

Cumhuriyet’in ilk yıllarında “nüfusu artırma” hedefiyle ilerleyen Türkiye, 1960’lardan itibaren bu stratejiden vazgeçerek “nüfusu azaltma” politikalarına yöneldi. ABD merkezli Rockefeller Vakfı gibi dış kaynaklı yapıların etkisiyle hazırlanan kanunlar, bugün yaşanan nüfus krizinin temellerini attı. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemalettin Şahin, bu tarihi kırılma noktasını ve sonuçlarını A Haber‘e değerlendirdi.
1965 KANUNU VE NÜFUS KRİZİNİN BAŞLANGICIK
Prof. Dr. Cemalettin Şahin, Türkiye’nin nüfus politikasındaki köklü değişimin 1960’lı yıllarda başladığını belirterek, “Türkiye, Cumhuriyet’in ilanından itibaren öncelikle nüfusu artırmaya yönelik bir yol izledi. Bu politikalar 1950’lerin sonuna gelindiğinde tartışılmaya başlandı. 1960’da Devlet Planlama Teşkilatı kurulunca hazırlanan Birinci 5 Yıllık Kalkınma Planı’nda ‘nüfus planlaması’ kavramı ilk defa resmi olarak Türkiye’de gündeme geldi. 1965’te Nüfus Planlaması Kanunu çıkarıldı. Bu, Cumhuriyet tarihinde bir ilkti. Bu kanundan sonra devlet nüfus planlaması yaptı ve biz şu an yapılan o planın sonuçlarını yaşıyoruz.” bilgilerini verdi.



