SALİH TUNA / CHP Genel Merkezi’nde facia


Eskiden, özellikle de 70’li yıllarda sinema filmlerinin reklamını yapmak maksadıyla sokak sokak dolaşan araçların hoparlöründen anonslar yapılırdı.
Mesela şöyle:
“Dikkat, dikkat! (cızırtı) Cüneyt Arkın‘dan efsanevi bir macera: Kara Korsan! Nefeslerinizi kesecek, yüreklerinizi yerinden oynatacak… Kara Korsan… (kısa cızırtı) Kılıçlar çekilecek… (cızırtı) …denizler alev alacak… Düşmanlar titreyecek! Saat tam yirmi sıfır sıfır… Sakın kaçırmayın… (uzun cızırtı) …macera sizi bekliyor… Bu akşam sadece Güneş Sineması’nda…”
Nereden mi çıktı bu?
Durduk yere değil, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in partisinin otobüs platformu üzerinde yaptığı anons, tarz bakımından bunu çağrıştırdı. Şu anonsu diyorum: “Yarın 12.00’yi bekle… Yarın 12’de, CHP Genel Merkezi‘nde… AK Toroslar çetesi çöküyor, AK Parti çöküyor. Yarın AK Parti’ye kuruluş yıldönümü hediyesi… Saat 12’de CHP Genel Merkezi’nde…”
Bir farkla ki, Özgür Özel’in hoparlöründe hiç cızırtı yoktu. Cızırtı, Özgür Özel‘in bizzat sesinde. (Umarım bir dostu sevabına uyarır; sesi bağırdıkça kulakları tırmalayan bir cızırtıya dönüşüyor.)
Hayır yahu, sadece tarzı yüzünden “gezici sinema arabası tellallarını” aklıma getirmedi. Özgür Özel’in gerçeklik bakımından da sinemayı “anıştıran” bir yanı var.
Sinema nasıl ki en geniş anlamda kurmacadır/ kurgudur, Özgür Özel’in de neredeyse tüm açıklamaları kurgudan ibaret.
Mesela, partisinin Manavgat Belediyesi’ne yönelik rüşvet soruşturmasında baklava kutuları içinde deste deste eurolar suçüstü yakalanınca önce “Görüntüleri gördüm, başımdan aşağı kaynar sular döküldü…” dedi; sonra da “Bu görüntülerin kurgu olduğuna dair elimizde 32 saatlik video kaydı var” dedi.
Sinemadan farkı şu: İnandırıcılıktan yoksun da olsa kurguyu/kurmacayı gösterebilirsiniz. Özgür Özel kurmacasından değil 32 saat, 32 salise bile gösteremedi.
Neyse ki “Yarın saat 12’de açıklayacağım…” şeklindeki anonsun gösterisini dediği gibi CHP Genel Merkezi’nde yaptı.
CHP’yi solcu, hatta devrimci sanan gerzeklerden Erdoğan nefretinden idrakleri mefluç olan ahmaklara kadar bilumum muhalif güruh “helecanla” beklemiş, “AKP artık bitti… Özgür Özel’in yapacağı açıklamadan sonra duramazlar… Gidiyorlar…” diyerek erkenden zafer sarhoşu olmuştu.
Lakin Özgür Özel’in konuşması alayı için öyle bir hayal kırıklığına neden oldu ki, tam bir “Ankara faciası” dense yeridir.
Zira, İmamoğlu‘nun İBB’sine yönelik soruşturma kapsamında “Suç örgütü kurma, irtikap, rüşvet, dolandırıcılık ve ihaleye fesat karıştırma…” suçlamalarıyla tutuklu bulunan Murat Kapki‘nin iddiaları üzerinden AK Parti’ye vurayım derken kendi partisini vurdu.
Yere göğe sığdıramadığı Murat Kapki’nin etkin pişmanlık ifadesinde adını verdiği Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in de başını yaktı.
Sizin anlayacağınız, köftecilikten İmamoğlu sayesinde reklamcı milyarderliğe yükselen (hoş İmamoğlu da eskiden köfteciydi) Murat Kapki, Özgür Özel’in elinde patladı.
Yalçın Küçük bir defasında Kılıçdaroğlu için “Atını vuran kovboy” demişti, Özgür Özel‘e biz ne desek bilmem ki.
O değil de “AKP çöktü” derken, 4 dönem Aydın Belediye Başkanlığı’nı kazanan Özlem Çerçioğlu‘nu da AK Parti’ye “kaptırdı”.
Çerçioğlu istifa metninde “Kamu ahlakından taviz vermeme ilkeleri nedeniyle CHP ile aynı yolda yürüme imkânım artık bulunmamaktadır…” şeklinde zehir zemberek açıklama yaptı.
Bu açıklama nedeniyle biraz olsun utanacaklarına işi şaklabanlığa vurdular.
Çerçioğlu’na “Topuklu Efe” diyorlardı, AK Parti’ye (Enver Aysever dostumun programından duydum) “Takunyalı Efe” demeye başladılar.
İster istemez namaz kılan herkesi “takunyalı” diye aşağılamaya çalıştıkları yılları hatırladım. O kadar ki, merhum Erbakan’ın adını “Takunyalı”ya çıkarmışlardı.
Hiç değişmiyorlar, hatta daha da kötüye gidiyorlar. Eskiden en azından bu kadar anakronik değillerdi.