YAZARLAR

SALİH TUNA / Hâlâ orda mısınız?

Orda burda koca koca adamlar “Türkiye NATO üyesi olduğu için İsrail’in saldırma olasılığının olmadığını” söylüyorlar.
Neymiş efendim, 5. Madde devreye girermiş.
“Bir üyeye yapılan silahlı saldırıyı tüm üyelere yapılmış sayar ve diğer üyelerin saldırıya uğrayan ülkeye destek vermesini öngörür…” şeklinde özetleyeceğimiz o meşhur madde işte.
İsrail‘e karşı bu maddenin ciddi ciddi çalışacağını mı sanıyorlar yoksa milleti avanak yerine mi koyuyorlar anlamadım gitti.
Hayır yani, İsrail’in Gazze‘deki soykırım işbirlikçisi ABD mi İsrail’e karşı Türkiye’nin yanında “kolektif savunma/ collective defence” vaziyeti alacak? (NATO’nun patronu ABD ya onun için örnek verdim.)
Pardon, NATO Antlaşması gereği buna mecbur mu dediniz?
İyi de kâğıt üzerindeki işbu “mecburiyet” pratikte uygulanması için ABD’ye kim baskı yapacak?
Avrupa mı?
Hollanda eski başbakanı, halihazırdaki NATO Genel Sekreteri Mark Rutte gibi Trump‘ı “daddy” mesabesinde görenler mi?
Geçiniz… NATO bizi kendisinden korusun yeter.
5. Madde hiçbir zaman lehimize çalışmaz. Şayet Rusya mesela İngiltere veya Fransa‘ya saldırırsa zıpkın gibi aleyhimize çalışır ama! Düşüncesi bile korkunç: Fransa için Ruslarla savaşmak!
İçimizdeki İsrail muhibbileri veya Batı merkezli düşüncenin müptelası sömürge aydınlarının İsrail ile yaşadığımız “soğuk savaştan” felaket rahatsız olmaları anlaşılır bir şey… Fakat İsrail’e kategorik olarak karşı olduğunu bildiğimiz kimi aydınların “kafa karışıklığı” bile anlaşılır değildir.
Geçen gün bir sosyal medya programında değerli aydınlarımızdan antiemperyalist, yurtsever Prof. Hasan Ünal‘ı dinleyince üzüldüm. Zira ondan hiç beklemezdim.
Konuğu emekli amirallerimizden Deniz Kutluk‘a (mealen) “Filistin davasına sahip çıkmakta çok mu ileri gittik; Gazze‘ye Araplardan fazla sahip çıkıp da İsrail’le aramızı bozmaya gerek ver mıydı, Yunanistan ile İsrail’in yakınlaşmasına neden olmaya değer miydi?” diye sordu. Bereket versin emekli amiralimiz, İsrail’in saldırganlığından, Arz-ı Mev’ûd gibi emperyal hedeflerinden söz ederek mezkur soğuk savaşın kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.
Şuncağızı artık herksin fehmetmesi gerekir: Türkiye ile İsrail “soğuk savaş” içine girmesi için Filistin meselesine veya İsrail’in bölgede “İkinci İsrail” kurma niyetine gerek yok.
Türkiye’nin güçlü olması yeterli.
Demem o ki, “Yeniden Büyük Türkiye” yolunda attığımız her adım İsrail ile soğuk savaşa girmenin doğal nedenidir.
İsrail malumunuz nükleer güç. Yenileceği durumda ateşkesi kabul etmek zorundasınız yoksa nükleer silah kullanmaktan zerre miskali çekinmez.
İsrail’in güvenlik telakkisinin teolojik köklerinden yahut Siyonist tasavvurun “gelecek korkusundan” az çok haberdarsanız şu gerçeği kavramakta güçlük çekmezsiniz:
Şayet Türkiye nükleer güç olsaydı, İsrail bir saniye bile uyumazdı. İsterseniz İsrail’le kanka olun durum değişmez.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu