TİMUR SIRT / Alfa kuşağı için kariyer rotası belli oldu

‘Ne iş olsa yaparım’ iddiasında her gün yeni yetenekler kazanan robotlardan sonra çocuklarımızı hangi meslekler için hazırlamalıyız? Yapay zeka çağında çocukları geleceğe hazır tutmak birincil öncelik oldu. Yarının nesli için yol haritası hazır
Radyo ve televizyon çağının çocukları bugünün yaşlı kuşakları oldu. Milenyum çocukları internet çağına doğmuşlardı. Şimdi onların çocukları da yapay zeka ve robotlar arasında kendilerine yeni yol bulmaya çalışacaklar. Yapay zeka teknolojileri hayatımızı hızla dönüştürürken, anne babalar haklı olarak merak ediyor: “Çocuklarımız ne iş yapacak? Onları bu değişen dünyaya nasıl hazırlamalıyız?” Bu sorular sadece bireysel değil, toplumsal bir dönüşümün parçası. Peki, çocuklarımızı yapay zeka çağına nasıl hazırlamalıyız? Doğrudan insanların rutin işlerden çıkaran bu yeni çağda çocukları daha çok insan yapan değerlere odaklanma zamanı geldi. Doğayı, çevresini, diğer insanları ve toplumu dönüştürecek insanlara ihtiyaç artıyor. Meraklı, üretken ve gönüllü nesillerin anahtarını bulmaya çalışalım.
ACELE ETMEYİN KEŞFETMESİNİ SAĞLAYIN
Çocukları yapay zeka ile tanıştırma konusunda acele etmeye gerek yok. Hatta cihazlarla ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi. Önce doğayı, hayvanları ve insanları tanıması için zaman harcamak en doğrusu. Zor olan bunca yanlış arasında kendi doğrularınızı oluşturmak. Yarıştırmak, karşılaştırma yapmak en büyük yanlışlardan biri. 4-7 yaş grubundaki çocuklar için yapay zeka kavramını doğrudan öğretmeye gerek yok. Bu dönemde merak, soru sorma ve yaratıcılık becerilerini desteklemek daha önemli. Basit kodlama oyunları, puzzle’lar ve mantık oyunları temel düşünme becerilerini geliştirir.
8-12 yaş grubuna gelindiğinde çocuklar teknolojinin nasıl çalıştığını merak etmeye başlar. Basit programlama dilleri, robotik setleri ve yapay zeka kavramlarını oyunlaştıran uygulamalar kullanılabilir. Önemli olan teknolojiyi pasif tüketici değil, aktif yaratıcı olarak görmelerini sağlamak. 13-18 yaş grubunda ise derinlemesine yapay zeka eğitimi verilebilir. Python programlama, makine öğrenmesi temelları, veri analizi ve yapay zeka etiği konularında bilinçlendirme yapılabilir.
Yapay zeka çağında çocukların ihtiyaç duyacağı beceriler geleneksel eğitim modellerini zorlayacak. Eleştirel düşünme, yaratıcılık, duygusal zeka, adaptasyon ve öğrenmeyi öğrenme becerisi temel gereksinimler haline gelecek. Bunların yanında dijital okuryazarlık, veri analizi, temel programlama ve insan-makine iş birliği gibi teknolojik beceriler de şart olacak. Sosyal beceriler hiç olmadığı kadar önemli hale gelecek. İş birliği, etkili iletişim, kültürlerarası anlayış ve liderlik becerileri, çocukları global çalışma ortamlarına hazırlayacak. Çünkü gelecekte makinelerle yarışmak değil, onlarla iş birliği yapmak gerekecek.
SÜPER İLETİŞİMCİLER ÇAĞI BAŞLADI
İnsan-doğa iletişimi kuranlar (çevre bilimciler, tarım uzmanları, doğa terapistleri), insan-hayvan iletişimi kuranlar (veterinerler, hayvan davranış uzmanları, zooloji uzmanları), insan-robot iletişimi kuranlar (UI/ UX tasarımcıları, insan-bilgisayar etkileşimi uzmanları) ve tabii ki insanlar arası iletişimde üstün yeteneklere sahip olanlar (terapistler, öğretmenler, liderler, sanatçılar) öne çıkacak. Çünkü yapay zeka hesaplayabilir, analiz edebilir, hatta yaratabilir ama bu farklı ‘diller’ arasında köprü kurma, empati ile anlama, bağlam okuma ve duygusal zeka gerektiren işlerde insanlar kalacak.
Çocuk yetiştirirken de bu farklı iletişim kanallarını geliştirmeye odaklanmalıyız. Doğayla vakit geçirmek, hayvanlarla etkileşim, teknoloji ile sağlıklı ilişki kurmak ve tabii ki insanlarla derin bağlantılar geliştirmek. Tıpkı robotlarla hibrit çalışmayı öğrenenlerin öne çıkacağı gibi farklı…
TEKNOLOJİ BİR ARAÇTIR AMACIN KENDİSİ DEĞİL
Etrafındaki her detayı yapay zeka uygulamaları üzerinden tanımlayan “uzman” görmeye hazır olun. Ancak doğanın ve hayvanları dilini teknoloji olmadan da anlayacak iletişimciler yetiştirmeye devam etmek zorundayız. Teknolojiyi kullanarak doğayı ve hayvanları tanıyacak insanların sayısı artabilir. Ancak diğerinin yok olmasını önlemek birincil sorumluluk haline gelecek. Günlük hayatta teknoloji kullanımında bilinçli olun ve çocuğunuza model olun. Birlikte yaratıcı projeler yapın, robot yapma veya oyun tasarlama gibi etkinliklere katılın. Haber ve bilgilerin doğruluğunu birlikte sorgulayın, farklı kültürlerden insanlarla tanışma fırsatları yaratın. Çocuğunuzun başarısızlıklarını destekleyin ve öğrenme süreci olarak görün.
Teknoloji kullanımında yapay zeka araçlarını birlikte keşfedin, programlama oyunları oynayın, robotik setleri ile deneyimler yapın. Dijital güvenlik kurallarını öğretin ve ekran süresi ile fiziksel aktivite dengesini kurun. Unutmayın ki teknoloji bir araçtır, amacın kendisi değil. Yapay zeka çağında çocuklarımızın başarılı olması için onları bu teknolojilere erken yaşta maruz bırakmamız değil, doğru becerilerle donatmamız gerekiyor. Önemli olan teknolojinin efendisi olmak, kölesi değil. Çocuklarımıza vereceğimiz en büyük hediye, sürekli öğrenme isteği, yaratıcılık, empati ve adaptasyon becerisidir. Bu beceriler hangi teknoloji gelişirse gelişsin, onları her zaman öne çıkaracak.
GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRECEK MESLEKLERE HAZIR OLUN Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu, onu yaratmaya hazır çocuklar yetiştirmektir. Onları sadece yarının tüketicileri değil, yaratıcıları olarak hazırlamalıyız. Çünkü değişim kaçınılmaz, ama bu değişimi yönlendirecek olan gelecek nesillerin kendisi olacak.
Mühendislikler şekil değiştiriyor. Bazı meslek grupları yapay zeka çağında da güçlü kalacak. İnsan odaklı meslekler olan sağlık profesyonelleri, eğitim uzmanları, sosyal hizmet uzmanları ve sanat-tasarım alanında çalışanlar bu kategoride yer alıyor. Teknoloji odaklı meslekler arasında yapay zeka uzmanları, siber güvenlik uzmanları, robotik mühendisleri ve blockchain uzmanları öne çıkıyor.
Gelecekte en çok talep görecek meslekler ise hibrit meslekler olacak. Dijital pazarlama uzmanı, biyomedikal mühendisi, sürdürülebilirlik uzmanı ve yapay zeka etik uzmanı gibi meslekler hem insan becerilerini hem de teknolojik bilgiyi birleştiriyor.
ÖZEL GEREKSİNİMİ OLAN BİREYLERE SMARTEX AKILLI ALIŞTIRMALARLA DESTEK
Özel gereksinimli bireylerin gelişim ve öğrenme ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen “Smartex Akıllı Alıştırmalar” uygulamasına katkı sunan Türk Telekom, 8 Ekim Dünya Disleksi Farkındalık Günü kapsamında gerçekleştirdiği çalışmalar uluslararası ödül aldı
Türk Telekom, teknoloji birikimini iyilik ve faydaya dönüştürme vizyonuyla değer odaklı çalışmalarını sürdürüyor. ‘Türkiye’ye Değer’ anlayışıyla teknolojinin olanaklarını yaşamın tüm alanlarını iyileştirme amacıyla kullanan Türk Telekom, öncü projelere imza atıyor. Disleksinin yarattığı öğrenim güçlüklerini kolaylaştırmak için “Smartex Akıllı Alıştırmalar” uygulamasının geliştirilmesini destekleyen Türk Telekom’un, disleksili bireylerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla 8 Ekim Dünya Disleksi Farkındalık Günü kapsamında hayata geçirdiği anlamlı proje uluslararası alanda da büyük yankı uyandırdı. Türk Telekom’un disleksi alanında yürüttüğü bu çalışmalar dünyanın en prestijli halkla ilişkiler organizasyonu olan IPRA’nın düzenlediği Golden World Awards’ta ‘Sağlık Hizmetleri’ kategorisinde altın ödülün sahibi oldu.
DİSLEKSİ DENEYİMİ ANLATMAK
Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu, “Teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştürme amacıyla çalışmalarımızı sürdürürken teknoloji alanındaki bilgi birikimimizle “Türkiye’ye Değer” katmaya devam ediyoruz. Disleksinin bireylerin öğrenme sürecinde yarattığı zorlukların bilinciyle “Smartex Akıllı Alıştırmalar” uygulamasının geliştirilmesini destekledik. 5 Ekim’de Galatasaray ile oynanan basketbol maçında ise sporun birleştirici ve kapsayıcı gücünden yararlanarak bu desteklerimizin yanında anlamlı bir projeyle farkındalık yarattık. Türk Telekom Basketbol Takımı, disleksili bireylerin deneyimlerini aktarmak için tasarlanan özel bir fontla hazırlanmış tişörtlerle ve pankartla sahaya çıkarak disleksiye dikkat çekti. Çalışmalarımızın uluslararası alanda değer görmesi ve ödülle taçlanmasından mutluluk duyuyoruz” dedi.
SMARTEX UYGULAMASIYLA DESTEK
Türk Telekom Basketbol Takımı, Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde 5 Ekim’de Galatasaray ile karşılaştığı maç öncesi ısınmaya özel tişörtlerle çıktı. Türk Telekom oyuncularının isimleri, sanatçı Daniel Britton’ın disleksili bireylerin deneyimini aktarmak için özel olarak tasarladığı “Dyslexia” fontuyla tişörtlerine yazıldı. Türk Telekom oyuncuları karşılaşmaya yine aynı fontla yazılan “Türk Telekom Disleksi Farkındalığı İçin Sahada” ifadeleri bulunan pankartla çıkarak seyircileri selamladı. Karakter çizgilerinin yüzde 40’ının görünmez olduğu Dyslexia fontu, disleksik olmayan bireylerin disleksili kişilerle empati yapabileceği bir deneyim sundu.
50 farklı bilişsel çalışma, 300’den fazla egzersiz ile bu alanda Türkiye’deki ilk ve tek uygulama olan Smartex, özel gereksinimli bireylerin gelişim ve öğrenme ihtiyaçlarına yönelik hazırlanan eğitim programlarından oluşuyor. Uygulama, özel öğrenme güçlüğü olan çocukların eğitsel ihtiyaçlarını, kişisel öğrenme hızlarına ve kişisel öğrenme metotlarına uygun biçimde karşılayabilmelerine olanak tanıyor. Ücretsiz olarak erişilebilen uygulamada disleksi, disgrafi, diskalkuli,dil konuşma bozukluğu ve dikkat eksikliği bölümleri bulunuyor.