YAZARLAR

TİMUR SIRT / Türkiye’de en çok dinlenen yabancı müzik İngilizce ve Korece

Araştırmalar, Türkiye’de en çok dinlenen müzik türünün Türkçe pop olduğunu gösteriyor. Yabancı müzikler arasında ise İngilizce şarkılar açık ara önde. İngilizce’yi Korece ve İspanyolca şarkılar takip ediyor

Türkiye’nin lider dijital müzik platformlarından Muud, milyonlarca yerli ve yabancı şarkıya sınırsız erişim imkânı sunarak müzikseverlerin favorisi olmaya devam ediyor. Kullanıcılar, diledikleri her an modlarına uygun müzik listelerini keşfedebiliyor ve sevdikleri sanatçıların özel radyolarıyla müziğin tadını çıkarabiliyor. Araştırmalar, Türkiye’de en çok dinlenen müzik türünün Türkçe pop olduğunu gösteriyor. Bunu sırasıyla arabesk, rock ve Türk halk müziği takip ediyor. Yabancı müzikler arasında ise İngilizce şarkılar açık ara öndedir. Preply’nin araştırmasına göre, Türkiye’de en çok dinlenen yabancı şarkıların yüzde 92’si İngilizce’dir. İngilizceyi Korece ve İspanyolca takip ediyor. Muud üzerinden kullanıcılar, kişisel müzik arşivlerine kolayca ulaşırken, favori parçalarını listeleyip arkadaşlarıyla paylaşabiliyor. Üstelik bu ayrıcalıklar sadece Türk Telekom abonelerine özel değil. Tek Şifre üyeliği bulunan herkes, Türk Telekom müşterisi olmasa da Muud’u kullanabiliyor. Mobil hat, evde internet veya sabit telefon hattı olmayan kullanıcılar da misafir üyelik ile platforma erişim sağlayabiliyor. Muud’un Premium üyelik seçeneği ise kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. Premium üyeler, şarkıları çevrimdışı dinleyebiliyor, HD ses kalitesinde müziğin keyfini sürebiliyor ve radyolarda sınırsız şarkı atlama hakkına sahip oluyor. Ayrıca her ay diledikleri 250 yerli şarkıyı indirerek mobil cihazlarında, tabletlerinde veya bilgisayarlarında internet bağlantısı olmadan da dinleyebiliyor. Kullanıcı odaklı yapısıyla dikkat çeken Muud, Türkiye’deki dijital müzik dinleme alışkanlıklarını yeniden şekillendiriyor.

İLK VİDEONUN ÜZERİNDEN 20 YIL GEÇTİ BUGÜN KÜRESEL SORUN HALİNE GELDİ
İnternette onlarca yıl geçirmiş olanlarımız için bugün büyük bir dönüm noktası: YouTube‘a yüklenen ilk videonun 20’inci yıl dönümü. Bu olay, 23 Nisan 2005’te gerçekleşmişti; bu da Google‘ın siteyi satın alma konusunda akıllıca bir hamle yaptığı tarihten yalnızca bir buçuk yıl öncesiydi. Bu ilk video, 19 saniyelik efsanevi “Me at the zoo” (Hayvanat bahçesinde ben) adlı klipti; bu türden videolar, erken dönem YouTube’un ne olduğunu tanımlayan içeriklerdendi. Görüntü kalitesi düşüktü, kısaydı ve üretim kalitesi adına neredeyse hiçbir şey yoktu.

REGÜLASYON SORUNLARI YAŞIYOR
YouTube, içerik denetimi, telif hakkı ihlalleri ve kullanıcı gizliliği gibi konularda dünya genelinde çeşitli eleştirilerle karşılaştı. Özellikle çocuklara yönelik içeriklerin denetimi ve reklam politikaları, platformun regülasyonlarla ilgili sorun yaşamasına neden oluyor. Avrupa Birliği, YouTube’u Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında platformun tavsiye sistemlerinin tasarımı ve işleyişi hakkında detaylı bilgi talep ederek denetleniyor. Ayrıca, YouTube’un reklam engelleyicileri engellemek için kullandığı sistem, Avrupa Birliği’nde büyük tartışmalara neden olmuş ve bu sistemin GDPR’ı ihlal edip etmediği yetkililer tarafından değerlendiriliyor. ABD’de federal yetkililer, belirli You- Tube videolarını izleyen kullanıcıların kimlik bilgilerini talep etmiş ve Google’dan bu bilgileri sağlamasını istediği söyleniyor. Bu durum, kullanıcı gizliliği ve veri koruma konularında endişelere yol açtığı ifade ediliyor.

TEK TALİBİ GOOGLE DEĞİLDİ
Google YouTube’u satın almadan önce başka şirketlerin de YouTube’a ilgi gösterdiği biliniyor. Google dışındaki taliplere yakından bakalım.
Yahoo! ağır davrandı YouTube’un erken döneminde satın alma ile ciddi şekilde ilgilendi. Ancak şirketin iç yapısı ve karar alma süreçlerinin yavaşlığı nedeniyle bu fırsatı kaçırdığı söylenir.
Microsoft teklif veremedi Video alanındaki büyüme potansiyelini gören Microsoft da YouTube’a ilgisini dile getirmiş, fakat bu ilgisini somut bir teklife dönüştürememiştir.
Medya devleri satın alamadı Viacom ve NBCUniversal gibi medya devleri, o dönemde dijital içeriğe yönelme planları kapsamında YouTube’un yükselişini takip etmiş, ancak doğrudan bir satın alma hamlesi yapmamışlardır.

İÇERİK KANALI DÖNÜŞÜMÜ
Google, YouTube’u 2006 yılında satın aldıktan sonra, platformu küresel ölçekte genişletme stratejisi kapsamında çeşitli ülkelerde yerel sürümlerini başlattı. Bu çabaların bir parçası olarak, 19 Haziran 2007’de Paris’te düzenlenen Google’ın Basın Günü etkinliğinde, YouTube’un Fransa dahil olmak üzere dokuz ülkede yerel dil sürümlerinin lansmanı duyuruldu. Bu YouTube’un Fransa pazarına resmi girişini temsil ederken, Google CEO’su Eric Schmidt’in de katılımıyla gerçekleşti. Etkinlikte, YouTube’un Fransız kullanıcılar için yerelleştirilmiş bir deneyim sunma hedefi vurgulandı.Google’ın YouTube’u Fransa’da tanıtmak amacıyla düzenlediği Paris etkinliği, 19 Haziran 2007 tarihinde gerçekleşti. Etkinliğe 3 gazeteci arkadaşımla beraber katıldık. Paris’teki etkinlikte kurucularından Chad Hurley ile tanıştık. Doğum günü videolarını yüklemek için yola çıktıklarını söylemişlerdi. Bize de Televidyon fikri için ilham kaynağı olmuştu.

YENİ RAKİPLERİ ÇIKTI
Türkiye’de de binlerce içerik geliştiricinin iş ortağı olduğu ve her gün yeni videoların yüklendiği platform bağımsız gazeteciler için de önemli kanala dönüştü. Ancak gösterim algoritmaları her zaman tartışmalara sebep oluyor. Teknoloji içeriği üretenler için YouTube müşteri deneyimi fikrinden etkilenerek değişti. İçerikler artık sıkıcı testler yerine deneyim anlatılan mecraya dönüştü. YouTube içerik konusunda TikTok gibi rakiplerinin gerisinde kaldı. Kısa videolar konusunda TikTok’un başarısı yayın politikasını değiştirdi. 20 yılda önemli değişimler yaşadı. Şimdi pek çok küresel içeriğe ev sahipliği yapıyor. Binlerce girişime ve içerik üreticisine iş ortaklığı yapmaya devam ediyor.

MİLYONLARCA AKAN VİDEOLU HAYAT
Küresel video izleme pazarında rekabet, 2025 itibarıyla hem içerik üretimi hem de izleyici alışkanlıkları açısından büyük bir dönüşüm geçiriyor. YouTube, Netflix ve TikTok gibi platformlar, farklı stratejilerle liderlik için yarışıyor. YouTube, ABD’de TV izleme süresinin yüzde 11.1’ini oluşturarak Netflix (yüzde 8.5) ve Amazon Prime Video (yüzde 4.0) gibi rakiplerini geride bırakıyor. Netflix, 2024’te 416 milyar dolarlık bir değerlemeye ulaştı ve 2030’a kadar 1 trilyon dolarlık bir şirket olma hedefiyle ilerliyor. TikTok,2024’te 63,3 milyar dolarlık küresel gelir elde ederek YouTube’un 33.3 milyar dolarlık reklam gelirini neredeyse ikiye katladı. YouTube kısa videolar (YouTube Shorts), canlı yayınlar ve podcast’lerle içerik yelpazesini genişletiyor. Ayrıca, MrBeast ve Sidemen gibi içerik üreticileriyle iş birliği yaparak geleneksel TV’ye rakip olacak projelere imza atıyor. Netflix dijital içerik üreticileriyle iş birlikleri kurarak “Survivor” ve “The Bachelor” gibi formatlara benzer yarışma programları geliştiriyor. Bu stratejiyle genç izleyici kitlesini hedefliyor. TikTok kısa video formatındaki liderliğini e-ticaret ve canlı yayın satışlarıyla birleştirerek gelir modellerini çeşitlendiriyor. Özellikle Asya pazarında bu strateji büyük başarı sağlıyor. Avrupa’da, Netflix ve Amazon Prime Video gibi platformlar, video talep pazarında lider konuma İspanya’nın Endülüs bölgesinde yapılan bir araştırmaya göre, Netflix yüzde 54.1 ile en çok kullanılan video platformu oldu. Latin Amerika’da, TikTok ve Netflix, 2024’te en çok kullanılan platformlar arasında yer alıyor. Küresel video içerik pazarı, 2024’te 129.26 milyar dolarlık bir değere ulaştı ve 2030’a kadar 416.84 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ayrıca, canlı yayın pazarı 2024’te 104.9 milyar dolarlık bir değere sahipti ve 2033’e kadar 712.9 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu