YAVUZ DONAT / Gönülden destek

DERNEKPAZARI (TRABZON)
Denizden uzaklaşıyoruz… Yaylalara doğru… Of ile Çaykara arasında… Solaklı Çayı kenarında… Şirin bir ilçe.
Çarşıda… Kahvenin önündeyiz.
Sohbet… Terörsüz Türkiye… Soruyoruz:
– Ne diyorsunuz? İlk yanıt… Mehmet Çıkrı‘dan… “Çok güzel bir karar” diyor: Sürekli kavga mı etmek lazım? Kucaklaşmayı da bileceksin.
Kerhen… Gönülsüz… İstemeye istemeye… Tiksinerek değil… Gönülden istediğimiz ve desteklediğimiz bir proje.
Devlet politikası… Allah, devlete, millete zeval vermesin.
***
Tam zamanı
Ali Osman Ekşi… Diğerleri… “Konuşan Dernekpazarı.”
Biri… “Ortadoğu’da yaşananlara seyirci kalamayız… Kalmadık… Güçlü olmamız şart… Terörsüz Türkiye’nin tam zamanı” diyor.
Diğeri:
– Enerjimiz, kaynaklarımız yok oldu… Artık birlik, beraberlik, kardeşlik içinde ve el ele olmamız lazım.
Öteki:
– Kavga kavga kavga… Nereye kadar?
***
‘Yeter daa…’
Herkes düşüncesini söylüyor… Mehmet Günaydın, “Anadolu coğrafyası büyük” diyor: Hepimize yeter… Türk… Kürt… Çerkez… Arap… Laz… Rum…
Güçlü bir Anayasa etrafında toplanalım… Kucaklaşalım.
Yazıktır… Günahtır… 40 yıldır devletin kaynakları heba oldu… Şehitlere ağladık… Yeter daa.
***
Ve… Eren Bülbül’ün annesi
Abdulkadir Biber… Mehmet Sevinç… Muhammet Baykan… Kalabalık giderek artıyor.
Konuşulanları not ediyoruz…
Birkaç satır başı:
Evladını askere gönderen ana, baba artık endişe içinde olmasın.
Terörsüz Türkiye projesinin halka iyi anlatılması lazım.
Fakat… Her şeye karşı çıkan bir kesim var.
Bu sırada… Kalabalıktan biri kahveye giriyor… Ve bir dakika geçmeden elinde bir yerel gazeteyi gösteriyor…
Günebakış.
Gazeteyi önümüze koyuyor… Ve şunları söylüyor:
– Okuyun… Şehidimiz… Evladımız… Canımız, ciğerimiz… Eren Bülbül’ümüzün annesi Ayşe teyze ne diyor? Terörsüz Türkiye projesine destek veriyor.
Karadeniz Bölge Temsilcimiz Özgür Özdemir gazeteyi alıyor… Ve Ayşe Bülbül‘ün sözlerini okuyor:
“Yeter ki başka Erenler ölmesin… Bu saatten sonra, terör bitmesin diye mi haykırayım? Erenlerin şehit olmasına onay mı vereyim? Bizim ağladığımız yeter… Evladımın üzerinde 17 kurşun vardı… Bundan sonra yavrularımız şehit olmasın.”
***
Efkan Ala
Kalabalıktan biri, “Burası, Efkan Ala’nın ilk kaymakamlık yaptığı ilçe” diyor.
Soru:
– Efkan Bey’in kaymakamlığı nasıldı?
İlçenin yaşlıları… Anlatıyorlar: Halkın derdinden anlardı… Kibir nedir bilmezdi… Kimseye tepeden bakmazdı.
Fakir, fukaranın yanındaydı… Garibin, öksüzün, yetimin başını okşardı.
Çarşıda dolaşırdı… İyi bir kaymakamlık yaptı.
***
Nabız tutulacak yer
Telefonun tuşlarına basıyoruz…
Karşımızda Efkan Ala… AK Parti Genel Başkan vekili.
“İlk kaymakamlık yaptığınız yerdeyiz” diyoruz:
– Telefonun sesi açık… Dernekpazarı halkı sizden övgüyle söz ediyor.
– Karadeniz’in nabzını tutmak için en uygun yerindesiniz… Oradaki insanların bir özelliği var… Son söylenecek sözü ilk başta söylerler… Sözlerini esirgemezler.
***
Eyüp Aşık
Anavatan Partisi dönemi… Milletvekili… Bakan… TBMM İnsan Hakları Komisyonu ilk başkanı…
Dernekpazarı onun memleketi.
Yeşillikler içinde bir park:
Eyüp Aşık Parkı.
Çaylar yenileniyor…
Sohbet derinleşiyor… Eyüp Aşık anlatıyor:
Terörün tırmandığı dönem… Herkes sertlik yanlısıydı… Silahla çözüm isteniyordu.
İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olarak demeç verdim… Sorunların silahla çözülemeyeceğini söyledim…
Öyle bir tepki gördüm ki, anlatamam. Şimdi konjonktür uygun… CHP de, dönemeyecek şekilde tavrını koydu… Çok güzel bir gelişme.
Siyaset üstü… Partiler üstü bir konu.
***
Barış gibisi var mı?
Karadeniz… Şehidi çok… Asker… Polis… Sivil.
Söz şehitlerden açılınca… Ak saçlı, ak sakallı biri anlatmaya başlıyor:
– Büyüklerimiz anlatırdı… Yemen harbi sırasında (1914-1916) bizim buradan 24 kişi Yemen’e gitmiş… Tek kişi geri dönebilmiş, Ali Kuzu… Diğerleri şehit düşmüş… Savaş çok kötü bir şey… Barış gibisi var mı?
***
Ve… Darbe gecesi
Önünde oturduğumuz kahve Dernekpazarı merkezde.
Ana cadde üzerinde… Belediye karşısında.
Eyüp Aşık, “15 Temmuz hain darbe girişimin olduğu gece, burada… Yine kahvenin önünde toplanmıştık” diyor.
Sohbet… “O geceye” kayıyor.
Karadenizli… Hala öfkeli… Darbe girişimine ateş püskürüyor.
***
Fırıncı
Anılar anılar… 15 Temmuz gecesi… Eyüp Aşık, dedi ki: Sabaha kadar burada oturduk… Sadık Bey (Albayrak) aramızdaydı… Televizyon açık… Gelişmeleri izledik.
Millet acıktı… Karşıda fırın var… Oradan ekmek getirttik… Marketten de helva.
Belki 40 ekmek yenildi… Saymadım.
Ertesi gün fırına gittim… Kaç ekmek yenildi ise… Parasını ödeyeceğim.
Fırıncı ne dese beğenirsiniz? ‘Siz gece eğlenmek için toplanmadınız… Keyif için toplansaydınız ekmeğin parasını alırdım… Darbeye tepki için kahvenin önündeydiniz… Ekmeğin parasını almak bana yakışır mı?’
***
İstikamet yayla
Telefon… Arayan Sadık Albayrak… Parma Yaylası‘nda:
– Geciktin… Nerede kaldın? Bekliyorum.
– Yoldayım… Bir saate kalmaz, oradayım.
Yarın… Yaylada sohbet… Terörsüz Türkiye… Siyaset…