GÜNDEMMANŞETLER

Sumud Filosu Aktivistleri İstanbul’da! Sena Polat’tan net Gazze mesajı: Allah’ın bir planı var

İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulduktan sonra Türkiye’ye dönüşleri sağlanan Küresel Sumud Filosu aktivistlerinden Sümeyye Sena Polat, annesi eski AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat ile İstanbul’da buluştu.

Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan 15 Türk aktivist, Ürdün’ün başkenti Amman’daki Kraliçe Aliye Uluslararası Havalimanı’ndan kalkan THY uçağı ile saat 18.50’de İstanbul Havalimanına ulaştı.

Apronda TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ve THY yetkilileri tarafından çiçeklerle karşılanan aktivistler, otobüsle havalimanı önüne götürüldü.

Aktivistlerden Sümeyye Sena Polat, otobüsten iner inmez karşısında gördüğü annesi eski AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat ile kucaklaştı. Annesiyle kavuşmasının ardından gazetecilere açıklamada bulunan Polat, Türk ailelerine çocuklarını Filistin türküleriyle, Filistin tarihini öğreterek büyüttükleri için teşekkür etti.

A Haber mikrofonuna da konuşan Sena Polat asıl kahramanların Gazzeliler olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Allah’ın bize bir vaadi var, Allah’ın bir planı var. Onlar istedikleri kadar plan yapsın. Ve biz her zaman Gazze’nin yanındayız. Asıl kahraman Gazzeliler. Bir misyon biter başka misyon başlar. Ama bütün gözler Gazze’de ve Filistinli tutsaklarda.

İsrail’in Küresel Sumud Filosu’na saldırısında yasa dışı şekilde alıkoyduğu Sena Polat, Türkiye’ye dönüşleri esnasında hapishanede yaşadıklarını anlattı.

Aktivist Sena Polat: Biz Negev Hapishanesi’ndeyiz. Bu Gazze’ye en yakın hapishanelerden biri ve genellikle orada Gazze’li tutsaklar tutuluyor. İlk gün oraya gittiğimizde Ben-Gvir de oradaydı. Bizi bekliyor ve bizi ‘Hamas filosu’ diye, ‘bunlar terörist, bunlara teröristlerden daha ağır şartlarda yargılayacağız ve burada karşılayacağız’ gibi bir konuşması oldu. Ama inanın o kadar korkaktı ki, etrafında güvenlikler vardı ve o her konuştuğunda, ben “Free Palestine” diye bağırdığımda yemin ederim böyle güvenlik güçlerinin arkasına saklanıyordu. Yani kendi ülkeleri, onun işgal edilmiş topraklar, da olduklarını biliyorlar ve o toprakların onlara ait olmadıklarını biliyorlar ve bu korkuyla yaşıyorlar ve bu korkuyla da yaşamalılar.

EKMEKTEN TAŞ YAPIP ZERİNE ‘CANIM AİLEM’ YAZMIŞLAR

Hücrenin içine girdiğimde aman Allah’ım ya Rabb’im, sanırsın ben Gazze’deyim. Çünkü siyah insanlar yazmış: “Ben Muhammed, Beyt Lahya’dan. Ben Harun, Refah’tan.” anıları vardı ki hücrelerin içinde. Ve ben şunu anlatmak istiyorum: Küçük küçük objeler buldum, yanımda ama aşağıda. İnsanlar ekmekten taş yapıp üzerlerine “Canım ailem”, “Canım oğlum”, “Canım annem” diye bir sürü anı yazmışlar. Ve benim odamda, hücremde, bir Kâbe vardı. Ve her hücrede Kâbe’yi gösteren bir işaret vardı. Ve benimki kafesin içinde bir kuş ve o bize kıbleyi gösteriyor.

Bizim yaşadığımız hiçbir şey değil. Düşünün, dünyanın 44 ülkesinden insan… Buna rağmen bunlar herhangi bir insani şarta, hapis şarta uymadan orada bizi tuttu. Dışarı çıkmamız yasaktı. Bize iki gün su vermediler, ilaçlarımıza ulaşamadık. Her bir saatte bir bizi uyandırıyorlardı, sadece rahatsız etmek için. Yani kötülüğün ötesinde bir sapık bir zihniyet var, anlayabiliyor musun? Bundan zevk alıyorlardı. Her zaman gözümüz Gazze’de ve Filistin’in toprakları üzerinde durmalı. İnşallah ateşkes olana kadar da devam edeceğiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu