BEŞİKTAŞFENERBAHÇEGALATASARAYGÜNDEMSPORTRABZONSPOR

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan terörsüz Türkiye mesajı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, medya temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye süreci ve komisyon çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi, soruları yanıtladı.

Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmaları hakkında, “Komisyonda sivil toplum kuruluşları temsilcileri bir araya geldiler, görüşlerini büyük bir açıklıkla ortaya koydular. Hukuk camiamızın, baroların ve hukukçuların oluşturduğu derneklerin fikirlerini de aldık. Bu konuda siyasi tecrübe sahibi olan isimlerle de istişare ettik. Özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin geçmiş dönem başkanlarının komisyonu ziyaret ederek tecrübelerini paylaşmaları fevkalade anlamlıydı. Ayrıca ekonomi ve iş dünyasıyla ilgili kuruluşların hemen hemen tamamı, akademisyenler, uzmanlar ve sivil toplum temsilcileri komisyona gelerek önerilerini sundular. Kadın, gençlik ve insani yardım kuruluşları da sürece katkıda bulundu.

TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’NIN SİLAHSIZLANMA SÜRECİ

“Bundan sonraki adımda, en baştan beri söylediğimiz gibi, sürecin buraya kadar gelmesini sağlayan en önemli husus, örgütün ‘Ben silahları bırakıyorum, kendimi tasfiye ediyorum.’ ilanıdır. Şimdi, örgütün gerçekten silahları bıraktığını ve kendini tasfiye ettiğini tespit etmek bu aşamanın en kritik noktasıdır. Bu tespiti yapacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi değildir. Bu, Milli Güvenlik Kurulu ve ilgili kurumların, başta Milli İstihbarat Teşkilatı ile Milli Savunma Bakanlığı’nın görevidir. Onların, ‘Evet, örgüt sahada silahsızlanmıştır.’ tespitinden sonra Meclis’in, bunun gerektirdiği yasal düzenlemeleri gerçekleştirmesi mümkün olacaktır. Komisyon olarak bizim görevimiz; bu sürecin gözlemlenmesi, raporlanması ve Meclis’e sunulacak tekliflerin hazırlanmasıdır. Bu komisyon, Anayasa Komisyonu veya Plan-Bütçe Komisyonu gibi daimi bir yapı değildir. Meclis’te teamül gereği geçici olarak kurulan, tavsiye niteliğinde kararlar alan bir komisyondur. Şimdiye kadar benzer nitelikte 10 farklı komisyon kurulmuştur; bu da Meclis teamüllerine uygundur. Komisyonumuz yasal düzenleme yapmaz, ancak siyasi bir çerçeve belirler. Alınan kararların tamamına yakını ittifakla alınmıştır. Bu da ortak bir siyasi iradenin varlığına işaret etmektedir.”

KATILIMCI SİYASİ İRADE VURGUSU

“Bu süreçte Cumhurbaşkanımıza, Sayın Devlet Bahçeli’ye, Sayın Özgür Özel’e, DEM Parti eş başkanlarına, diğer tüm partilerin genel başkanlarına ve temsilcilerine teşekkür ediyorum. Bu tarihi bir komisyondur. Baştan beri şunu söyledik: ‘Gelin, görüşlerinizi ve itirazlarınızı burada ifade edin, kayıt altına alın; Türkiye’nin bu tarihî sürecini birlikte yönlendirelim.’

PKK’nın son tabancasını getirmesi sembolik bir adımdır. Ancak eğer terörü ortaya çıkaran nedenler ortadan kalkmazsa, bugün bu silahları verenler yarın çok daha güçlü silahlar verirler. Dolayısıyla asıl mesele, etnik ve mezhepsel farklılıklar üzerinden ayrıştırıcı siyasete izin vermemektir. Bizim amacımız, pozitif barışı sağlamaktır. Türkiye, bu kadar tecrübeden sonra Allah’ın izniyle çok daha olumlu sonuçlar alacaktır. Bu mesele sadece Türkiye’nin iç meselesi değildir; bölge politikalarının tam merkezindedir.

Bölge, Irak’ın işgaliyle başlayan süreçte etnik ve mezhebi hatlar üzerinden bölünmeye çalışılmıştır. Biz bu bedeli Irak’ta, Suriye’de, başka ülkelerde çok ağır ödedik. Türkler, Kürtler, Araplar, Aleviler olarak hep birlikte şunu söylüyoruz: ‘Biz bu topraklarda barış ve huzur istiyoruz.’ Bu emperyalist projelerin parçası olmayacağız. Bu bölgede hiçbir güçlü devlet görmek istemezler. Onların istemediği şeyi yapacağız ve halkın özgürlüklerini geliştireceğiz, demokrasimizi güçlendireceğiz, kardeşliğimizi koruyacağız ve güçlü devlet olacağız.”

İMRALI GÖRÜŞMELERİ VE HUKUKİ ÇERÇEVE

İmralı’ya bir heyet gönderilmesi konusu geçmişte de gündeme geldi. Bu, Türkiye’nin mevcut yasal düzenlemeleri içinde mümkün olan bir uygulamadır. Eğer Meclis ve siyasi partiler bu konuda mutabakata varırsa, yasal çerçevede böyle bir görüşme yapılabilir. İmralı bir ceza ve infaz kurumudur. Daha önce de milletvekilleri orada görüşmeler yapmıştır. Bu, olağanüstü bir durum değil, yasal sistemin doğal bir parçasıdır.

SÜRECİN NİTELİĞİ

Bu mesele, Türklerle Kürtler arasında bir barış süreci değil; bir terör örgütünün tasfiye sürecidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bütün vatandaşlarının eşitliğini esas alır. Kürt’ün kimliğiyle, diliyle, kültürüyle devletin hiçbir sorunu yoktur. Ama terörle, silahla, bölücülükle mücadele devletin görevidir.

Diyarbakır’da yaptığım konuşmada da belirttim: Devletin Kürt halkıyla hiçbir sorunu yoktur; hepimiz eşit, özgür yurttaşlarız. İnsanların kendi kültürlerini, dillerini yaşatmaları en doğal haklarıdır. Anadili, ana sütü kadar helaldir; fakat anadil üzerinden ayrılıkçılık yapmak haramdır. Türkiye’nin resmi dili Türkçedir, ama her kültür kendini özgürce ifade edebilir. Meclis sitesinde konuşmamın Kürtçe bir cümlesi yayımlandı. İngilizce, Fransızca, Almanca yayınlardan rahatsız olmayan bazı çevrelerin Kürtçe ifadeden rahatsızlık duyması yanlış bir zihniyettir.”

SORULAR VE CEVAPLAR

Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için komisyonun yürüttüğü çalışmalar nasıl katkı sağlayacak? TBMM’ye sunulacak rapor için bir takvim var mı?

Bir süre sonra raporumuzu tamamlayacağız. Ancak şunu söyleyeyim: Bu süreçte asıl mesele örgütün silah bırakması ve tasfiye sürecinin resmen tescil edilmesidir. Bu, Meclis’in değil, Milli Güvenlik Kurulu ve ilgili istihbarat kurumlarının teknik tespitiyle olacaktır.

O tespitin ardından Meclis gerekli yasal düzenlemeleri yapacaktır.

Sürecin zehirlenme girişimleri var, ne düşünüyorsunuz?

Bu süreç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir hayat memat meselesidir. Kimseye prim verilmeden, ülkenin bütünlüğünü koruyarak bu hedefe ulaşmak zorundayız. Bu bir siyasi seçenek değil, zorunluluktur.

İmralı’ya heyet gönderilecek mi?

Bu konu daha önce de gündeme geldi. Komisyon böyle bir karar alırsa, geçmiş uygulamaların devamı niteliğinde olabilir. Bu, yasal çerçevede yapılırsa yeni bir şey olmaz.

Öcalan’ın Meclis’e gelmesi ya da DEM grubuna başkanlık etmesi mümkün mü?

Hayır, bu kesinlikle gündemimizde yok. Böyle bir konu Meclis’in veya komisyonun gündeminde bulunmamaktadır.

Diyarbakır’da terörist başının fotoğraflarının taşınması ve sloganlar atılması süreci sabote etme girişimi değil mi?

Açık söylüyorum; bu olay açık bir provokasyondur. Biz herkesin hukukunu koruyarak bu süreci tamamlamaya çalışıyoruz. Devletin Kürt kimliğiyle hiçbir sorunu yoktur. O provokatif eylemleri gerçekleştiren kişiler de tutuklanmıştır.

Milli Güvenlik Kurulu, MİT ve İçişleri Bakanlığı’nın süreçteki rolü nedir?

Bu kurumlar süreci teknik olarak yürütmektedir. Komisyon olarak biz süreci izliyor, raporluyor ve Meclis’e sunuyoruz. Operasyonel bir görevimiz yok. Yürütme organları bu konuyu yasal sınırlar içinde yönetiyor.

Sürecin tamamlanması ne kadar sürecek?

Bana kalsa yarın sabah bitiririm. Zaten raporumuzun hazırlanması konusunda bütün partiler bilgilendirildi. Bazı partilerin kendi iç görüşmeleri var, ama biz mümkün olan en kısa sürede raporu tamamlamak istiyoruz.

Geçmiş “çözüm süreci” ile bugünkü süreç arasında farklar nelerdir?

O dönemin neredeyse her gününü bilen biriyim. O süreçte devlet adına bu işi yürüten kurumların çoğu FETÖ’nün etkisi altındaydı. Oslo görüşmelerinin sızdırılmasından, Fransa’daki infazlara kadar tüm sabotajlar bunun sonucudur. Şimdi ise süreç tamamen siyasi iradenin kontrolündedir. Artık hiçbir kurum, siyasi iradenin dışında hareket etmiyor. Siyaset, farklı görüşlere rağmen bu sorunun çözümünde birleşmiştir.

Sürecin sonunda Türkiye’yi ne bekliyor?

“Çok yol alındı, az kaldı. Bu sefer mutlaka başaracağız. İlk defa siyasetin tüm kanatları bu konuda ortak bir hedefte birleşti.

Bu kez neden başarılacak?

Çünkü artık hem içeride hem dışarıda şartlar farklı. Bölge ülkeleri Türkiye’yi dışlayarak çözüm bulamayacaklarını biliyorlar. Artık Türkiye olmadan bu coğrafyada hiçbir denge kurulamaz.

Kurtulmuş yaptığı açıklamada şu ifadelere de yer verdi: “Bu süreç bir siyasi tercih değil, bir zorunluluktur. Devletin bölünmezliği, vatanın bütünlüğü ve milletin kardeşliği kırmızı çizgimizdir.

Şehitlerimizi ve gazilerimizi incitecek hiçbir adıma izin vermeyiz. Ama demokrasi gereği herkes düşüncesini özgürce ifade edecektir. Hedefimiz, terörsüz, demokratik ve güçlü bir Türkiye’dir. Ve inşallah bu defa başaracağız. Medya desteği çok önemliydi bugüne kadar Türkiye’deki tüm medya sürece önemli bir destek verdi teşekkür ediyorum.

Hiç kimse Terörsüz Türkiye sürecini istemiyorum demedi. Herkesin farklı görüşleri de olsa herkes barış kardeşlik ve huzur talebini dile getirdi. Sadece iki toplantıyı bazı hassasiyetlerden dolayı gizli yaptık. Onun dışında tüm toplantılar açıktı. 11 parti katıldı ve 5 tanesi Meclis grubu olan partiler. 51 milletvekili ile temsil gücü çok yüksek bir komisyon oluşturduk. 50 artı 1 ile değil beşte üç nitelikli çoğunlukla karar alma prensibini gözettik.

Terör örgütü maksimalist taleplerle gelmiyor. Federasyon veya işte ikinci bir dil gibi talep yok, bu da önemli. Bu bir Türkiye modelidir. Perşembe günü İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve MİT Başkanı gelip komisyonda bilgi verecek. “

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu