YÜKSEL AYTUĞ / İsrail’e askeri operasyon şart oldu

Yakından Kumanda okurları Gazze meselesine büyük duyarlılık gösteriyor. İşte köşemizin gediklilerinde Ali Uygur‘un, hepimizin hislerine tercüman olan değerlendirmesi:
“Yüksel Bey’ciğim, artık bıçak kemiğe dayandı, askeri harekat şart oldu. Bütün dünya halkları terörist İsrail’i protesto edip, gösteriler yapa dursun, dünya devletleri Filistin’i tanımaya hazırlansın, bütün bunlar sadece havanda su dövmekten ibaret. İşgalci, soykırımcı, katil İsrail’e zaman kazandırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Bunu fırsat bilen aşağılık terör örgütü İsrail de katliamlarına devam ediyor, durmuyor, durdurulamıyor. Şimdi de açlık silahını kullanarak bir kaç parça kırıntı almak için kilometrelerce yol kat eden Gazzeliler’in üstüne ölüm yağdırıyor. Bomba ile öldüremediği çocukları açlıkla öldürüyor. Tam bir katliam ve soykırım yaşanıyor Gazze’de.
Peki ya Filistin Devleti’nin tanınması ne işe yarayacak? O zaman Filistin’e askeri, ekonomik yardım yapılacak mı? Katil İsrail durdurulacak mı? Yoksa işin içinde başka bir oyun mu var? Bence bu göstermelik bir karar. Gazze’yi İsrail’e verecekler, nasıl olsa Mahmut Abbas yönetimi sahibinin sesi, onların istediği parçayı çalıyor. Hem bakalım Arz-ı Mevud hayaliyle yaşayan İsrail, Filistin Devleti’ni tanıyacak mı?
Tek çare, bölgeye huzur ve güven gelmesi için terörist örgüt İsrail’in yok edilmesi ya da elinin kolunun bağlanmasıdır. Bunu da yapabilecek tek ülke Türkiye‘dir. Görelim Mevlâm neyler, neylerse güzel eyler… Saygılarımla.”
Bir de “Şortkini” çıktı!
Geçenlerde sosyal medyada bir kadının isyan mesajına rastladım: “Kadın. kadından iğrenir mi? Ben iğreniyorum. Sokakta sütyen, külot, meme görmekten bıktım, usandım…”
Okurumuz Ali Şahin de benzer bir konuya değinmiş:
“Merhaba Yüksel Bey, yaz gelince şort, mini şort, şortkini vs. giyilmeye başlandı. Şort giyilmesine karşı değilim. Fakat, Anadolu‘daki kasapların et teşhir ederken işi abartıp etin bir yerine karanfil taktıkları gibi şort giyme işinin de abartılmaması gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla.”
Boykotu öyle hak ediyorlar ki…
Geçen hafta sosyal medyamda Burger King‘in Zekeriyaköy şubesindeki pislik ve rezilliği paylaşmıştım. Çocukluk arkadaşım Nejat Özkaleli bu yorumumu daha da ileri taşıdı:
“Yüksel’cim sadece Burger King değil, MC Donald’s ve diğer fastfood firmaları hep aynı. Temizlik yok, hizmet yok. Ayrıca ürünlerin içindeki malzemeler azaldı. Patates az konuyor ve yan yatırılarak çok gibi gösteriliyor. İçecekler zaten su gibi, bir de içine buz dolduruluyor. Personel yetersiz. ABD merkezden gelip bu restoranları hiç teftiş etmiyorlar demek ki. Biz bu ülkede patronların gözünü doyuramadık bir türlü. Ahlaki çöküntüleri de her gün artıyor bunların. Patronlar paraları arttıkça ahlakları artacak sanıyorlar ama aksine ahlakları ayaklar altında.”
Ah be Nejat’ım, Gazze’de çocuk katliamına destek verenlerde vicdan ve ahlak aranır mı?
Tek çare boykot… Durmadan, duraksamadan…
Gaf’ let kürsüsü
Muharrem Akduman dostumdan bir asist daha: Survivor Yusuf günde 15- 20 kez eşi Rümeysa’yı anardı. Min El Aşk dedikleri buydu. Fakat yarışma biter bitmez gitti eşinden boşandı. La havle…
Zap’tiye
“Dördüncü maymun” gelmiş. Ne kimseyi görür, ne kimseyi duyar, ne kimseyle konuşur.
Ne demiş?
Yolsuzluk, bakımsızlık ve ilgisizlik ile boğuşan İstanbul için bir okurum şöyle yazmış: “Mühendis talibin varken, davulcuya kaçan kız gibisin İstanbul.”