BEŞİKTAŞFENERBAHÇEGALATASARAYGÜNDEMSPORTRABZONSPOR

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: “Gazze’de açlık bile ölüm silahı olarak kullanılmakta”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, İstanbul’da düzenlenen “Terörle Mücadele ve Şiddete Varan Aşırılığın Önlenmesi Üzerine Küresel Parlamenter Konferansı”na katıldı. Toplantıda konuşan Kurtulmuş, teröre karşı dünyanın her yerinde ortak bir zeminde mücadele etmenin önemine değinerek, “Terörle mücadelede ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar hiçbir devletin tek başına terör meselesini çözmesi mümkün değildir. Onun için teröre karşı ortak bir kararlılık, ortak bir mücadele zemini ve bu çerçevede dünyanın hiçbir yerinde terörün en ufak bir fırsat dahi bulmadan karşısında güçlü, kararlı, hukuk zemininde mücadele eden devletleri bulması şarttır” ifadelerini kullandı.

Terörle çok yönlü bir mücadele gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, “Nasıl terörü ortaya çıkaran sebepler çok yönlü ise, teröre karşı mücadelede de çok yönlü bir mücadelenin müştereken verilmesi şarttır. Terörün hiç şüphesiz demokrasi ile bir ilişkisi vardır ya da demokrasi azlığı ile bir ilişkisi vardır. Terörün insan haklarını ihlalleri ile irtibatı vardır. Terörün ekonomik geri kalmışlıkla ve bir takım eşitsizliklerle de yakın ilişkileri vardır. Terörü sadece silahlı terörle mücadele değil ayın zamanda terörü ortaya çıkaran çok katmanlı nedenlerin hepsine karşı bir mücadele alanı görmek, yani terörün arkasında yatan nedenleri ortadan kaldırmak da uluslararası camianın temel sorumluluklarından birisidir” şeklinde konuştu.

“VEKALET SAVAŞLARI KAVRAMI ULUSLARARASI İLİŞKİLER TARİHİNE KARA LEKE GİBİ DÜŞMÜŞTÜR”

Son yıllarda terörün farklı türlerinin de ortaya çıktığını vurgulayan Kurtulmuş, “Proxy War (Vekalet savaşları) diye bir kavram ortaya çıktı. Vekalet savaşları aslında uluslararası ilişkilerde bazı ülkelerin kullandıkları bir uluslararası ilişkiler kartına dönüştü. Terörü bu kadar büyüten, desteleyen şımartan önemli sebeplerden birisi bazı ülkelerin vekalet savaşları adı altında bir takım menfaatleri için dünyanın birçok yerinde terör örgütlerine silah vererek desteklemeleridir. Vekalet savaşları kavramı uluslararası ilişkiler tarihine kara leke gibi düşmüştür. Teröre destek veren, vekil örgütlerini desteleyen büyük devletler, bu desteği bıraksınlar bir hafta içinde dünyanın hiçbir yerinde terör örgütü kalmaz. Mesele bu kadar açık vaziyettedir. Bu uluslararası platformdan açıkça çağrıda bulunuyorum. Ne gerekçe ile olursa olsun ellerini rahatlatmak için kendi dış politikalarını desteklemek için silahlı gruplara destek veren ülkeler bu desteği sonlandırmalıdır. Bu destekler verilmezse dünyanın birçok yerinde terör örgütlerini herhangi bir operasyon yapması mümkün değildir. Afrika’da içecek bir bardak temiz suyu olmayan, yiyecek ekmeği olmayan insanların elinde on binlerce dolarlık ölüm silahları vardır. Bu silahları kim veriyor? Bu terör örgütleri herhalde çarşıdan pazardan satın almıyorlar. Bunlara bu silahları verenler Afrika’daki terörün birinci derecede sorumlularıdır. Terör örgütlerinin cenneti haline getirilen Ortadoğu’da bu kadar çok terör örgütüne acaba hangi ülkeler ne destek veriyorlar? Binlerce tır silahları getirip teslim ettikleri terör örgütleri Ortadoğu’da barışın değil savaşın istikrarsızlığın, sosyal çöküntünün sebebi oluyorlar. Dolayısıyla vekalet savaşlarını bitirmek terörlü mücadelenin en önemli gündem maddelerinden biri olmalıdır. Her uluslararası platformda teröre karşı mücadeleden bahseden bazı ülkelerin artık iki yüzlülüğü bırakmaları lazım” diye konuştu.

İKİ YILDA 70 BİNİ AŞKIN SİVİL ACIMASIZCA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR.

Terörün bir diğer türünün ise “devlet terörü” olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bir zamanlar Güney Afrika’da apartheid rejiminin ortaya koyduğu, on binlerce insanın öldüğü, insanların hayattan koparıldığı uygulamalarını hatırlıyoruz. Ancak ne yazık ki aradan bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen ne yazık ki insanlığın merkezinde yeni bir apartheid rejimi insanlığa karşı büyük suçlar işlemeye devam etmekte. Gazze’de ikinci yılını dolduran Siyonist rejimin işlediği suçlar insanlık tarihinin en ağır utanç tablosudur. İki yılda 70 bini aşkın sivil acımasızca öldürülmüştür. 180 bini aşkın insan, ağır yaralı vaziyettedir. 7 bine yakın aile tamamen yok edilmiştir. Bu iki yıllık süre içinde okullar, hastaneler, camiler, kiliseler neredeyse tamamen yok edilmiştir. Sürdürülmekte olan bu soykırımın geldiği son nokta ise soykırım kelimesini dahi utandıracak boyuttadır. Artık açlık bile bir ölüm silahı olarak kullanılmaktadır. Böylesine büyük bir katliamın, soykırımın, devlet terörünün en büyük terör olduğundan herhalde şüphe yoktur. Dünyanın bütün terör örgütlerini bir araya getirseniz terörist İsrail rejiminin iki yıldır Gazze halkına yönelik sürdürdü soykırımdan daha büyük bir insanlık suçu işleyemezdi. Teröre karşı söz söyleyen bazı ülkelerin İsrail’in ortaya koyduğu devlet terörüne karşı sessiz kalması ise bir büyük ibret vesilesidir” açıklamalarında bulundu.

“TERÖR DEVLETİ İSRAİL’İN SALDIRGAN HÜKÜMETİNE KARŞI ULUSLARARASI CAMİA MÜCADELESİNİ SÜRDÜRMELİDİR”

Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın İsrail’in devlet terörüne tepki gösterdiğini söyleyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunun en somut göstergelerinden birisi ise Akdeniz’de onlarca gemi ile orta konulan Sumud insanlık filosudur. Bu filonun insanları ve gemileri maalesef uluslararası sularda İsrail tarafından alıkonmuştur. İnsanlar gözaltına alınmış, deport edilmişlerdir. Bu süre içinde dünyanın dört bir yanında yüzlerce insanın oluşturduğu bu insanlık cephesinin üyesi kahramanlara karşı büyük bir suç işlenmiş, gözaltında tutulanlara uygulanması gereken temel insani yaklaşımlar dahi sergilenmemiştir. 147 farklı milletten insanın bir araya geldiği bu kadar büyük bir sivil kitleye bile suç işlemekten çekinmeye bu devletin terör devleti olma özelliğini açıkça gösterdiği ortadadır. Nasıl vekalet savaşlarına karşı mücadele ettiysek, nasıl bir zamanlar Güney Afrika’daki apartheid rejimine karşı mücadele ettiysek, bugün de artık tamamıyla bir terör devleti olma özeliği kazanmış olan İsrail’in saldırgan hükümetine karşı uluslararası camia en üst düzeyde mücadelesini sürdürmelidir.”

“TERÖRLE MÜCADELEDE TÜRKİYE MODELİNİ DÜNYAYA SUNACAĞIZ”

Türkiye’nin terörle mücadele tecrübesini anlatan TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Terörle mücadelede Türkiye olarak önemli bir tecrübeyi hayata geçirmek üzereyiz. 50 yıldır Türkiye’de terör örgütü vasıtasıyla büyük olaylar gerçekleştirilmiş, maalesef on binlerce insan hayattan koparılmıştır. Yüzyılı aşkın Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin yarısı terörle geçmiş, bu ülkenin ayaklarına prangalar vurulmuştur. Bu terör örgütlerinin de kimler tarafından desteklendiğini, nasıl silahlandırıldığını, nasıl bazı ülkelerin başkentlerinde kendilerine siyasi ofisler verildiğini de gayet iyi biliyoruz. Bugün Türkiye bu 50 yıllık mücadeleyi geride bırakmak üzeredir. Sizlere güzel bir örnek olarak inşallah çok yakında tamamlayarak bütün dünya kamuoyuna sunacağımız ‘terörü önlemede Türkiye modeli’ni bugünlerde gerçekleştiriyoruz. Öncelikle terör örgütü İmralı’da tutuklu bulunan lideri vasıtasıyla silahları bıraktığını açıklamış, ardından bendeniz başlığında TBMM’de 11 siyasi partinin katılımıyla görüşmeler başlamıştır. Bu görüşmelerde toplumun farklı kesimleri dinlenmiş 13 toplantı gerçekleştirilmiş, 14’üncü toplantı yarın gerçekleştirilecektir. Yakında birinci aşama olan dinleme faslını bitireceğiz. Ardından örgütün tamamen silahlarını bırakması ile birlikte bundan sonraki sürece ilişkin hukuki düzenlemelerin neler olabileceğini TBMM Genel Kurulu’na teklif edeceğiz. Ümit ediyorum çok kısa sürede dünya terörle mücadele ya da barış çözümleri literatüründe ‘Türkiye Modeli’ olarak yerini alacak olan bir modeli tüm dünyaya arz etmiş olacağız” dedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu