
(fotoğraf – ahaber.com.tr – ekran görüntüsü)
1905’TEKİ JAPONYA-RUSYA SAVAŞI
Şimdi Japonya aslında biliyorsunuz Japonya 1905’te Rusları yendi. Rusları yendiği noktadan itibaren Japonya artık sanayileşmiş bir ülke ligine girmişti. Ondan sonra şu sizin haritada gösterdiğiniz Tayland’a kadar olan bütün bölgeyi neredeyse Çin’in doğu sınırları dahil, yani bugün gelişmiş Çin dediğimiz bölgeleri Japonya işgal etmişti. Mançurya’yı işgal etmişti. Şu anki Güney Kore, Kuzey Kore… Hala mesela Güney Kore’de Japonlara yönelik II. Dünya Savaşı’ndan sonra bağımsızlıklarını kazandılar ya, bir nefret var. Çinlilerde bir utanç yüzdesi var. Bunda tabii Japonya suçlu değil. Onda bütün Batı dünyası, emperyalizm suçlu diye.
YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ
Bu işte bölgedeki diğer ülkeler Japonya’nın bir anlamda sömürdüğü ülkelerdi. Kendi sistemini oralarda inşa etmişti. Dolayısıyla ABD gelince sanki Japonlardan onları kurtarmış gibi oluyor. Aslında Çinlileri de kurtardı ABD. Çin’e de destekledi ama günümüze geldiğimiz zaman 1990’larda ABD bir dünya düzenini kurması gerekiyordu. Baba Bush zamanında “yeni bir dünya düzeni” falan söylediler ama biraz böyle kitle imha silahları, terörizm, işte Saddam falan filan uğraşırken, sonra Afganistan’la uğraştılar. 11 Eylül, ABD ipin ucunu kaçırmıştı. Yani çok fazla dünya jandarmalığına soyulurken aslında Çin’in yükselişini ıskaladılar. Rusya’nın tam manasıyla çökmediğini de gördüler. Şu anda geldiğimiz noktada hem Rusya’nın hem Çin’in seslendirdiği bir şey var: çok kutupluluk.
“TAYVAN VE ÇİN KONUSUNDA GERİ ADIM YOK”
O çok kutupluluk bizim de işimize geliyor. Dolayısıyla şu anda ABD de bunu kabul etti. Trump dedi ki: “Ya ben dünya jandarmalığını yapmayayım. Bu kadar yani askeri besliyoruz tamam mı? ABD’nin çıkarı nerede ise ben oraya gideceğim. Avrupa’nın çıkarını korumakta uğraşmayacağım. Eğer Avrupa kendi çıkarını düşünüyorsa, parasını harcasın, gerekirse ben de destek olurum” diyor. Şimdi buralarda olan şeye baktığımızda, mesela bunu Afrika için kısmen işte nadir elementler için söylüyor, değerli madenler için söylüyor ama Ortadoğu için diyor ki: “Ben enerji için artık eskisi kadar Ortadoğu’ya mahkum değilim” diyor. Onu ikame edebilirim diyor. Ama bu Tayvan konusunda, Çin konusunda kesinlikle ABD geri adım atmıyor. Daha da beter bir şekilde oraya yükleneceğini gösteriyor.



