Bizim gazetedeki küçük bir haber beni hem üzdü hem de çok endişelendirdi. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Toker Ergüder, Türkiye‘de tütün kullanım oranlarının her geçen gün arttığına dikkat çekti. Ergüder, “2013’ten itibaren sigara kullanımı çok hızlı şekilde arttı. 2008-2012 yılları arasında tütün kullanımını yüzde 14’e kadar düşürüp dünya rekoru kırmıştık. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı, Türkiye’ye gelip Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a ‘Bunu nasıl başardınız?’ diye sormuş, görüşmeler yapmıştı. Tütün endüstrisi, 2013 yılından sonra saldırılarını çoğalttı. Son 10 yılda Türkiye’de kadınlardaki sigara içme oranı yüzde 40 artmışken, 15-29 yaş grubu kadınlarda yüzde 90’dan fazla yükseliş var” dedi.
Bana göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük başarılarından biri, göreve başladığı ilk günden beri hayata geçirdiği önlemler ve yürüttüğü etkili kampanya ile ülkenin havasını sigara dumanından temizlemesiydi. Öyle ki, vatandaşın cebinden sigara paketlerini bile toplamıştı. Kapalı alanlarda sigara içmenin yasaklanması, tütün mamullerine konulan yüksek vergilerle kampanya büyük bir başarı elde etti. Ancak New York borsasında büyük oynayan sigara şirketleri, karşı hamleye girişerek insanlarımızı yeniden dumana boğdu. Belli ki diğer kamu kurumları ve medya bu savaşta Erdoğan’a yeterince destek vermedi, veremedi.
Unutmayın; içinize çektiğiniz her duman, sizi zehirleyip, ömrünüzü kısaltırken, tütün baronlarının cebini dolduruyor. Dahası, o paralar bomba ve füze olup, Ortadoğu’nun masum çocuklarının üzerine düşüyor.
Peki ya izmaritler yüzünden yanan ormanlarımız? İşin o kısmı başlı başına felaket…
Bırakın şu mereti be kardeşim, ne size faydası var ne memlekete…
Bir 15 Temmuz gecesi
15 Temmuz gecesi yani geçen Salı akşamı önce Sarıyer Meydanı’nda kurulan Kızılay standında kan bağışında bulundum. Zira “memleketime kan vermek için” bu geceyi çok anlamlı bulmuştum. Sonra da görüntüyü “15 Temmuz’da can veremedim ama yıldönümünde kan verdim” notuyla sosyal medyamda paylaştım, teşvik edici olsun diye…
Ardından eve gelip bu özel geceyi idrak edebilmek adına ekran karşısındaki özel yayınları izlemeye koyuldum. Gazi Külliye‘deki temsil çok dokunaklıydı. TRT 1’deki Son Sefer ve Atv‘deki Börü filmleri, içimdeki vatanseveri iyice coşturdu. Saat 00.15’de özel link aracılığıyla bir başka kahramanlık filmimiz Siyah Bere’yi izlerken, açık penceremden içeri o çok özel selâ doldu…
Allah’ın bize her daim kahramanlık fırsatı bahşettiği şanslı bir ülkenin vatandaşı olarak huzurla uykuya daldım.
Bu nasıl tutuklu?
Anlamakta büyük güçlük çekiyorum. Bu nasıl tutuklu, burası nasıl cezaevi?
İBB Başkanı iken tutuklanan Ekrem İmamoğlu her gün sosyal medya paylaşımı yapıyor. Dileyen, dilediği zaman onu Silivri’de ziyaret edebiliyor.
Benim bir yakınım ise cezaevinde çile doldururken haftada bir kez sadece 5 dakikalık denetimli telefon görüşmesiyle akrabalarına ulaşabiliyor. Onları sadece bayramdan bayrama açık görüşte görebiliyor.
Bu nasıl bir standart? Bilen varsa beri gelsin…
Gaf kürsüsü
Fenerbahçe’nin forma sponsoru Adidas olmasına rağmen yeni transfer Abdou Aziz Fall’a Puma forması giydirilmiş. Gel de bu yönetimden şampiyonluk bekle.
Zap’tiye
Kovandan bal araklamaya çalışan üçlü…
Ne demiş?
“Bugün de ne ölü yaptı yahu!..” (Gassal dizisinden)
