SALİH TUNA / Hortlak kafa


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi‘nde, Gazze‘de soykırım dursun, daha fazla çocuk katledilmesin diye oylamaya sunulan derhal ve kalıcı ateşkes tasarısı malumunuz reddedildi.
Hem de BMGK‘nın 15 üyesinden 14’ü söz konusu tasarıya lehte oy verdiği hâlde.
Nasıl mı oldu? ABD‘nin vetosuyla. Böylece, İsrail Gazze’de masum sivilleri çadırlarıyla birlikte canlı canlı yakmaya, çocukları açlıktan öldürmeye devem etsin demiş oldu.
İşte biz bu ABD’nin müttefikiyiz. Yani, İsrail’in “kapatması” ABD’nin…
“Kapatması” dediğim, hani FBI Direktörü Kash Patel‘e bir gazeteci, “Amerikan halkı bilmek istiyor: İsrail’in o(..)su olmak nasıl bir his?” diye sormuştu ya, o anlamda!
İsraillilerin (Gazze için) “Ganimetleri ABD ile paylaşacağız” demesine bakacak olursak, dünyanın en pahalı kapatması ABD. Anlaşılan o ki ABD, her alanda dünya lideri.
Bu arada, İsrail’in Haaretz gazetesinin yazdığına göre, Gazze işgali dolayımında İsrailli bakanlar arasında şimdiden emlak pazarlıkları başlamış.
Avrupa‘da birçok ülke de Filistin devletini tanıyacaklarını söylüyor. Ortada Filistin ve Filistinli kalmadıktan sonra galiba.
Gel de bu çağdan etinle kemiğinle tiksinme!
***
İsrail, Gazze’deki soykırımla yetinmeyip bölgedeki egemen devletlere saldırıyor: Suriye, Lübnan, İran, Yemen, Katar… Daha nereye kadar, bilemiyoruz.
Bizim bildiğimiz, İsrail’in Doha’daki Hamas heyetine saldırısı, uluslararası hukuksuzluğu bambaşka bir boyuta taşıdı.
O kadar ki, Suudi Arabistan bile kendini güvende hissetmiyor artık. Baksanıza, Suudi Arabistan Pakistan ile “Sana saldırı bana da saldırıdır…” minvalinde (NATO’nun 5. maddesini andıran) güvenlik anlaşması yaptı. Peki biz ne yapacağız?
İsrail hem GKRY’ye hava savunma sistemi yerleştirdi hem de Suriye üzerinden “Terörsüz Türkiye” hedefimizi akamete uğratmak için matine-suare bozgunculuk yapıyor.
Tablo ortada.
Türkiye hiç olmadığı kadar beka tehlikesiyle baş başa.
***
İşte tam bu noktada, siyasi tarihi boyunca Rusya ve Çin karşıtı bir çizgide duran MHP lideri Bahçeli çıkıyor ve diyor ki: “ABD-İsrail koalisyonuna karşı Türkiye, Rusya, Çin ittifakı kuralım…”
Takdir edersiniz ki çok radikal, çok “oyunbozan” ve çok “ilerici” bir çıkış bu.
İmdi sormanın tam vaktidir: Düne kadar “faşist” tesmiye ettikleri Bahçeli, Rusya ve Çin’le ittifak kurmaktan dem vururken, Sosyalist Enternasyonal toplantılarında arzı endam eden ana muhalefet partisi lideri ne yapıyor?
Ne yapacak, Türkiye’yi İngiltere‘ye şikâyet ediyor.
Bir muhalif güruh da “AKP sonrası yapılacaklar listesi” açıklıyor: İmam hatipler kapatılsın, türban yasaklansın, sokakta dini simge taşıyanlara (hatırlayalım: başörtüsünü dini simge telakki etmişlerdi) ceza verilsin, ila ahir.
İşin garibi, memlekette ne kadar Mine G. Kırıkkanat varsa bu garabet paketini alkışlıyor.
Tamam, o kafa hiç değişmiyor anladık, bari memleket beka tehlikesi içindeyken kendilerine mukayyet olsalardı.
Bu ne menem “gericiliktir” ki netameli günlerde bile hortlayabiliyor.