TUNÇ DEMİRTAŞ / Türkiye’nin Yeni Uzay Üssü ve Uzayın Demokratikleşmesi İçin Türkiye–Somali İş Birliği


Türkiye, yakın zamanda Somali‘de bir uzay üssü kurma planıyla ilgili gelişmeleri paylaştı. Küresel ve ulusal ölçekte dikkat çeken bu gelişmede neden Afrika ve neden Somali soruları öne çıkıyordu. Peki bu girişim sadece teknik bir tercih mi, yoksa daha derin stratejik anlamlar mı taşıyor?
Somali’nin yer aldığı coğrafi konum gelecekteki bu proje için kritik önem taşıyor. Somali ekvatora çok yakın. Dünyanın dönüş hızı ekvatorda en yüksek seviyede. Oradan fırlatılan bir roket, bu doğal hız sayesinde “bedava” bir itki gücü kazanarak daha az yakıtla daha ağır yükleri yörüngeye ulaştırabilir. Yani fırlatma maliyetleri daha az ve verimlilik daha çok. Nitekim yıllardır birçok uzay gücü fırlatma merkezlerini ekvatora yakın bölgelere kurarak bu avantajdan faydalanıyor. Türkiye’nin Somali hamlesi de aynı mantığa dayanıyor. Ekvatora yakınlık avantajını kullanmak ve Hint Okyanusu‘na bakan Somali kıyıları sayesinde roket parçalarının güvenle düşebileceği alanlara sahip olmak.
Teknik gerekçelerin yanı sıra, bu projenin ardında Türkiye’nin uzay hedefleriyle Türkiye Yüzyılında Afrika vizyonu yatıyor. Türkiye uzay alanında Ay‘a inişten yerli uydu üretimine uzanan hedeflere sahip. Ama uzayda iddialı bir oyuncu olmak için sadece kendi topraklarına mahkum kalınamayacağı da biliyor. Bunun için ilk olarak stratejik konumlarda fırlatma merkezlerine sahip olmak şart. Somali’deki üs, Türkiye’ye bu imkânı verecek.
Bunun yanında bu proje, Türkiye’nin Afrika’daki varlığını yeni bir boyuta taşıyacak. Türkiye, Afrika’da insani yardım ve kalkınma projeleriyle güçlü bir profil çizdi. Artık “yüksek teknoloji ortağı” kimliğiyle de öne çıkıyor. Uzay üssü kurmak, yardım odaklı söylemin ötesinde bir adım. Böylece Türkiye, bölgesel bir güç olarak teknolojik kapasitesini Afrika’yla ortak geliştiren bir aktöre dönüşüyor.
Somali cephesinde ise bu girişim büyük bir prestij ve kalkınma fırsatı. Uzun yıllar dünya gündemine terör, kıtlık ve iç savaşla gelen Somali, ilk kez uzay teknolojisiyle anılma şansı yakalıyor. Böylesine ileri bir yatırıma ev sahipliği yapmak, Somali’nin uluslararası imajını elbet değiştirecektir. “Yatırım yapılamaz, tehlikeli ülke” algısının yerini “iş birliğine uygun” bir ülke algısı alacaktır.
Tabii bunun ötesinde Türkiye ve Somali bu projeden birçok kazançla birlikte diplomatik ve psikolojik fayda da elde edecektir. Uzay üssünün inşası ve işletilmesi yerel istihdam ve eğitim imkânları sağlayacaktır. Türkiye’nin daha önce Mogadişu‘da hastane, okul, yol gibi yatırımlarla başlattığı kalkınma desteği, şimdi çok daha ileri bir boyuta taşınmaktadır. Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud da bu projenin ülkeye “milyarlarca dolardan daha önemli” katkı sağlayacağını söyleyerek, bu kazanımın maddiyatla ölçülemeyeceğini 2024 sonunda belirtmişti.
Nitekim uzay üssü girişimi, Türkiye ile Somali ilişkilerinde de yeni bir sayfa açıyor. Günümüze dek ikili ilişkilerde güvenlik, eğitim, sağlık gibi alanlardaki iş birlikleri öne çıkıyordu. 2011’de Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın Mogadişu’ya yaptığı tarihi ziyaretle başlayan yakınlık, Türkiye’nin Somali’de dünyanın en büyük Türk büyükelçiliği ve farklı bölgede askeri eğitim üssü açması, sağlık ve altyapı yatırımları yapmasıyla konsolide oldu. Bu süreçte Somali halkı da Türkiye’ye karşı güçlü bir güven beslemeye başladı. Kısacası artık ilişkiler tek taraflı yardımın ötesinde karşılıklı çıkar ve ortak vizyon temelinde. Uzay üssü projesi, iki ülkeyi “stratejik ortaklık” düzeyine çıkaran bir sembol haline gelecektir. Bu, Türkiye-Afrika ilişkilerinde de örnek teşkil edebilecek, “kazan-kazan” anlayışına dayalı başka bir başarı hikayesi olacaktır.
Bu proje, aynı zamanda uzayın demokratikleştirilmesi fikrinin somut bir örneği olarak okunmalı. Uzay çalışmaları uzun süre yalnızca birkaç büyük güçle sınırlı kaldı. Teknolojik ve ekonomik eşitsizlikler nedeniyle birçok ülke bu alanda pasif izleyici konumundaydı. Türkiye’nin Somali ile ortaklaşa yürüteceği bu girişim, yüksek teknolojiye erişimin sadece gelişmiş ülkelerin ayrıcalığı olmadığını, iş birliği yoluyla her ülkenin bu alanda söz sahibi olabileceğini gösteriyor. Böylece uzay, dar bir elitin yarış alanı olmaktan çıkıp, farklı coğrafyaların ortak vizyonuna açılan bir platform haline geliyor.
Güvenlik Riskleri ve Stratejik Avantajlar
Elbette böyle büyük bir hamlenin uluslararası yansımaları da olacaktır. Somali’de bir Türk uzay üssü kurulması, büyük güçlerin dikkatini çekmektedir. Şu ana kadar açık bir tepki gelmese de bu gelişme dünyanın belli başlı başkentlerinde mercek altında. Afrika Boynuzu’nun jeostratejik önemi düşünüldüğünde, burada kalıcı bir yüksek teknoloji varlığının dengeleri etkileyebileceği aşikar.
Proje sivil amaçlı da olsa, uzay teknolojisi çift kullanımlı olduğu için bunun Türkiye’nin savunma kabiliyetlerini de artırabileceğini düşünen aktörler de var. Ancak hem Türkiye hem de Somali bu iş birliğinin uluslararası hukuka uygun ve şeffaf bir zeminde ilerleyeceğini açıkça vurguluyor. Türkiye’nin teknoloji alanındaki bağımsızlığını ve etki alanını genişletme hamlesi ortada durmakta. Dolayısıyla bu hamle, Türkiye’yi küresel güç rekabetinde yeni bir konuma taşıyacak bir hamle.
İçeride ise en önemli risklerden biri güvenlik. Somali’nin bazı bölgelerinde aktif olan el-Şebab terör örgütünün, bu projeye tehdit oluşturabilir endişesi mevcut. Ancak Türkiye, yıllardır Somali güvenlik güçlerini eğiterek bu riski asgariye indirmek için çeşitli destekler sağlıyor. Üssün kurulacağı bölgenin Türk savunma sanayii ürünleriyle sıkı koruma altına alınacağı gerekliliği kaçınılmaz. Üstelik böyle büyük bir yatırımın Somali’de istikrara katkı yapması da muhtemel. Ayrıca uzun yıllar güvensizlik sarmalıyla iç içe yaşamış bir ülkeye yabancı yatırım ve teknoloji transferi geldikçe halkın da geleceğe dair umutları artacaktır.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Somali’de uzay üssü kurma hamlesi, cesur ve çok katmanlı bir stratejinin parçasıdır. Bu adım Türkiye’nin kazan-kazan yaklaşımının bir başka yansımasıdır. “Akıllı güç” kullanımının en somut örneklerinden biri olma niteliğine sahip olan bu proje, Türkiye’ye uzay çalışmalarında bağımsız bir kapasite kazandıracaktır. Aynı zamanda bu proje, Somali’ye prestij ve yatırım güvenini artıracaktır. Sözün özü, yakında Somali semalarından Türk roketlerinin yükselecek olmasını beklemek gerek. Ortaya çıkacak bu manzara, Türkiye’nin ve Somali’nin geleceğini birlikte uzaya taşıma kararlılığının sembolü olacak.