaki o siyahlı ucubenin ne olduğunu anlatma derdiyle baş başa kaldım…
Peki bu görüntüler kimlerin hoşuna gitti? Propagandanın dinine vuran LGBT sevicilerin ve Fenerbahçe ile alay etmek için ellerine şahane bir malzeme geçiren rakip takımların sosyal medyadaki içerik üreticilerinin…
O gece Titanic’te uyanmak
Ünlü transatlantik Titanic‘in buzdağına çarparak battığı 14 Nisan 1912 gecesi geminin bir kamarasında uyanmak ister miydiniz?
PlayStation, 2026’da piyasaya sürülecek Titanic Escape Simulator oyunuyla bu tecrübeyi macera tutkunlarına sanal olarak yaşatacak. Oyuncular, 14
Nisan 1912 gecesi RMS Titanic‘te bir kamarada uyanacak ve buzlu Atlantik sularında hayatta kalmak için mücadele edecek.
Oyun, gemi batarken oluşan gerçekçi fizik efektleri, sallanan avizeler, kayan mobilyalar, çürüyen metal sesleri ve geminin müzisyenlerinin son anlara kadar çalması gibi detaylarla atmosferi yoğun şekilde yaşatmayı hedefliyor.
Ben mi? Asla oynamazdım. Çünkü hepimiz Titanic’te değil miyiz zaten? Dünya batıyor yahu! Sanal heyecana ihtiyaç var mı?
Maçtan kamu spotu çıktı
Önceki akşam TRT 1’de yayınlanan B. Dortmund ile Ulsan takımları arasındaki FIFA Kulüpler Dünya Kupası maçında çok ilginç bir spiker anlatımına şahit oldum.
Maç devam ederken ABD rejisi tribünde abur cubur yiyen çocukları ekrana getirdi. Görüntünün ardından karşılaşmayı anlatan spiker Eren Koca’dan alışılmadık bir yorum geldi: “Maalesef çok iyi bir görüntü değil. Evet, sportif bir etkinlikte çocuklar ama beslenme açısından çok da iyi olmayan bir görüntü…” Ben bu yorumu son derece yerinde buldum. Sıkıcı bir futbol maçından önemli bir kamu spotu çıkartan spiker arkadaşımı içtenlikle kutluyorum.
Gaf’let kürsüsü
ODTÜ’de dansöz oynatılması üzerine yapılan Rektörlük açıklamasında “Bunlar dışarıdan gelen kişiler, bizimle alâkası yok” denildi. İyi de o kampüs; dileyenin dansöz, isteyenin at oynattığı bir yer mi?
Zap’tiye
Savaşın iki kazananı Trump ve Netanyahu’dur. Biri ülkesindeki iç savaşı, diğeri Gazze’yi unutturdu.
Ne demiş?
“Bugün bir öğrencim beni çizmiş ama yüzümü boş bırakmış. Nedenini sorunca ‘O kadar güzelsiniz ki kötü çizerim diye korktum’ dedi. Eğilip saçlarından öptüm ve bugüne kadar bana yapılan bütün iltifatları çöpe attım.” (Bir öğretmenin paylaşımı)
