TİMUR SIRT / Teknolojinin patronları taze girişimci olur mu?

Teknoloji devlerinin kurucuları, yapay zekanın sanayiyi dönüştüreceğine inanıyor ve bu dönüşümün içinde olmak için operasyonel işlere geri dönüyor. Elon Musk’ın xAI girişiminden sonra Amazon’un patronu Jeff Bezos da operasyonel rol üstlendi
“Bir yaştan sonra artık yeni bir girişim kurmak zor” klişesi, iş dünyasında ve sosyal hayatta sıkça duyduğumuz cümlelerden biri. Oysa son yıllarda teknoloji dünyasının en çok konuşulan yeni yapay zeka girişimlerinin arkasında, 50’lerini çoktan geçmiş iki figür var: Elon Musk (53) ve Jeff Bezos (61). Ve onlar, adeta iş dünyasına şu mesajı veriyor: “Girişimcilik yaşlanmaz. Sadece olgunlaşır.” Peki bu heyecanın arkasında ne var? Yapay zekanın sadece teknoloji sektörünü değil, neredeyse tüm endüstrileri kökten değiştireceği öngörüsü. Türkiye’de bunun benzerleri var. Örneğin Nazım Salur, Bitaksi’yi kurduktan sonra Getir girimine başlayarak Unicorn hale getirdi. Yapay zeka girişimleri açısından duruma bakacak olursak, Barbaros Özbuğutu iyzico’u Upay’e satışından sonra yatırımcı rolüne bürünmüştü. Ancak şimdi heyecan verici bir yapay zeka projesiyle girişimciliğe geri dönüş yapıyor. Barbaros Özbuğutu (iyzico’nun kurucu ortaklarından) ile Volkan Özkan (yolda’nın kurucularından) Almanya’nın Frankfurt merkezli Donnerstag.ai adlı yeni girişimlerini resmen duyurdu. Şirket, tedarikçi-fatura mutabakatı ve B2B ödeme şeffaflığı üzerine yapay zekâ tabanlı bir mutabakat platformu geliştiriyor. Şirketlerin en can alıcı işi nakit akışının peşine düşmeden önce teslimat ve faturaları eşleştirip hata yapılmasının önüne geçiyor. Bunu yaparken yapay zeka teknolojisini kullanıyor. Şimdilik tohum aşamaya gelmeden 4.3 milyon Euro yatırım aldı.

BAŞARI YAŞ ORTALAMASI 47
Silicon Valley’in hızlı büyüyen startup kültürüne baktığımızda, girişimciliğin 20’li yaşların oyunu gibi görüldüğü bir atmosfer yaratıldığını hissederiz.
Ancak gerçekler farklı: Global istatistikler, en başarılı startup kurucularının ortalama yaşının 47 olduğunu söylüyor. Elon Musk ve Jeff Bezos ise bu istatistiğe yeni bir parantez açıyor:
Elon Musk’ın xAI’sı, benzer bir hikaye anlatıyor: 6 milyar dolar civarında yatırım alan şirket, Tesla ve SpaceX’in altyapısını ve verisini kullanarak AI geliştiriyor. 2025’te X (eski Twitter) ile entegrasyon hamlesi, yapay zeka ile sosyal medya ve veriyi birleştirme stratejisini hayata geçirdi. Microsoft, Meta, Alphabet gibi teknoloji devleri de AI yatırımlarını katlamaya devam ediyor. Anthropic gibi, eski büyük şirket çalışanlarının kurduğu yapay zeka girişimleri hızla büyüyor. Bu sadece iş fırsatı değil; teknoloji liderlerinin yapay zekanın her sektörü yeniden şekillendireceğine dair derin bir inancı var. Ve bu inanç, onları yeniden girişimci ruhla harekete geçiriyor.
Bir anlamda, şöhret ve servetin verdiği konforu bırakıp yeniden ‘garaj moduna’ geçmek. Musk’ın 2023’te kurduğu xAI, büyük dil modelleri ve otonom zekâ sistemleri üzerinde çalışıyor. OpenAI ve Google gibi devlerle yarışmak isteyen Musk’ın motivasyonu ise neredeyse gençlik yıllarına, Zip2 ve PayPal dönemine geri dönmüş gibi: Daha küçük, daha agresif bir ekip kurdu. Hızlı deney, hızlı iterasyon felsefesi yani büyük şirketlerde kaybolan yaratıcılığı geri çağırma arzusu öne çıkıyor. Musk’ın 50’lerinden sonra yeni bir AI girişimine başlaması, aslında onun için bir çeşit yeniden doğuş.
“Bürokrasi inovasyonun düşmanıdır. xAI, 30 kişilik bir takımla büyük modeller üretebileceğimizi gösteriyor.” Bu söz, Silikon Vadisi’ne açık bir meydan okuma niteliğinde.

YAPAY ZEKA ÜRETİM HATLARINA DOKUNUYOR
Jeff Bezos, Amazon’un başından çekildiğinden beri ilk kez yeniden operasyonel bir role geri dönüyor. Hedefi mi? Yapay zekanın fiziksel dünyayı, üretimi ve mühendisliği kökten değiştireceği bir geleceğin öncüsü olmak.
Project Prometheus adını verdiği yeni girişimde co-CEO olarak görev alacak olan Bezos, bu hamleyle sadece bir yatırımcı olmaktan çıkıp doğrudan üretime, stratejiye ve vizyona liderlik edecek. Ve rakamlar, bu vizyonun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor: Şirket şimdiden 6,2 milyar dolar fon toplamış durumda. Prometheus’un diğer yapay zeka girişimlerinden farkı net: ChatGPT benzeri sohbet botları yerine, mühendislik ve üretim süreçlerine odaklanıyor. Bilgisayar donanımından otomotive, uzay teknolojilerinden robotik üretime kadar geniş bir yelpazede AI çözümleri geliştirmeyi hedefliyor.
Bu, yapay zekanın sadece ekranlarda değil, fabrika zeminlerinde, üretim hatlarında, araçlarda ve uzay araçlarında devrim yaratacağı bir gelecek öngörüsü. Bezos’un bu alana olan inancı, sadece sermaye değil aynı zamanda kendi zamanını ve liderlik enerjisini yatırmasıyla somutlaşıyor.
***
TÜRK TELEKOM’UN FİBER BAZ İSTASYONU ORANI KÜRESEL ORTALAMANIN ÜZERİNDE
Türk Telekom’un fiberle bağlı LTE baz istasyonu oranında yüzde 56’ya ulaşması, operatörü küresel ölçekte öne çıkaran bir başarı olarak değerlendiriliyor. Bu oran, dünya genelinde 2030 yılı için belirlenen hedeflerin bile ötesine geçmiş durumda

Türk Telekom’un yüzde 56’ya ulaşan fiberle bağlı LTE baz istasyonu oranı, operatörü küresel ölçekte öne çıkaran önemli bir başarı olarak değerlendiriliyor. Bu oran, sektörde dünya genelinde 2030 yılı için belirlenen hedeflerin bile ötesine geçmiş durumda.
Telekomünikasyon sektöründe fiber backhaul altyapısı, 5G ve gelecek nesil teknolojiler için kritik bir rol oynuyor. Küresel telekom sitelerinin yaklaşık yüzde 38’inin 2025 yılına kadar kablosuz backhaul ile bağlanacağı tahmin edilirken, geri kalan önemli bir bölümün fiber bağlantıya ihtiyacı bulunuyor.
Araştırma verileri, makro hücre bağlantılarında fiber tabanlı backhaul’un 2017’de yüzde 25,6 seviyesinden 2025’te yüzde 39,6’ya yükseleceğini gösteriyor. Türk Telekom’un yüzde 56’lık oranı bu küresel ortalamayı önemli ölçüde aşıyor ve şirketin sektör ortalamasının yaklaşık 1,5 katı bir performans sergilediğini ortaya koyuyor.
ABD’de faaliyet gösteren büyük operatörler de fiber altyapıya yoğun yatırım yapıyor. Verizon’un 2021 sonu itibarıyla baz istasyonlarının yüzde 45’i doğrudan şirketin fiber ağına bağlıydı ve şirket bu rakamın 2022 sonunda yüzde 50’ye çıkmasını hedefliyordu. Verizon’un kendi fiber ağını kullanması sayesinde 2021’de yaklaşık 300 milyon dolar tasarruf sağladığı ve yıllık erişim maliyeti tasarrufunun 2025’e kadar 1 milyar dolara yaklaşmasının beklendiği açıklandı.
AT&T ise fiber altyapısını 2025’in üçüncü çeyreği sonu itibarıyla 31 milyonun üzerinde lokasyona ulaştırdı ve 2030’a kadar 60 milyonun üzerinde lokasyonu fiber ile geçmeyi hedefliyor. AT&T’nin fiber müşterilerinin yaklaşık yüzde 40’ının aynı zamanda AT&T’nin kablosuz hizmetlerini de kullandığı belirtiliyor.
AVRUPA’DA YÜKSEK FİBERLEŞME
Avrupa’nın en büyük operatörlerinden Deutsche Telekom, 5G sitelerinin yüzde 83’ünü fiber optik ile bağladığını açıkladı. Deutsche Telekom, 750 bin kilometrenin üzerinde fiber kablo döşeyerek 2030’a kadar 25 milyon Alman evine fiber ulaştırmayı hedefliyor.
Telecommunications Industry Association (TIA) tarafından yapılan bir ankete göre, 5G operatörlerinin yüzde 83’ü fiberin 5G backhaul için “çok önemli” olduğunu belirtti.
Çin’de üç büyük operatör de yoğun altyapı yatırımları gerçekleştiriyor. Çin’de 2025 Mayıs sonu itibarıyla 4,486 milyon 5G baz istasyonu bulunuyor ve mobil baz istasyonlarının yüzde 35,3’ünü 5G baz istasyonları oluşturuyor. China Mobile’ın 2025 yılında 340 bin yeni 5G baz istasyonu kurmayı planladığı ve yıl sonunda toplam 5G baz istasyonu sayısının 2,8 milyona ulaşacağı açıklandı.
Türk Telekom’un yüzde 56’lık fiberle bağlı baz istasyonu oranı, şirketi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan pazarlardaki rakiplerinin önüne taşıyor. Bu oran, küresel ortalamanın önemli ölçüde üzerinde olup, şirketin 5G ve gelecek nesil teknolojilere hazırlık konusunda güçlü bir konumda olduğunu gösteriyor. 514 bin kilometre fiber ağ altyapısı ve 33.9 milyon hane kapsaması ile Türk Telekom, Türkiye’nin dijital dönüşümünde öncü rol oynamaya devam ediyor.



