Udinese Sportif Direktörü Gökhan İnler, Beşiktaş’ta Hasan Arat yönetimine kırgın


Futbolculuk kariyerinde Aarau, Zürich, Udinese, Napoli, Leicester City, Beşiktaş, Başakşehir ve Adana Demirspor formalarını giyen Türk asıllı İsviçreli futbol adamı, Ocak 2025’te İtalya Futbol Federasyonundan sportif direktörlük lisansını aldı.
Gökhan İnler, sportif direktörlük görevi, İngiltere ve Türkiye’de yaşadığı şampiyonluklar, Udinese’de forma giyen Nicolo Zaniolo ve A Milli Futbol Takımı ile ilgili AA muhabirine açıklamada bulundu.
Yoğun bir şekilde çalıştığını anlatan İnler, “İkinci sezonum, iki sene önce başladığım Uluslararası Oyuncular İçin Master (MIP) eğitimi var. Bu sene bitirdim. Önemli bir diploma. UEFA’nın bünyesinde olmak da benim için çok gurur verici bir şey. Ayrıca İtalya’da sportif direktör lisansı almaya mecbursun. Futboldan sonra hemen öğrenmek, okuldaki gibi kolay değildi. Yoğun bir tempoyla o notları aldım ve şimdi baktığımızda gayet iyi gidiyor. Takımla, hocayla, başkanla beraber yoğun bir süreç oluyor. Artık sadece kendine bakmıyorsun. Bütün futbolculara, çalışanlara… Herkesle iş birliği yapıp bu takımı iyi yerlere getirmek istiyorsun.” diye konuştu.
Sportif direktörlük görevi hakkında bilgi veren İnler, şunları kaydetti:
“Herkes transfer yapabiliyor ama bence en önemlisi oyuncuyu sonrasına hazırlamak. Sadece transferle iş bitmiyor. Oyuncuyu da hazırlaman lazım. Futboldan geldiğim için onları doğru şekilde anlatmak lazım. Şimdiki sportif direktörler çok modern oluyor. Sahanın içine, sahanın dışına, idmanlara ve maça bakıyorlar. Bunlar İtalya’da çok önemli. Tüm odağım şu an Udinese’de. Avrupa’da çok önemli bir yerdeyim. Futbolda dinamikler farklı ama dediğim gibi ben işimi yaparsam hep yüzde 100 yapıyorum. Ben bir şey gördüğümde arkasında dururum. Udinese de öyle istedi.”
“BEŞİKTAŞ’TA YÖNETİM DEĞİŞTİĞİNDE BENİ NAZİKÇE BİR KENARA KOYDULAR”
Gökhan İnler, Beşiktaş’ta eski başkan Ahmet Nur Çebi’den sonra göreve gelen Hasan Arat yönetiminin kendisine beklediği görevi vermediğini dile getirdi.
İnler, siyah-beyazlı takımda son yıllarda istenilen başarıların elde edilememesine ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi:
“Ben kulüpteydim. Futbolcu olarak son senemdi. Futbolcu olarak içeriyi görüp ileride sportif direktör olarak bunun devamını yapabilirdim. Sonra yönetim değiştiğinde nazikçe beni bir kenara koydular. Oradaydım yani sonuçta ben kulübe yardım etmek istedim ama o şansı sonradan alamadım. Beşiktaş’a tecrübelerimle yardım edeyim isterdim. Sadece futbolla değil bu, organizasyon, ekip, pozitif enerji gerekiyor. Bunlara çok önem veriyorum. Neden olmadı onu ben bilemem. Ben bir futbolcuydum ve orada son senemi bitirip, Beşiktaş’ta ilk işimi elde etmek istedim ama maalesef olmadı. Ne değişmesi gerek? Nasıl daha iyi olur? Neden olmuyor? Bunu tartışacaksın. Kimse sihirbaz değil.”
“ZANİOLO’NUN SATIN ALMA OPSİYONU PERFORMANSA BAĞLI”
Gökhan İnler, sezon başında Galatasaray’dan kiralık olarak Udinese’ye transfer olan İtalyan hücum oyuncusu Nicolo Zaniolo’nun satın alma opsiyonunun performansına bağlı olduğunu aktardı.
Her gün oyuncularla vakit geçirdiğini anlatan İnler, “Zaniolo ile her zaman iletişimdeyiz. Çünkü özel ve büyük bir oyuncu. Tabii ki onun hedefleri de var. Ben onu zaten önceden tanıyordum. Çok olgun, çok profesyonel. Udinese’de olmak onun da şansı. Her gün görüşüyoruz. Bir sıkıntısı olursa onu hemen tartışıyoruz. Şu an çok iyi gidiyor. Buraya hazır geldi. Serie A çok fiziksel, çok taktiksel bir lig. Golünü de attı, umarım ilerleyen zamanda daha da iyi olur.” ifadelerini kullandı.
Zaniolo’nun transferi konusunda Udinese’nin satın alma opsiyonunun olduğunu vurgulayan İnler, “Zaniolo’nun satın alma opsiyonu bize, oyuncuya ve performansa bağlı. Buna sezon sonunda biz karar verebiliriz. Oyuncu iyi performans verir, kulüpler de ‘Tamam’ der, oyuncu da isterse transfer olur ama şu anda kiralık. Udinese’nin satın alma opsiyon hakkı var.” değerlendirmesinde bulundu.
“BAŞKANI İKNA EDİP BİR TÜRK FUTBOLCUYU UDİNESE’YE GETİRMEK İSTERİM”
Gökhan İnler, Türk futbolcuların çok yetenekli olduğunu dile getirdi.
İtalya Serie A’daki takımlarda Avrupa pasaportu olmayan iki yabancı oyuncunun forma giyebildiğini hatırlatan Gökhan İnler, “Türkiye’de çok yetenekli oyuncular var. Birkaç tane genç var ama şimdi isim söyleyemem. Benim için en önemli şey Türkiye tecrübem. Oradaki gençler çok yetenekli ama İtalya için bir problem var. Şu anda bizim takım tam. Onun için de bu durum biraz sıkıntılı ama yarın, öbür gün yerimiz olursa ben elbette başkanı ikna edip bir Türk futbolcuyu Udinese’ye getirmek isterim.” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE İNŞALLAH DÜNYA KUPASI’NA GİTMEYİ BAŞARIR”
Gökhan İnler, 2026 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nde mücadele eden ay-yıldızlıların şampiyonaya gitmesini istediğini ifade etti.
Takımda çok genç oyuncuların olduğunu anlatan İnler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tecrübeli ve karakterli oyuncular var. Vincenzo Montella da karakterli. Onunla çalıştım. Oyuncular, bu takıma, şanlı formaya gerçekten her şeyini, yüzde 100’ünü verirse Türkiye çok iyi yerlere gelebilir. Türkiye’de başarmak kolay bir şey değil ama takımı iyi görüyorum. Oyuncular da iyi, iyi bir karışım var. Takım için pozitifim. İnşallah da Dünya Kupası’na gitmeyi de başarırlar. Montella da üst düzeyde oynadı, büyük kulüplerle tecrübesi var. Onunla da irtibattayım. Ara sıra fikir alışverişi yapıyoruz. Onun hedefi Türkiye’de başarmak. Zor maçlar olacak. Türkiye artık hak ediyor. Hocayı, oyuncuları bildiğim için bu jenerasyon bunu hak ediyor. İnşallah Dünya Kupası’na katılırlar. 24 sene sonra onları yeniden izlemek gurur verici olacak.”
“KENAN YILDIZ, GÜN GÜN BÜYÜYOR”
Gökhan İnler, Serie A’da mücadele eden milli futbolculardan övgüyle söz etti.
Hakan Çalhanoğlu, Kenan Yıldız ve Zeki Çelik’in özel oyuncular olduğunu aktaran İnler, şöyle konuştu:
“Üçü de büyük kulüplerde oynuyor. Kenan Yıldız, gün gün büyüyor. Çok efendi, çok iyi bir oyuncu. Gayet iyi performans veriyor ve hatta kaptanlık bile verdiler. Bu çok büyük bir şey. Kulüp de özel oyuncu olduğunu görüyor. Kulüp, onun için her şeyini veriyor. Kenan da çok iyi oynuyor ve sahada her şeyini onlara geri veriyor. Değeri de bence o kadar var. Çok özel bir oyuncu. İnşallah böyle devam eder. Çok iyi yerlere geldi. Daha da iyi, büyük yerlere gelecektir. Hakan Çalhanoğlu ile maçlarda görüştük. O da çok iyi bir kariyer yaptı. Sağlam bir oyuncu, sağlam bir lider. Onu da çok iyi gördüm. Geçen maçta Zeki Çelik ile de görüştük. O da mutlu. O da ‘Fransa’ya baktığımızda Serie A çok çok farklı.’ diyor. Serie A gerçekten sert ve zor bir lig. Üç milli oyuncuyu orada görmek gurur verici.”
Serie A’nın genç oyuncular için önemli bir basamak olduğunu vurgulayan İnler, “Son dönemlerde Semih ile görüştük. Milli aradan önce Cagliari’ye karşı oynadık. Semih gayet mutlu. Adapte oldu ve tabii ki o da şansını bekliyor. Daha genç ve hoca da tanıdığım bir hoca, eski futbolcu. Hoca da Semih’ten mutlu. Serie A’da rekabet yüksek. Sıkıntı görmüyorum, onun da devamlı çalışması, her şeyini vermesi lazım. Futbol için yaşamaları, saygı duymaları gerek. Sonunda sahada onlar oynuyor. Biz oynayamıyoruz ama ağabey olarak onlara yardım ediyoruz.” şeklinde görüş belirtti.
“BOĞAZ’DA ŞAMPİYONLUK KUTLAMALARI DÜNYADA OLMAYAN BİR ŞEY”
Gökhan İnler, Beşiktaş formasıyla 2016-2017 sezonunda kazanılan şampiyonluğun İstanbul Boğazı’ndaki kutlamalarından övgü dolu sözlerle bahsetti.
Leicester’dan sonra Beşiktaş’a transfer olduğunu anlatan İnler, “Küçüklüğümden beri tuttuğum takım Beşiktaş’a gelmek benim için de çok özel bir duyguydu. Yeni bir sayfa ve hemen ilk senede süper taraftarlarla Beşiktaş’a müthiş bir şampiyonluk geldi. Küçüklüğümden beri hep istediğim takımda oynamak ve bu kupayı kaldırmak… O şampiyonluğun benim için çok özel bir yeri var. Boğaz’da şampiyonluk kutlamaları. O da bence dünyada olmayan bir şeydi, müthişti.” dedi.
“KARİYERİMİN EN ZOR DÖNEMİYDİ”
Gökhan İnler, Leicester City ile 2015-2016 sezonunda elden edilen şampiyonluğun yaşandığı zamanı “kariyerinin en zor dönemi” olarak açıkladı.
Leicester’daki projeye İtalyan teknik direktör Claudio Ranieri’nin kendisini ikna ettiğini anlatan İnler, şöyle devam etti:
“8 sene İtalya’da oynadım ve bir ülke değişimi yaparak Leicester’a gittim. Leicester City’yi kimse tanımıyordu. O dönemlerde küçük bir kulüptü ama sadakatin olduğu bir aile kulübüydü. Sağ olsun Claudio Ranieri beni çağırdı. Beni projeye ikna etti. Orada gerçekten iç içe bir takım gördüm. Belki büyük isimler yoktu ama takım olarak, ruh olarak çok güçlüydük ve açık söyleyeyim kariyerimin en zor dönemiydi. Baktığımızda az maç oynadım. İngiltere’de genelde 40’a yakın veya daha fazla maç oynanıyor. O dönem benim için gerçekten zordu. Çünkü Ranieri beni istedi ama oyuncuları deniyordu. Ben geç geldim, takımla kamp görmedim. Geç geldim ve onlar birkaç maç oynadı. Takımın hamurunu biraz yoğurdular.”
Söz konusu sezonda ligde sadece 3 kez yenildiklerini anımsatan İnler, şunları kaydetti:
“Biraz zorlandım. Benim için kolay olmadı ama sonra baktığımda da N’Golo Kante ve Danny Drinkwater ikilisi süper eşleşti. Benim de hiç şansım yoktu. İdmanlarda hep yüzde 100’ümü veriyordum, yani hazırdım. Süper iş yaptılar. Gerçekten herkes hak ediyordu ve ben futbolu içeriden değil dışarıdan biraz gözetledim. Zor günler geçirdim. Milli takımı kaybettim. Milli takımda kaptanlığımı kaybettim. Kolay değildi. Kendime ‘Bu da bir tecrübe.’ dedim. Mecburum, iki yolu var. Ya bitireceksin ya da savaşacaksın. Ben de savaşmak için ikinciyi seçtim ve sonunda Premier Lig’i kazandım. Dünyanın en önemli kupalarından birisi. Biliyorum çok fazla fedakarlık vardı. Çok ter döktük. Çok stres vardı ama sonunda bu galibiyeti kabul ediyorum. Leicester böyleydi. Takımda herkes gerçekten sağlıklıydı. Herkes birbirine saygı duyuyordu. Sonunda bu enerjiyle Premier Lig’i kazandık. Müthişti.”
“1. LİG FARKLI BİR LİG, ÇOK ZOR”
Süper Lig’de Başakşehir, 1. Lig’de de Adana Demirspor formasıyla mutlu sona ulaşan İnler, o dönemleri şu sözlerle anlattı:
“Başakşehir bildiğiniz gibi yeni kurulmuş bir kulüptü. Yıldız oyuncular vardı. Başakşehir’de de tarih yazdık. İlk şampiyonluğu kazandık. Orada da özel günlerim geçti. Tesislerden, teknik ekipten tutun gerçekten iyi bir organizasyonla bu şampiyonluğu Başakşehir’de yaşayabildim. Adana Demirspor da beni hep çok istedi. 1. Lig farklı bir lig, çok zor. Orada oynamak da çıkmak da gerçekten zor. Ben o hissi, taraftarı hissettim. Bunu sportif olarak gördüm, maddi olarak görmedim. Adana Demirspor’un projesini kabul ettim. Bir projede, 26 sene çıkmamış bir kulüp var. Zor olduğunu biliyordum ama ben meydan okumaları seviyorum. Onun için Adana Demirspor’u seçtim ve bir sona sonra birinci olduk. O dönem müthişti. Adana Demirspor’u 26 sene sonra şampiyon yaptık. Kariyerimdeki dört kupa da önemli. Bence hepsinin özel bir hikayesi var ama tabii ki değer olarak Premier Lig bence en büyük kupalardan birisi.”
“SERİE A’DA HER MAÇ ÇOK ZOR”
Gökhan İnler, İtalya 1. Futbol Ligi Serie A’da rekabetin çok yüksek olduğunu aktardı.
Bu sezona iyi başladıklarını belirten İnler, “Udinese, 40 senedir Pozzo ailesiyle devam eden bir hikaye. 30 senedir Serie A’da mücadele ediyor. Hep gençlere şans verip, onları geliştirip, sonra daha büyük kulüplere satıyor. 2007’den 2011’e kadar Udinese’deydim ve sonra Napoli’ye transfer oldum. Her sene iyi oyuncular geliyor. Sonra tabii ki büyük kulüpler kapıyor. Biz de onlara taş koymuyoruz, yardım ediyoruz. Bu sene fena başlamadık. Serie A’da her maç çok zor. Herkes birbirini yenebiliyor. Rekabet çok iyi. Şu anda gayet iyi gidiyor. Buksa ve Zaniolo gibi isimler yeni geldi. Onlar da çok profesyonel ve çok iyi çalışıyorlar. Oyuncular gelişiyor, zaman gerekiyor.” diye konuştu.
“ADANA DEMİRSPOR’UN BU DURUMDA OLMASI HERKESİ ÜZÜYOR”
Gökhan İnler, 2020-2023 yıllarında formasını giydiği Adana Demirspor’un yaşadığı zor günlere herkesin çok üzüldüğünü belirtti.
Kulübün yaşadığı sorunların nedenlerini bilmediğini anlatan İnler, “Adana Demirspor dinamiklerine ben bir şey diyemem. Herkes gibi çok üzülüyorum. Orada futbolcuydum. O şehri, o kulübü bu seviyeye taşımak benim için gerçekten büyük bir işti. Bu halde olmaları beni çok üzdü. Potansiyel var, o kadar genç futbolcu var ama maalesef bu durumda olmaları sadece beni değil herkesi üzüyor.” ifadelerini kullandı.



