BEŞİKTAŞFENERBAHÇEGALATASARAYGÜNDEMSPORTRABZONSPOR

Temiz futbol için sonuna kadar mücadele edeceğiz

Başkan Erdoğan, Türkmenistan’dan dönüş yolunda uçakta gazetecilere gündemdeki konuları değerlendirdi:

Türkmenistan’ın daimi tarafsızlığının ilanının 30. yıldönümü etkinliklerine katıldığımız Aşkabat ziyaretimizi tamamladık. Bu etkinliklerin aynı zamanda BM tarafından ilan edilen “Uluslararası Barış ve Güven Yılı” münasebetiyle tertiplenmesi kutlamalara ayrı bir mana kazandırdı. Türkmenistan’la ekonomik ve ticari işbirliğimiz son derece güçlü. İş insanlarımız, Türkmenistan’ın bağımsızlığından bu yana yaklaşık 55 milyar dolar tutarında projeyi tamamladılar. Halihazırda 10 milyar dolar tutarında 19 proje yürütülüyor.

A, B KULÜBÜ FARK ETMEZ

Futbol malum milyonlarca kişi için aslında bir eğlence aracı. Belli bir ülkenin veya belli bir bölgenin takip ettiği değil, adeta tüm dünyanın statları tıklım tıklım doldurarak ve ekranlardan izlediği bir yorgunluk çıkarma aracı. Nitekim biz de bunu gençlik yıllarımızdan şu andaki makama gelinceye dek hep izledik, takip ettik. Şimdi de özellikle televizyonlarda maçları sürekli izlemeye devam ediyorum. İdarecisinden yöneticisine ve futbolcusuna kadar birçok ismin burada bulunması ve bu kişilerin adının böylesi skandallara karışması, ülkemde bunun olması, bir Cumhurbaşkanı olarak bizleri gerçekten üzmüştür. Hayretlere düşürmüştür. Milyonlarca lira transfer ücreti alan bu insanlar, bu işin içerisine nasıl bulaşır, nasıl girer? Yöneticilere bakıyorsun, ya bu yöneticiler bunu nasıl yapar, nasıl bulaşır?

Gerçekten şunu bir defa çok açık altını çizerek söylüyorum: Futbolun ruhu adalettir. Eğer biz bu adaleti tesis edemezsek, sahalardan çıkan netice bizi asla tatmin etmez. Niye? Çünkü adaletten uzak bir netice ortaya çıkacaktır. Bunun bizi tatmin etmesi mümkün olmaz. Bütün bunların yanında biz, futbolun asil ve temiz ruhundan yanayız. Ben yargı mekanizmasının adil bir şekilde çalışmasından sonra bunun da tesis edileceğine inanıyorum. Nereden gelirse gelsin, hangi kulüpten gelirse gelsin, A kulübü, B kulübü fark etmez. Burada adalet bizim için çok çok önemli. Şu anda da bence yargı bu görevini en ideal şekilde yapmaktadır. Biz bu mücadeleyi özellikle de tribünlerin sesi, gençlerin hayalleri, bu milletin temiz futbol özlemi adına sonuna kadar sürdüreceğiz.

BASKETÇİLERE TOGG MÜJDESİ

(A Milli Basketbol Takımı’nın Bosna Hersek karşısındaki başarısına ilişkin soruya cevaben) Bosna Hersek, biliyorsunuz sıradan bir takım değildi, güçlü bir takımdı. O güçlü takımın karşısında gerçekten bizim ekipte iki veya üç tane eksiğimiz vardı, onlar katılamamışlardı. O eksiklerimize rağmen ortaya başarılı bir performans koydular ve o farkla o maçı aldılar. İyi bir başlangıç aslında. İlk iki maçı iyi götürdüler. Şimdi önümüzde tabii zorlu bir maç var, Sırbistan. Sırbistan maçı önem arz ediyor. Sırbistan’ı da yenerek inşallah Dünya Kupası’na bu defa katılmalıyız. Maçtan sonra soyunma odasına gittik. Orada bize ‘Dünya Kupası’na gidersek neticesi ne olur?’ falan dediler. Biliyorsunuz sporcunun beklediği hep nedir? Biz de dedik ki ‘Dünya Kupası’na gitmemiz halinde yerli ve milli markamız TOGG’u inşallah sizlere de hediye ederiz.’ İnşallah kazasız belasız bu elemeleri geçip takımımız doğrudan 2027 Dünya Kupası’ndaki yerini alacaktır. Milletimiz, onların yanında, biz onların yanındayız.

BARIŞ ZYONUNA DESTEĞİMİZ SÜRÜYOR

Türkmenistan, BM Genel Kurulu’nun 12 Aralık 1995 tarihli oturumunda kabul edilen kararla daimi tarafsızlık statüsü elde etti. Bu statüyü 30 yıldır başarıyla sürdürüyor. Tarafsızlık kavramını bir barış felsefesine dönüştürmek için de özel çaba sarf ediyor. Türkmenistan’ın tarafsızlık temelinde barış inşasına yönelik vizyonunu desteklemeyi sürdürüyoruz.

KARADENİZ HESAPLAŞMA YERİ OLAMAZ

Sayın Putin’le ikili ilişkilerimiz ile Ukrayna’daki savaş ve bölgesel meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Sayın Trump’ın girişimleriyle başlatılan diyaloğu olumlu bulduğumuza işaretle, ülkemizin barış çabalarına yapabileceği katkıları kendisiyle değerlendirdik. Oldukça verimli, kapsamlı, derinlikli bir görüşme gerçekleştirdik. Kendisini her an beklediğimi ifade ettim. Kendisi de ‘Sözümü yerine getireceğim’ dedi. Rusya ile ilişkilerimiz günübirlik çıkar hesapları değil köklü bir tarih, güçlü bir diplomatik zemin ve karşılıklı güven üzerine kurulu. Biz bu savaşın çoktan bitmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunu da bütün muhataplarımıza açık bir şekilde söylüyoruz. Putin ile yaptığımız bu görüşme sonrası, ABD Başkanı Trump’la da barış planını değerlendirme fırsatı buluruz. Barış uzakta değil, onu görüyoruz. Karadeniz’in bir hesaplaşma alanı olarak görülmemesi gerekir. Bu Rusya ve Ukrayna’ya sadece zarar verir. Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğine herkesin ihtiyacı var. Bu mutlaka sağlanmalı.

GAZZE İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAKTAN ÇEKİNMEYİZ

(Gazze’deki ateşkes sonrası oluşması beklenen Barış Konseyi’nde Türkiye’nin yer alıp almayacağı sorusuna cevaben) Henüz bize gelmiş bir teklif, talep yok. Böyle bir toplantının yapılacağı istikametinde dedikoduları duyuyoruz. Yeter ki barış için bu tür toplantılar yapılsın. Adım atalım, biz her an hazırız.

11 Ekim’den bu yana 3702’yi aşkın kardeşimiz şehit oldu. İsrail, ne yazık ki taahhütlerini yerine getirmiyor. İnsani yardım girişlerinde sıkıntılar sürüyor. İsrail’in verdiği sözleri yerine getirmesi, ateşkese tam anlamıyla uyması ve Gazze’de hayatın normale dönmesine müsaade etmesi şarttır. Kış şartları, iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladı. Gazze’deki barınma sorunlarını, temel ihtiyaçların karşılanamaması problemini acilen çözmek gerekiyor. Bunun için ise İsrail’in oluşturduğu güvenlik sorununun ortadan kalkması lazım. Türkiye, hiçbir zaman elini taşın altına koymaktan kaçınmaz.

SURİYE’DE TUZAK BOZULACAK

Suriye’de 10 Mart Mutabakatı’nın hayata geçirilmesi, bölgenin geleceğini yakından ilgilendiren bir süreçtir. Mutabakatın öngördüğü hedeflere ulaşılması, Suriye için en hayırlı netice olacaktır. Mutabakatın uygulanmasıyla Suriye’nin toprak bütünlüğü, birliği, beraberliği, istikrarı ve müreffeh geleceğe yürüyüşü tahkim edilecek. Ayrılıkların, çatışmaların Suriye’ye bir şey kazandırmadığı yakın geçmişte görülmüştür. Suriye yönetiminin, Suriye’yi oluşturan bütün unsurların bir araya gelmesi vizyonuyla hareket etmesi önemlidir. Bu yaklaşım kıymetlidir ve desteklenmeyi hak etmektedir. Suriye hakkında birçok odağın planları olabilir, hayalleri olabilir. Ancak önemli olan Suriye halkının ortak gelecek tahayyülüdür. Gerçekçi hayalleri Suriye’nin cefakâr halkı kurmaktadır. Tuzak kuranların oyunlarını bu mutabakatın hayata geçirilmesi bozacaktır. Biz, Türkmen, Arap, Kürt, Sünni ve Nusayri ayırt etmeden, kardeş Suriye halkının tamamının barışını, huzurunu, refahını istiyoruz. 10 Mart Mutabakatı bu iradeyi güçlendirecektir.

TÜRKİYE’NİN ÜYELİĞİ AB’YE GÜÇ KATAR

(Belçika Savunma Bakanı’nın ‘Türkiye’siz güvende olmayız’ sözlerine ilişkin soruya cevaben) Avrupa Birliği üyelik sürecinde 50 yılı devirdik. Bizi bu tür tekerlemelerle maalesef oyaladılar. AB’ye daha önce süreçte olmayan ülkeler alındı ama Türkiye bu kadar güçlü bir ülke olarak birliğe güç katacakken maalesef AB’ye hâlâ alınmadı. Oyalama devam ediyor. Avrupa’nın stratejik bir vizyonla ilişkilerimize bakması, onlar açısından da kazanç olacaktır. Avrupa’dan gelecek adımlar ise bundan sonraki süreci inşa edecektir.

YENİ ANAYASA MİLLETE SÖZÜMÜZ

Yeni anayasa çalışmalarında somut netice almak için yola çıktık. Soyutta kalırsak bunun bir anlamı olur mu? Olmaz. Şu an itibayrıla da hem sivil hem özgürlükçü hem kuşatıcı bir anayasayı yapma arzuus içerisindeyiz. Bunu yapalım ki milletimiz de ‘İşte benim Anayasam’ desin. Kendi geleceği ile ilgili de herhangi bir endişeye kapılmasın. Yeni anayasa sözünü AK Parti olarak biz, özellikle meydanlarda verdiğimiz gibi bütün siyasi partiler de millete aynı taahhütte bulunmuştur. Öyleyse birlikte bu işe sahip çıkacağız. Cumhur İttifakı olarak yaptığımız çalışmayla bunu başaracağız.

ÜNİVERSİTE OLMAYAN İMİZ KALMADI

Bize ‘Bu kadar üniversite niye?’ diyenler, şimdi ‘Haklıymışsın’ demeye başladılar. Eğitim öğretimin olmadığı bir ülkeden güçlü bir millet doğar mı? Güçlü bir millet için eğitim öğretimde her yönüyle kuvvetli bir altyapı olacak ki buradan da güçlü bir millet çıksın. İbrahim Tatlıses kardeşimizin meşhur sözü var ya ‘Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik?’ diye. O, Urfa’da üniversite aradı, biz 81 vilayetin 81’ine de üniversiteler kurduk. Şimdi üniversite olmayan ilimiz kalmadı ve biz bununla da iftihar ediyoruz.

‘ÜÇ ÇOCUK’TA HAKLI ÇIKTIK

NÜFUS artış hızında gerçekten dertliyiz. Bunu artırmamız şart. Rusya ‘En az iki çocuk’ diyordu, şimdi onlar da ‘En az üç çocuk’ diyor. Biz, bunu söylediğimizde çok eleştirildik ama haklılığımızı bu gelişmeler ortaya koyuyor. Aile Yılı derken ailenin kutsiyetini ifade etmek istiyorum. Aile, bizde kutsaldır. Her yönüyle kutsaldır. Anneyle, babayla, bütün kardeşlerle bu kutsiyeti bizim ihya etmemiz önemli. Aileyi ne kadar ihya edersek, ailede ne kadar birbirimize kenetlenir, bağlanırsak o zaman güçlü millet oluruz. Güçlü aile, güçlü millet, yani güçlü milletler, güçlü ailelerden doğar. Eğer güçlü bir aile yapınız olmazsa siz, güçlü millet de olamazsınız. Bu sıkıntıyı yaşıyor muyuz? Bana göre yaşıyoruz ama ümitsiz miyiz? Asla, çünkü bu milletin tohumunda var yani biz yeniden ayağa kalkacağız, yeniden küllerimizden doğacağız. Bu millet, o güçlü ailelerle inşa ve ihya hareketini de yürütecektir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu