TÜRKİYE

Tarım ve Orman Bakanlığından milli parklarla ilgili iddialara yanıt

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Doğa Koruma ve Milli Parklar‘ın (DKMP) faaliyet alanlarına giren konulara ilişkin ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeleri içeren kanun teklifinin, 10 Ekim’de TBMM‘ye sunulduğu hatırlatıldı.

Kanun teklifiyle ilgili basında, sosyal medyada ve çeşitli mecralardaki bazı iddialar üzerine açıklama yapılması ihtiyacının ortaya çıktığı ifade edilirken, son 23 yılda Türkiye‘deki korunan alan sayısının 172’den 688’e, bunların yüzölçümünün ise 818 bin hektardan 3,4 milyon hektara çıkarıldığı kaydedildi.

Açıklamada, koruma altına alınan sulak alanların sayısının 9’dan 136’ya, 159 bin hektar olan sulak alan yüzölçümünün de 1 milyon 186 bin hektara yükseltildiğinin altı çizildi.

“ALANLARIN SIKI KORUNMASI HEDEFLENDİ”

Açıklamada, teklif edilen kanun düzenlemesiyle milli park ve tabiat parkları gibi zengin bitki ve hayvan çeşitliliğine sahip alanların daha sıkı korunmasına dönük, av ve doğa koruma memuru sayısının artırılması, biyolojik çeşitliliği tehdit eden faaliyetlerin daha etkin denetlenmesi ve önlenmesi, milli parklarda yapılan kaçak yapıların mahkeme kararı beklenmeksizin yıkılabilmesi ve kanuna aykırı davrananlara yönelik hapis ve para cezalarının artırılması gibi tedbirlerin hedeflendiği belirtildi.

“Meclise sunulan kanun teklifinin yeni bir ‘talan yasası’ olduğu, milli parkların koruma statüsünün değiştirilerek bu alanlara otel ve konaklama tesisi yapılacağı, milli parkların statüsünün değiştirilerek otel yapılmasının önünün açılacağı” iddialarının kesinlikle gerçeği yansıtmadığı belirtilen açıklamada, “İddialarda bahsi geçen husus 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1983 yılından bu yana değiştirilmemiştir. Dolayısıyla anılan kanun teklifinde yeni bir düzenleme bulunmamaktadır. Kanunla ilgili eleştiride bulunurken çarpıtılan ‘kamu yararı ve zaruret’ ifadesi, sadece korunan alan içerisinde yaşayan yöre halkının zaruri ihtiyaçlarını karşılama ve halkın mağduriyetini gidermeye yönelik, elektrik, su, ulaşım, telekomünikasyon ve doğal gaz gibi altyapı hizmetlerine izin verilmesidir. Milli parklar içindeki tesislerin Genel Müdürlük, belediyeler veya özel sektör eliyle işlettirilmesi yeni bir uygulama olmayıp, mevcut durumda Orman Kanunu kapsamında yapılmaktadır. Düzenleme yeni bir yöntem getirmemekte, Orman Kanunu’ndaki hükümlerle Milli Parklar Kanunu’ndaki hükümlerin uyumlu hale getirilmesinden ibarettir.” ifadeleri kullanıldı. 

Açıklamada, korunan alanların statü ve standartlarının, uluslararası sözleşmeler doğrultusunda düzenlenerek mevzuata uyumlaştırıldığı, bu durumda milli parkların içerisine otel yapılmasının önünün açılacağı, talan ve yapılaşmayla korunan alanların betonlaşacağı iddialarının gerçeği yansıtmadığı vurgulandı.

KANUN TEKLİFİNDE NELER YER ALIYOR?

Çevre Kanunu’nda değişikliğe gidilen teklif özetle şu düzenlemeleri içeriyor:

– Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün ihtiyaç duyduğu hallerde ve lüzum gördüğü yerlerde döner sermayeli işletmeler kurulabilecek.

-Milli Park alanında izin verilen yerlere otel ve konaklama tesisi yapılabilecek.

– Milli parkların korunmasında muhafaza memurlarının yanı sıra av ve doğa koruma memurları ile saha bekçileri de görev alabilecek.

– Milli Parklar Kanunu kapsamında el konulan bütün yapı ve tesisler derhal yıkılacak ya da ihtiyaç halinde kullanılabilecek.

– Milli parklarda ekolojik denge ve ekosistemi bozanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası verilebilecek.

– Avlanmanın yasak olduğu bölgelerde avlananlara verilen ceza 200 liradan 20 bin liraya yükseltilecek.

– Milli parklara giriş ücretini ödemeden giriş yaptığı tespit edilenlere giriş ücretinin 14 katı tutarında idari para cezası uygulanacak.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu