DÜNYA

Sumud Filosu’nda alıkonulan gazeteciden dikkat çeken açıklama: Türkler işlenen suçların delillerini topladı

Siyonistlerin Küresel Sumud Filosu’nda alıkoyduğu İngiliz gazeteci Kieran Andrieu, Tel Aviv yönetimi tarafından serbest bırakılıp gönderildikleri Türkiye’ye teşekkür ederek, “Türklerin yaptıkları en önemli şey, bizi doktorlara, avukatlara götürerek insanlığa karşı işlenen suçların delillerini toplamaları oldu.” ifadelerini kullandı.

Sumud Filosu’nda alıkonulan gazeteciden dikkat çeken açıklama: Türkler işlenen suçların delillerini topladı

Gazze’ye insanı yardım götürmek ve İsrail’in Gazze ablukasını kırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu’nda alıkonulduktan sonra Türkiye’ye sınır dışı edilen İngiliz gazeteci Kieran Andrieu, Londra’ya gelişinin ardından Heathrow Havalimanı’nda Anadolu Ajansının (AA) muhabirinin sorularını yanıtladı.

Filistin’e ve Gazze halkına duyulan sevgi sayesinde uzun yolculuğun katlanılabilir olduğunu belirten Andrieu, yolculuk süresince yaşanan saldırılar, lojistik problemler ve hava şartlarının getirdiği zorluklara değinerek, “Bunlar, Filistinlilere günlük olarak soykırımcı ve işgalci bir devlet tarafından uygulanan eziyete kıyasla hiçbir şey.” dedi.

Andrieu, maruz kaldıkları İsrail saldırısı ve cezaevinde geçen günlerin korkunç olduğunu vurgulayarak, “Alıkonulmamız hafifti, gemileri ele geçirirken şiddet görmedik. Ancak uluslararası sularda gemilerimize çıkmaları ve yolumuzu kesmeleri yasa dışı.” ifadesini kullandı.

Alıkonulma ne kadar hafif geçse de gözaltı sürecinin yıpratıcı olduğunun altını çizen Andrieu, uluslararası hukukun birkaç kere ihlal edildiğini söyledi.

“Uzun süre su verilmedi. Gözlerimiz kapalı, ellerimiz kelepçeli şekilde çok soğuk bir otobüste Necef Çölü’ndeki hapishaneye götürüldük.” diyen Andrieu, Filistinli mahkumların işkence gördüğü bu cezaevinin kötü bir üne sahip olduğunu kaydetti.

Andrieu, İsrail’in küçük hücrelere çok sayıda insan yerleştirildiğini, ilaç kullanması gerekenlere ilaçlarının verilmediğini, hatta yanlarında götürdükleri ilaçlara el konulduğunu aktardı.

Cezaevinde tutuldukları süre boyunca gardiyanlardan su istediğini söyleyen Andrieu, “Soykırımcı bir devletten beklediğimiz tüm muameleyi gördük. Biz İsrail vahşeti tiyatrosunun figüranlarıydık. Filistinliler ise bu zulmün ıstırabını çeken kahramanlar.” değerlendirmesini yaptı.

“Orada 2 gün kaldıktan sonra 2 yıl kalmış gibi hissettim.” diyen Andrieu, bu süreden sonra bunu her gün yaşayan Filistinlilerin ne hissettiğini anlamaya başladığını vurguladı.

Sumud Filosu’nda alıkonulan gazeteciden dikkat çeken açıklama: Türkler işlenen suçların delillerini topladı

“SOYKIRIM YAPANLAR TERÖRİSTDİR”

Kaldıkları hücrelerin duvarlarında yazan Arapça yazılara da işaret eden Andrieu, “Bu yazılar, işgalci devlet tarafından hapse atılmış eski mahkumların bize mesajlarıydı.” dedi.

Andrieu, kaldıkları cezaevinin kötü namı olan bir yer olduğunu yineleyerek, İsrail’in filoyu “Hamas filosu” gibi ifadelerle hedef göstermesine de tepki gösterdi.

İsrail’in filodakileri terörist olmakla suçlamasına değinen Andrieu, “Tek silahı, bebek maması, yiyecek, pirinç ve ilaç olan ilginç teröristler. Buradaki tek terörist, soykırım yapanlar, iç siyasi sebeplerle komşusunu bombalarken dokunulmaz olduğunu düşünenler, dünyanın en çok çocuk uzuv kaybının yaşandığı savaş bölgesini oluşturanlardır.” diye konuştu.

Gazze’de binlerce çocuğun öldürüldüğünü kaydeden Andrieu, filoda bulunanların terörist olarak yaftalanmasını “gülünç” sözleriyle niteledi.

Sumud Filosu’nda alıkonulan gazeteciden dikkat çeken açıklama: Türkler işlenen suçların delillerini topladı

SİYONİSTLERİN İŞKENCELERİNİ ANLATTI

Andrieu, iklim aktivisti Greta Thunberg’e yapılan kötü muamelenin farklı şekillerde herkese yapıldığını anlattı.

İnsanları dizlerinin üzerinde tutmak, ellerini kelepçeleyip 6 saat bekletmek gibi eylemlerin de işkence olduğunu ifade eden Andrieu, “Bunları hepimiz yaşadık. Çölün ortasında insanlara su vermemek de bir işkenceydi. İnsanların ilaçlarına el koymak da bir işkenceydi.” dedi.

Gerekli tıbbi desteğin verilmediğini söyleyen Andrieu, “İki gece akşam 22.00 sıralarında önce koğuşların bulunduğu koridordan ‘Yardım edin. Tıbbi acil durum. Burada kalp krizi geçiren birisi var.’ bağırışları duyduk. ‘Nefes alamıyor. Lütfen. Tıbbi acil durum.’ sesleri geliyordu. Kimse gelmedi. O çağrının duyulabilmesi için hepimiz kapılara vurup bağırmaya başladık. Doktor istedik ama hiçbir şey olmadı. Bir saat kadar sürdü. Birisi, bağırmayı durdurmamız gerektiğini söyledi. (İsrail askerleri) Belli ki ölmesini istiyorlardı.” ifadelerini kullandı.

Andrieu, “Bunları, çoğunluğu beyaz Avrupalı olan bir gruba yapıyorlardı. Filistinlilere karşı bunu yaparken ne kadar rahat olduklarını siz düşünün.” değerlendirmesini yaptı.

İsrail’de kötü muamele görürken gönderildikleri Türkiye’de tam tersi bir davranışla karşılaştıklarına dikkati çeken Andrieu, “Türklere teşekkür ederim. Hiç beklemiyorduk. İsrailli gardiyanlar sabah 05.00’te kapılara vurarak, bize lakaplar takarak uyandırıyordu.” diye konuştu.

Andrieu, Türkiye’de yapılan bazı uygulamaların bu süreçteki en önemli adımlar olduğuna işaret ederek, “Türklerin yaptığı en önemli şey, bizi besleyip rahat yataklar vermeleri değildi. Bundan dolayı teşekkür ediyoruz ama yaptıkları en önemli şey, bizi doktorlara, avukatlara götürerek insanlığa karşı işlenen suçların delillerini topladılar.” şeklinde konuştu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu