Vesayete karşı siyasetin dik duruşu

Türk demokrasi tarihinde kara bir leke olarak anılan 27 Nisan e-muhtırasının üzerinden tam 18 yıl geçti. 2007’de Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığına aday olması, eşinin başörtüsü hedef gösterilerek vesayet odaklarını harekete geçirdi. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın imzasıyla gece yarısı yayımlanan bildiride, “Cumhuriyetimizin temel niteliklerine yönelik tehditlerin arttığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ise bu nitelikleri koruma görevini kararlılıkla sürdüreceği” ifadeleri yer aldı.
Bildiride ayrıca, “Atatürk’ün ‘Ne mutlu Türküm diyene’ anlayışına karşı çıkanların Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanı olduğu” vurgulandı. Bu demokrasi dışı müdahaleye AK Parti hükümeti net bir cevap verdi. Dönemin Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 28 Nisan 2007’de yaptığı açıklamada, “Başbakan’a bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı’nın, hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde asla kabul edilemez” diyerek vesayet odaklarına meydan okudu. Çiçek’in bu açıklaması, Türkiye’nin demokratik olgunluğunu bir kez daha ortaya koydu. SABAH