YAZARLAR

YÜKSEL AYTUĞ / Bu savaş herkesin

Asya’da Hindistan ile Pakistan dördüncü kez savaşa tutuştu.
Eğer dünya gündemiyle, diplomasiyle, uluslararası ilişkilerle ilgili değilseniz, “Amaaan, bana ne kardeşim? Dert etmediğim bir tek onlar kalmıştı” deyip geçebilirsiniz ama kazın ayağı öyle değil.
Dünyada kartlar yeniden dağıtılıyor. Savaşacak ülkeler Hindistan ile Pakistan’mış gibi görünse de aslında kozlarını paylaşacak olan ABD ile Çin.

Hindistan’ın arkasında ABD ile birlikte İsrail ve İngiltere var. Pakistan ise Çin’le birlikte Rusya, İran ve hatta Türkiye ile desteklenecek.
Bölgede topyekun savaş için tamtamlar çalarken Pakistan’ın en üst düzey yetkililerinin geçen hafta Ankara‘da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi ve akabinde Türk Hava Kuvvetleri‘nin en büyük nakliye uçağının Pakistan’a inmesi tesadüf değil.
Pakistan hem bizim ezeli müttefikimiz hem de ileride nükleer silah üretebilmek için en güçlü partnerimiz.
Artık hiçbir fayda sağlamayan kısır iç politika itiş kakışına son verip, “asıl meseleye” odaklanma zamanıdır.

Her gün başka savaşa uyanmak
Önceki gün İsrail, Yemen‘i vurdu.
Bir önceki gün Gazze’ye yardım götüren gemi Malta açıklarında vuruldu.
Aynı gün İsrail’in Beyrut‘a göndermeye hazırlandığı, içinde patlayıcı bulunan çağrı cihazları ve power bank’ler İstanbul’da ele geçirildi.
Aynı tarihlerde Rusya, Ukrayna‘nın alt yapı tesislerini, Ukrayna da Rus şehirlerini füzeyle hedef aldı.
Dört gün önce Teknofest’i bahane eden Rum piskoposlar tıpkı 1974 öncesinde olduğu gibi Türkiye’ye karşı savaş çığırtkanlığına soyundu.
ABD sırtını dönünce, İngiltere’de muhtemel Rus saldırısına karşı acil silahlanma alarmı verildi.
Çin, Filipinler’i bahane ederek Güney Çin Denizi’nde tatbikat başlattı.
Nihayet, Hindistan – Pakistan savaşının fitili ateşlendi.
Şahsen her sabah ayrı savaşa uyanmaktan çok sıkıldım. Şu üçüncü dünya savaşı çıkacaksa çıksın da her gün öleceğimize bir gün ölelim.

Kim tutar Beyaz Martı’yı
Cumartesi günü Sarıyer’de bayram vardı. Türkiye 2. Ligi Beyaz Grup’ta mücadele eden semtimin takımı Sarıyer, şampiyonluğunu ilan ederek Trendyol Birinci Lig’e adımını attı.
Sarıyer’e ayrı bir sempatim vardır. Zira bir zamanlar Türk Futbolu’na yıldız kazandıran bir futbolcu fabrikası gibi çalışırdı. Cemil Turan, Rıdvan Dilmen,

Ali Çoban, Sead Çelebiç, Sercan Görgülü, Mehmet Kalkavan gibi pek çok ünlü futbolcunun ve Candan Tarhan gibi efsanevi bir teknik direktörün yıldızını parlatan bir kulüptü Boğaz’ın beyaz martıları. Özellikle 1982-1994 ve 1996-1997 yılları arasında mücadele ettikleri Türkiye 1. Ligi’nde (şimdiki Süper Lig) iz bırakmışlardı.
Ama bu yılki şampiyonluk son olmayacak gibi görünüyor. Takımın gelecek sezon fazla bekleme yapmadan Trendyol Süper Lig’e çıkması için kollar şimdiden sıvandı. Selçuk Bayraktar’ın amcası Salih Bayraktar’ın kulüp başkanı olmasıyla bu ivme hızlanacak gibi görünüyor. Ayrıca Azerbaycan’ın en büyük enerji şirketlerinden Socar da kulübün ana sponsoru olacak.
Belli ki Beyaz Martı’yı gelecek yıllarda çok daha yükseklerde kanat çırparken izleyeceğiz.

Gaf kürsüsü
Bursa’da maddi sıkıntılar yüzünden intihara kalkışan kişiye ikna edildikten sonra 6 bin 300 lira ceza kesildi.

Zap’tiye
“Aptalım” demeye dili varmayanların hayat kurtaran yeni cümlesi: “Ay bende biraz B12 eksikliği var hayatım…”

Ne demiş?
Tilkiye “Seni tavuk çiftliğine müdür yapalım. Ne kadar maaş istersin?” demişler. Tilki “Maaş filan istemem, kameraları bantlayın yeter” demiş.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu