YÜKSEL AYTUĞ / Korkmakta çok haklılar

İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi panik halinde şer ittifakı kurdular. Rumlar, demir kubbenin sözde koruyucu şemsiyesi altına girmek için İsrail’in savunma sistemlerini Ada’da konuşlandırmak üzere hazırlıklara başladı. Fransa’nın en yetkili ağızlarından “Doğu Akdeniz’de tek oyun kurucu Türkiye” lafını da duyduk, hamdolsun.
Teknofest alanına girer girmez onların korkup, paniklemekte ne kadar haklı olduklarını anladım. Bu kez beni etkileyen, savunma sanayiimizin eriştiği baş döndürücü seviye değildi. Beni gururlandıran, gelecek adına büyük umutlar beslememe sebep olan, Teknofest gençliğinin gözlerindeki heyecan ve kararlılıktı.
Kızımın da aralarında olduğu pek çok okulun öğrencileri “İstikbal göklerdedir” sözünün içinin bir millet tarafından nasıl Ata’sına lâyık şekilde doldurulduğuna şahitlik ediyordu. Yarın Türkiye’nin kıtalararası balistik füzelerinin, nükleer denizaltılarının altına imza atacak mühendislerdi o çocuklar… Düşmanlarımız için, kendi ürettiğimiz toptan, tanktan, gemiden, uçaktan daha tehlikeli olan, gençlerimizin gözlerindeki o inanç dolu bakışlardı şüphesiz…
Allah, bu yeni ruhu onların kalplerine nakış gibi işleyenlerden razı olsun.
Halk nasıl muhalefet istiyor?
Köşemize değerli katkılar sunan okurum Ali Uygur, halkın muhalefetten beklentisini samimi bir tarzda dile getirmiş:
“Yüksel Bey’ciğim, siyaset yazmayı sevmediğinizi, olabildiği kadar uzak durduğunuzu biliyorum, ben de aynı düşüncedeyim. Ne var ki son olaylar beni bu yazıyı yazmaya mecbur bıraktı.
Cumhur İttifakı’nın ve Recep Tayyip Erdoğan’ın uğraştığı meselelere bakın, bir de CHP’nin uğraştığı meselelere… (Aslında tek meselesi var, o da Ekrem İmamoğlu) Bölgemiz ateş çemberi… Ukrayna-Rusya savaşı, aşağılık terör örgütü İsrail’in Gazze soykırımı ve Suriye’deki halk devrimi… Bunların yanında açlık, yoksulluk ve terör, bölgede büyük birer sorun olarak ortaya çıkıyor. İçeride de Terörsüz Türkiye hedefi ve bu konuda atılan adımlar. Ayrıca büyük savunma açılımları, kentsel dönüşüm, iki yıl önce yaşadığımız Asrın Depremi’nin izlerini silme gayretleri, sağlık sisteminde yapılan büyük reformlar. Her şey daha büyük, daha güçlü, daha müreffeh Türkiye için. Gecesini gündüze katarak çalışan, bunların üstesinden gelen iktidar…
Peki CHP’nin bu durumlara karşı bir demecini, bir söylemini duyan var mı? Allah aşkına, iktidara yürümek isteyen bir parti böylesine sığ, kifayetsiz olur mu? Bölgesindeki olaylara böylesine duyarsız kalabilir mi?
Her şey bir yana, söyleyecek bir şeyin yoksa, o zaman ötekileştirici bir dil kullanmayacak, provokasyonlara, tahriklere girişmeyeceksin, halkın kafasını karıştırmayacaksın. Ben asıl ona oy veren seçmenlerine acıyorum. Aslında onlar da yanlış yaptıklarını bile bile oylarını tuvalet terliğine bile veriyorlar.
Artık bu CHP’nin millete vereceği bir şey kalmamıştır. Onun yerine dış politikada etkili, iç politikada duyarlı bir oluşum (Yeni bir parti) kurulabilir. Türkiye’nin gerçekten duyarlı, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyecek bir muhalefet anlayışına, partiye ihtiyacı var. Saygılarımla…”
Zap’tiye
Bence yılın spor fotoğrafı. Bütün Yunan takımı Alperen’i tutmaya çalışıyor ama ne çare?
Gaf kürsüsü
Muharrem Akduman’ın ihbarı: Esra Erol’da kadın, ayrılmak istediği kocası için “Eşimin madde sorunu var” deyince stüdyo buz kesiyor. Meğer “Maddi sorunu var” demek istemiş!
Ne demiş?
“Arkeologların çoğunluğu kadındır. Çünkü kadınlar geçmişi deşmeye bayılır.” (Sosyal medyadan)