MANŞETLERYAŞAM

Rüşvet casusluk ve FETÖ’ye yardım suçu! Avukat Rezan Epözdemir’in savcılık ifadesi ortaya çıktı | İşte çelişkili o ifadeler

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü iki ayrı soruşturma kapsamında; avukat Epözdemir Pazar sabahı ‘Rüşvet vermek’, ‘Siyasi-askeri casusluk’ ve ‘FETÖ/PDY’ye yardım’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Epzödemir’in savcılık ifadesine ahaber.com.tr ulaştı.

EPÖZDEMİR ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Rüşvet vermek, siyasi-askeri casusluk ve ‘FETÖ’ye yardım suçlamalarıyla gözaltına alınan avukat Rezan Epözdemir, Epözdemir İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Epözdemir’in emniyette ifade vermediği biliniyor. Polis ekipleri eşliğinde sağlık kontrolüne götürülen Özdemir’in daha sonra İstanbul Adliyesi’nde cumhuriyet savcılığınca ifadesinin alınması bekleniyor.

Rezan Epözdemir’in savcılığa vermiş olduğu ifade ve ifadesinde ki çelişkiler dikkat çekti. Buna göre 2007’den beri tanıştıklarını, 2020’den beri vekalet ilişkisi olduğunu, fakat “tatil veya yemek” gibi sosyal ilişkilerinin nadir olduğunu söylüyor. 2021 Haziran’dan sonra yoğun işleri nedeniyle Çallı ile görüşmediğini belirtiyor.021 Temmuz’da (yani bu yoğunluk döneminde) düzenlenmiş yüksek meblağlı bono bulunması, kendi beyanıyla çelişiyor. Ayrıca BAZ kayıtlarında 08.07.2021’de aynı bölgede oldukları tespit edildiği ortaya çıktı.

Atalay Demirbaş İddiaları

2018’de vekalet ilişkisi olduğunu, sonra “dolandırıcı” olduğunu öğrenip bıraktığını belirtiyor. Atalay’ın yıllardır kendisine şantaj yaptığını iddia ediyor. Atalay’ın beyanlarının tamamen kumpas amaçlı olduğunu savunuyor. Burada suçlamayı “kişisel husumet” çerçevesinde itibarsızlaştırma stratejisi olduğu açıkça görülüyor ancak Atalay’ın beyanlarıyla uyumlu HTS kayıtları ve WhatsApp yazışmaları iddia makamına güç katıyor.

Makaron Dosyası ve Rüşvet İddiası

Atalay’ın iddialarına göre, 150 bin doların yarısının tahliyeden önce, yarısının sonra verilmesi planlanmış. Epözdemir, tarihlerin uyuşmadığını, 07.07.2021’deki WhatsApp mesajlarının rüşvetle ilgisi olmadığını savunuyor. Paranın bir “borç-alacak” ilişkisi olduğunu iddia ediyor. Borç ilişkisi dediği para için neden resmi kayıt ve ödeme planı olmadığını açıklamıyor ancak “Parayı Cengiz aldı, bana getirdi” iddiasını mantıksız buluyor; ancak bu durumda kendi isminin yazışmalarda geçmesini tatmin edici şekilde açıklayamıyor.

Fotoğraf-AA ArşivFotoğraf-AA Arşiv

Bonolar ve Yüksek Meblağlar

Ofiste bulunan 2 adet bono (toplam 2,49 milyon TL) için hukuka aykırı delil olduklarını söyleyip içerik hakkında konuşmuyor. Ancak parantez içinde Çallı’nın gayrimenkul alım-satımından doğan borçlarını ödediğini ifade ediyor.

Bir yandan “konuşmam hukuka aykırı delil” deyip açıklama yapmıyor, diğer yandan bonoları “alacak belgesi” olarak niteliyor. Bu, hukuka aykırı delil itirazıyla örtüşmeyen, zımnen kabul anlamına gelebilecek bir savunma detayı.

Kişisel Veri Sorgulama ve Tatil Masrafları

Kürşat Yılmaz ve Atalay’ın beyanlarını reddediyor, “vekaletsiz de dosya incelenebilir” diyerek sorgu iddiasını geçersiz sayıyor. Tatil ve lüks restoran iddialarını hatırlamadığını söylüyor. Tatil faturaları konusunda da yine “hukuksuz delil” savunması yapıyor.

Araç Tahsisi

Kendi adına kayıtlı aracın Çallı’nın koruma şerhi kapsamında kullanıldığını kabul ediyor; bunun ya eşine tahsis ya da araç problemi sebebiyle olduğunu söylüyor.”

Fotoğraf-A Haber ArşivFotoğraf-A Haber Arşiv

İŞTE SAVCILIK İFADESİ!

Avukat Rezan Epzödemir’in savcılıktaki ifadesine ahaber.com.tr ulaştı. İşte o ifade…

“İfademe başlamadan önce bu soruşturmanın 2802 sayılı kanunun 86. Maddesi uyarınca HSK müfettişleri tarafından yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Buna ilişkin Yargıtay Genel Ceza Kurulunun ve Anayasa Mahkemesinin emsal kararlarını sunuyorum. Ayrıca Atalay DEMİRBAŞ isimli şahıs hakkındaki aynı eylem ile ilgili dosya bahsetmiş olduğum gerekçe ile Hakimler Savcılar Kuruluna gönderilmiştir. Buna ilişkin evrakı da dosyaya delil olarak sunuyorum. Bu sebeple dosya HSK’ya gönderilmeli ve kıymetli evrak olanlar tarafımıza iade edilmelidir. Özel hayata ilişkin dosya kapsamına giren evraklar ise imha edilmelidir. Soruşturma yetkisi olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının delil toplama yetkisi de bu sebeple yoktur. Ayrıca iddiaları kabul etmemekle birlikte Atalay DEMİRBAŞ isimli şahsın rüşvet olduğunu iddia ettiği paranın Cengiz ÇALLI tarafından Bakırköy İlçe sınırları içerisinde bulunan ikametinden alındığına dair iddia karşısında soruşturmanın Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen delillerin tamamı ‘Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ ilkesi gereği hukuka aykırıdır. Delil olarak kullanılamaz

Soru-1:Cengiz Çallı isimli şahsı tanıyıp tanımadığı, hangi yıllardan itibaren ne sıklıkla görüştükleri hususu soruldu:

Cengiz ÇALLI isimli şahıs 2007 yılında Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığında Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmaktaydı. Ben de aynı dönem İstanbul Barosu’nun aynı bölgede temsilcisiydim. Tanışıklığımız burada başlamıştır. Ayrıca Cengiz’in 2020 yılından itibaren vekaleti bendedir. Bu vekaletlerin bir örneğini dosyaya sunuyorum. Cengiz ÇALLI isimli şahıs ile tatile ya da mesai dışında yemeğe gittiğimi hatırlamıyorum. Cengiz ÇALLI’nın soruşturmasını yürüttüğü hiçbir dosyaya vekalet sunmadım. 2021 yılı Nisan ayı sonrasında işlerimin çok yoğunlaşması sebebiyle Cengiz ÇALLI’yı makamında ziyaret etmedim. Ancak bu tarihin öncesinde adliyeye gittiğimde uzun süredir olan tanışıklığımız sebebiyle kendisini ziyaret ederdim. Ayrıca birlikte yapılan tatil ya da birlikte yenilen yemek taraflar arasında bir dosya ilişkisi yoksa hukuki bir sorun değildir.

Soru-2: Atalay Demirbaş isimli şahsı tanıyıp tanımadığı, hangi yıllardan itibaren ne sıklıkla görüştükleri hususu soruldu:

Atalay DEMİRBAŞ isimli şahıs ile şu an tam tarihini hatırlamadığım bir dönemde ortak bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştım. 2018 yılında Atalay DEMİRBAŞ isimli şahıs bana dosyalarını takip etmem için vekalet verdi. Atalay’ın sahibi olduğu Demand isimli şirketinin idari yargıda bulunan dosyalarına baktım. Bu adamın dolandırıcı olduğunu öğrendikten sonra avukatlığından istifa ettim. Bu vekaletin bir örneğini de dosyaya sunuyorum. Atalay DEMİRBAŞ’ın adli sicil kaydına bakıldığında da görüleceği üzere kendisi bir dolandırıcıdır. Yargıtay 5 Ceza Dairesinde görülmekte olan dosyada da rüşvet suçundan yargılanmaktadır. Ayrıca Atalay yabancı numaralar üzerinden yaklaşık 5 yıldır benden para vermediğim takdirde bir kumpas ile iftira atacağından bahisle para talep etmektedir.

Bunlara ilişkin kayıtları bu dosyaya daha sonra sunacağım. Bu konuda yapmış olduğum şikayet İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Faili Meçhul Suçlar Soruşturma Bürosunda bulunmaktadır. Dosya numarasını daha sonra dosyaya sunacağım. Ayrıca bu dosyada ki beyanları sebebiyle kendisinden yalan tanıklık ve iftira suçlarından şikayette bulunacağım.

Soru-3: Zekeriye Yurtçak, Ahmet Mesut Yurtçak, Kürşat Yılmaz ve Nurbari Erşahin isimli şahısları tanıyıp tanımadığı, hangi yıllardan itibaren ne sıklıkla görüştükleri hususu soruldu:

Zekeriya YURTÇAK, Ahmet Mesut YURTÇAK, Nurbari ERŞAHİN isimli şahısları tanımam. Hayatım boyunca hiç görmedim. Aramızda ne yüz yüze ne de GSM veya sair yollarla bir iletişim olmamıştır. Kürşat YILMAZ isimli şahıs ise hatırladığım kadarıyla Cengiz ÇALLI’nın katibiydi. Kendisiyle herhangi bir temasımız olmamıştır. Cengiz’i makamında ziyaret ettikçe odasında görürdüm. Kürşat YILMAZ isimli şahsın dijital materyallerinde Rezan EPÖZDEMİR ile olan Whatsapp mesaj kayıtları olduğu, ayrıca Rezan EPÖZDEMİR tarafından Kürşat YILMAZ’a bir adet imzalı forma hediye edildiği, yine Atalay DEMİRBAŞ ve ihbar eden Zihni ÇAKIR isimli şahısların Cengiz ÇALLI’nın rüşvet eylemlerinde Kürşat YILMAZ’ı da Rezan EPÖZDEMİR ile irtibat kurmak için kullandığına dair iddiaları çelişki sebebiyle soruldu:

Kürşat YILMAZ isimli şahıs ile bir irtibat kurduğumu hatırlamıyorum. Olayın üzerinden çok zaman geçtiği için hatırlamamam da olağandır. Atalay ile ilgili yukarıda zaten dolandırıcı olduğunu beyan etmiştim. Atalay’ın bu yöndeki beyanlarını da kabul etmiyorum. Zihni ÇAKIR isimli şahıs Fetö kumpas dosyalarında lehine tanıklık yapmıştır. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/191 Esas sayılı dosyası incelendiğinde görülecektir ki birçok insanın haksız yere hapis yatması ve mağdur olmasına sebebiyet vermiştir. Ayrıca Zihni ÇAKIR isimli şahıs ile aramızda 3 adet tazminat, 1 adet ceza davası bulunmaktadır. Bu sebeple aramızda hukuken husumet bulunmaktadır. Kendisi talimat aldığı kişilerin emri ile bana kumpaskurmaktadır. Şuan gözaltında olduğum Terör dosyasındaki iddialara ilişkin daha önce bir ihbar araştırması yapıldı. Akabinde bu dosya hakkında SYOK verildi. Zihni ÇAKIR aynı dilekçeyi kopyala yapıştır yaparak tekrar ihbarda bulunmuştur. Bu dosyadaki ihbar ile Terör dosyasındaki ihbar arasında sadece 2 gün vardır. Bu durumda kumpas olduğunu ortaya koymaktadır

Soru – 4 Cengiz ÇALLI ile Atalay Demirbaş arasında geçen kamuoyunda makaron dosyası olarak bilinen Cengiz Çallı’nın soruşturma savcısı olduğu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/2561 soruşturma sayılı dosyasında tutuklu bulunan (Zekeriye Yurtçak ve Ahmet Mesut Yurtçak) isimli şahısların tahliyesi ve akabinde ev hapsi şeklinde uygulanan adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması karşılığında rüşvet alındığının kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde sabit olduğu, 07.07.2021 tarihli rüşvet alındığına ilişkin whatsapp yazışmalarında ilk etapta alınan 75.000 dolar rüşvetin şüpheli Rezan isimli bir şahsa teslim edileceğine dair görüşme kayıtlarının bulunduğu anlaşılmış olup whatsapp kayıtları okunarak soruldu:

Sunmuş olduğum evraklardan da anlaşılacağı üzere Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/2561 soruşturma sayılı dosyasında YURTÇAKLAR ile birlikte diğer şüpheliler 15/06/2021 yılında tahliye olmuşlardır. Atalay ise beyanında bu dosya kapsamında 150.000 dolar rüşvet karşılığında anlaşıldığını bu paranın 75.000 dolarının tahliyeden önce, 75.000 dolarının ise tahliyeden sonra verileceğini iddia etmiştir.

Göstermiş olduğunuz whatsapp kaydındaki mesajlaşma ise 07/07/2021 tarihindedir. Atalay’ın beyanına göre kesinlikle kabul etmemekle birlikte benim bu parayı en geç 14/06/2021 tarihinde almam gerekiyordu. Dolayısıyla rüşvet iddiasıyla whatsapp kayıtlarının tarihi uyuşmamaktadır. Cengiz ÇALLI’ya şu an tarihini hatırlamadığım dönemlerde 1-2 kez borç para vermiştim. Hatırladığım kadarıyla birini Sultangazi Halkbank şubesinde vermiştim. Borç para verdiğime şube müdürü Hüseyin MERCAN ve o esnada şubede müşteri olarak bulunan Veysi KARAMAN isimli şahıslar şahittir. Dinlenmelerini talep ediyorum. Bunun dışında da benden bir kez ev alacağım diye para istediğini hatırlıyorum. 2021 yılı Haziran ayından itibaren bir spor kulübünün yönetimine seçilmem sebebiyle işlerim çok yoğunlaştı. Bu tarihten itibaren Cengiz ÇALLI ile iletişimim eski sıklıkta olmamaya başladı.

Bu tarihten itibaren Cengiz ÇALLI’dan miktarını ve borç verdiğim tarihi şuan hatırlayamadığım parayı yüz yüze ya da telefon vasıtasıyla istemeye başladım. Hatırladığım kadarıyla bir kısmını ödemişti. Ancak ne kadar ödeme yaptığını da hatırlamıyorum. Ayrıca Cengiz ÇALLI bu dosyadan rüşvet almış ise mantıken paranın kendisine teslim edilmesi gerekirdi. Şayet kabul etmemekle birlikte ben aracı olsaydım. Paranın bana getirilip benim üzerimden Cengiz’e ulaştırılması gerekirdi. Ancak dosya kapsamında ki iddia parayı Cengiz’in alıp bana getirdiği yönündedir. Bu bile bunun bir alacak, borç ilişkisi olduğunu ortaya koymak için yeterlidir. Bahsetmiş olduğunuz 07/07/2021 tarihli yazışmada ismimin neden geçtiğini bilmiyorum.

Bu yazışmada geçen Rezan isimli şahsın ben olup olmadığımı da bilmiyorum. Velev ki yazışmada geçen ben isem az önce bahsettiğim gibi Cengiz’e borcunu ödemesi hususunda yapmış olduğum baskı sebebiyle yazışmada ismim geçmiş olabilir. Ancak dediğim gibi aralarındaki para alışverişine ilişkin bir bilgim yoktur. Bunun ne parası olduğunu bilmiyorum. Ancak Atalay ekte sunmuş olduğum belgelerden de anlaşılacağı üzere Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/154 esas sayılı dosyasında bu husus kendisine sorulduğunda “Cengiz ÇALLI’ya daha önceden de daire satışı yapmıştım. Satışa ilişkin belgeleri de daha önce dosyaya sunmuştum. Aramızdaki mesajlaşmalarda geçen rakamlar bu satış nedeniyle ilgili tutarlara ilişkindir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Ayrıca yine bu kayıtlar ile ilgili Sulh Ceza Sorgusunda da ,Yargıtaydaki dosyasında da benzer beyanlarda bulunmuştur.

Ancak bu dosyada menfaat temin etmek için beyan değiştirerek bu paranın rüşvet suçuna ilişkin olduğunu, benim de buna dahil olduğumu beyan ederek şahsıma kumpas kurmuştur. Bahsettiğim tüm evrakları dosyaya sunuyorum. Ayrıca Atalay Cengiz hakkında da bahsetmiş olduğum sorgu ve ifadelerinde Cengiz’in çok namuslu bir adam olduğunu, Cengiz’den habersiz ismini kullandığını, Cengiz’e hiç rüşvet vermediğini beyan etmiştir. Ayrıca bu iddia Yargıtay 5 Ceza Dairesinde görülmekte olan davanın konusu olmamıştır. Bu ceza dairesinde görülmekte olan davanın konusu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/2561 soruşturma sayılı dosyasında şüpheli olan YURTÇAK soy isimli şahısların önce tahliye edilmesi, bir süre sonra tekrar gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına ilişkin suç üstü konusuna ilişkin yargılamadır. Atalay Demirbaş’ın whatsapp kayıtları ile ilgili olarak “Bu görüşmede Rezan olarak geçen kişi Rezan EPÖZDEMİR’dir.Nurbari ERŞAHİN ile Zekeriya YURTÇAK isimli şahıs Makaron dosyasında birlikte şüpheliydiler. Operasyon dosyası o dönem Bakırköy Adliyesinde savcı olarak görev yapan Cengiz ÇALLI’daydı.Dosyada yapılan ilk operasyonda Nurbari tutuklanmadı.

Zekeriya ise tutuklanmıştı. Nurbari ERŞAHİN bana senin Cengiz Çallı ve Rezan’la aran iyidir, görüş dosyada bize yardımcı olsunlar dedi. Bunun üzerine ben hem Rezan ile hem de Cengiz ÇALLI ile görüştüm. Cengiz ve Rezan bana 150.000 dolar rüşvet karşılığında tahliye yapabileceklerini söylediler. Durumu Nurbari ERŞAHİN’e ilettim. ” 150.000 dolar rüşvet Zekeriya’nın tahliyesi karşılığında gayri resmi ortağı olan Nurbari ERŞAHİN tarafından bana getirildi. Bu paranın 75.000 dolarlık kısmı ise dosya kapsamında bulunan Rezan EPÖZDEMİR’in isminin geçtiği whatsapp kayıtlarının olduğu gün olan 07/07/2021 tarihinde ya da bir gün sonrasında Cengiz ÇALLI tarafından benim ikametimden alındı. Cengiz parayı alırken parayı Rezan’a vermek üzere ofisine götüreceğini söyledi. Ancak ayrıldıktan sonra Rezan ile buluşup dışarıda da vermiş olabilir. Nerede buluştuklarını bilmiyorum.” şeklindeki beyanları okunarak soruldu:

Soru -6: Atalay Demirbaş’ın iddialarının doğruluğunun tespiti amacıyla Rezan EPÖZDEMİR isimli şahıs ile Cengiz ÇALLI isimli şahsın HTS/BAZ kayıtları temin edilerek yapılan çalışmada 08/07/2021 tarihinde Cengiz ÇALLI’nın Atalay DEMİRBAŞ’ın iddia ettiği gibi Atalay’ın ikametine gittiği, akabinde aynı gece Rezan EPÖZDEMİR ile ortak BAZ verdiğine dair tespit okunarak soruldu:

Az öncede dediğim gibi ben 07/07/2021 tarihinde yada bu tarihe yakın tarihlerde Cengiz ÇALLI ile görüşüp görüşmediğimi hatırlamıyorum. Şayet görüştüysem de kendisine vermiş olduğum borçtan dolayı bana bir ödeme yapıp yapmadığını hatırlamıyorum. Üzerinden zaman geçtiği için hatırlamam da hayatın olağan akışına aykırıdır. Zaten şahıslar bu tarihten önce tahliye olduğu için ve ikinci tutuklama da aynı yılın Eylül ayında olduğu için bu whatsapp kaydının rüşvete ilişkin olmadığı açıktır.

Soru -7:Şüpheli Rezan Epözdemir’in Levent Mah. Lale Sok. Beşiktaş / İstanbul sayılı adresinde bulunan ofisinde yapılan arama işleminde biri 01/04/2021 düzenleme tarihli 1.560.000 TL bono, diğeri ise 09/07/2021 düzenleme tarihli 930.000 TL bedelli borçlusu Cengiz ÇALLI, alacaklısı Rezan EPÖZDEMİR olan 2 adet bono ele geçirilmiştir. Cengiz ÇALLI ile şüpheli Rezan EPÖZDEMİR’in BAZ kayıtlarına göre 08/07/2021 tarihinde gece saatlerinde ortak BAZ verdikleri hususu göz önüne alındığında bahse konu 09/07/2021 düzenleme tarihli bononun bu görüşmede düzenlendiğine ve rüşvet alınan paranın Cengiz ÇALLI’da kalması karşılığında Rezan EPÖZDEMİR’e bu bonoyu verdiğine dair kanaat oluşmuş olup bu hususta beyanları soruldu:

İfademin başında da soruşturmanın 2802 sayılı kanunun 86. Maddesi uyarınca HSK müfettişleri tarafından yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Buna ilişkin Yargıtay Genel Ceza Kurulunun ve Anayasa Mahkemesinin emsal kararlarını sunmuştum. Bu sebeple dosya HSK’ya gönderilmeli ve kıymetli evrak olanlar tarafımıza iade edilmelidir. Özel hayata ilişkin dosya kapsamına giren evraklar ise imha edilmelidir. Soruşturma yetkisi olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının delil toplama yetkisi de bu sebeple yoktur. Bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen delillerin tamamı “Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir” ilkesi gereği hukuka aykırıdır. Delil olarak kullanılamaz. Dolayısıyla hukuksuz delil niteliğindeki bu bonolar soruşturmaya konu olmamalıdır. Hukuka aykırı arama ile elde edilen bonolara ilişkin sorulara cevap vermek istemiyorum. Hükme esas alınamazlar. Bu belgeler alacak iddiamı tevsik eder mahiyettedir. Bu konuda HSK nezdinde hukuki başvurularda bulunacağımı da beyan etmek isterim.

Rezan EPÖZDEMİR’in 4 numaralı soru cevabında 2021 yılı Haziran ayından itibaren Cengiz ÇALLI’ya borç olarak vermiş olduğu paranın ödenmesi için baskı yaptığını beyan ettiği, ancak ofiste Rezan EPÖZDEMİR’in ofisinde yapılan aramada ele geçirilen 09/07/2021 tarihli bononun Haziran ayından sonra düzenlenmiş olduğu hususu çelişkinin giderilmesi maksadıyla soruldu:

7 numaralı sorudaki cevabımı aynen tekrar ederim. Hukuka aykırı bir delil ile ilgili beyanda bulunmak istemiyorum. Rüşvete aracılık suçunda aracı parayı kamu görevlisine götürür. Bu dosyada olduğu gibi rüşvet alan kamu görevlisinin aracıya para götürmesi mantığa aykırıdır. O dönem olayın olduğu iddia edilen tarihlerde ben Atalay’ın da hatırladığım kadarıyla vekiliyim. Olaya bu açıdan da bakıldığında olayın ne kadar saçma olduğu ortaya çıkacaktır.

Soru -8:Ele geçirilen bonoların toplam bedelinin 2.490.000 TL olduğu, bonoların düzenlendiği tarihte Hakim-Savcı maaşlarının ortalama 11-12 bin TL olduğu, kaba bir hesapla Cengiz Çallı’nın aldığı maaştan yaklaşık 18 yıl hiçbir harcama yapmadan ancak ödeyebileceği bir tutara tekabül ettiği, hayatın olağan akışına aykırı olan bu hususa ilişkin savunması soruldu:

Bir önceki soruya cevaben de dediğim gibi hukuksuz bir delil ile ilgili soruya cevap vermek istemiyorum. Ancak parantez içinde belirtmem gerekirse Cengiz tarihlerini hatırlamamakla birlikte Dap Yapıdan kendi adına bir daire, Sultangazi’den yine kendisine ancak hatırladığım kadarıyla yeğeni adına ADL isimli alışveriş merkezi içerisinde bir dükkan ve son olarak Avcılar’dan bir daire almıştı. Dap Yapı’dan almış olduğu daireyi daha sonra sattı. Borcunun bir kısmını bana ödedi. Sultangazi’deki dükkanın da önce yarısını aldı daha sonra diğer yarısını almak için yukarıda ki beyanlarımda bahsetmiş olduğum üzere Halkbankası Sultangazi Şubesinde benden borç para aldı.

Soru-9: Cengiz Çallı’nın odasına sık sık ziyarette bulunduğu BAZ kayıtları ve kendisinin beyanı ile sabit olan Atalay Demirbaş’ın ve olay tarihinde Cengiz Çallı’nın katipliğini yapan Kürşat Yılmaz’ın beyanlarında şüpheli Rezan Epözdemir’in Cengiz Çallı’nın UYAP üzerindeki savcılık rolü üzerinden vekaletle takip ettiği ya da vekalet sunmayı düşündüğü dosyalarda tarafların kişisel veri niteliğindeki adres, kimlik numarası, telefon numarası gibi bilgileri sorguladığına dair beyanları okunarak soruldu:

Kesinlikle Kürşat YILMAZ ve dolandırıcı Atalay’ın beyanlarını kabul etmiyorum. Benim Cengiz ÇALLI’nın savcılık rolü üzerinden herhangi bir kişisel veri niteliğindeki bilgiyi sorgulamam söz konusu olamaz. Bunlar aynı elden çıkan menfaat karşılığı verilen, gizli bir elce organize organize edilen kumpas amacıyla yönlendirilmiş beyanlardır. Hangi şahıs hakkında sorgulama yaptığıma dair net bir beyanda bulunulmamıştır. Bir avukat zaten vekalet sunmadan da istediği dosyayı inceleyebilir. Bunlar soyut beyanlardır.

Soru-10:Rezan Epözdemir’in Cengiz Çallı ile birlikte birden fazla kez tatile gittiğine, tespitlere göre tatil ücretlerinin tamamının Rezan Epözdemir tarafından ödendiğine, yine Rezan Epözdemir ile Cengiz Çallı’nın sık sık lüks restoranlara gittiklerine bu yemek ücretlerinin de tamamının Rezan Epözdemir tarafından ödendiğine dair tutarlı beyanlar bulunduğu, arama neticesinde ele geçirilen dijital materyaller üzerinde yapılan incelemede de tatil ücretlerinin şüpheli Rezan Epözdemir’e fatura edildiğine dair maillere ulaşılması hususu soruldu:

Cengiz ile bir tatile gidip gitmediğimi hatırlamamakla birlikte dijital materyallerde çıkan Cengiz ÇALLI’nın tatil ücretlerinin bana fatura edildiğine dair belgeleri görmedim ve bu deliller yetki sebebiyle hukuksuz delildir. Bu nedenle bu soru hakkında söyleyeceğim başka bir şey yoktur.

Soru-11:Ayrıca Cengiz ÇALLI adına verilen koruma kararı kapsamında iki araçlık şerh hakkının birinin şüpheli Rezan tarafından kullanıldığı iddiasına ilişkin yapılan araştırmadaşüpheli Rezan EPÖZDEMİR adına kayıtlı 34 EP 1313 plaka sayılı aracın 12/06/2019 – 05/10/2021 tarihleri arasında Cengiz ÇALLI’ya verilen koruma kararı kapsamında şerh edildiğine dair tespit soruldu:

Üzerinden zaman geçtiği için tam olarak hatırlamamakla birlikte ya Cengiz’in eşinin kullanımıiçin ya da Cengiz’in aracında bir problem olduğu için ivazlı tahsis şeklinde kendisine vermiştim. Buzaman diliminde önemli bir kısımda aracı kendisi kullanmıştır

Son olarak söyleyeceklerim şunlardır. Birinci olarak dosyanın yukarıda sebebini izah ettiğim üzere ivedilikle HSK’ya gönderilmesi gerekmektedir. İkinci olarak hukuksuz delil kısmına tekrar dikkat çekmek istiyorum. Elde edilen delillerin tamamı hukuksuzdur. Bu deliller ile başlatılan soruşturmalar da hukuksuzdur.Meskur delillerin tarafımıza iade edilmesini talep ediyorum. Ayrıca varsa hukuksuz deliller ile başlatılan diğer soruşturmaların da sona erdirilmesi gerekmektedir. CMK 141 uyarınca bu soruşturmaları yürüten makamların da rucuen tazminat sorumluluğu olduğunu hatırlatmak isterim.

Benim olay tarihi itibariyle delil karartma ve mevcut pozisyonum itibariyle kaçma şüphem yoktur. Aynı madde uyarınca açıkça yetkisiz adli kontrol ve arama işlemi sebebiyle tazminat hakkımı saklı tutuyorum. Oğlumun Londra’da dil eğitimi vardır. Soruşturma tarihinden çok önce olan 23 Temmuz tarihinde Londra biletleri gidiş dönüş şeklinde alınmıştır. Mevcut adli kontrolün daha fazla hak kaybı olmaması adına evveliyetle kaldırılması ve açıkladığım sebeplerle herhangi bir adli kontrol tedbiri uygulanmaksızın serbest bırakılmayı talep ediyorum. Uçak rezervasyonlarına ilişkin belgeleri de dosyaya sunuyorum. Aleyhimde beyanda bulunan şahıslar hakkında TCK’nın 267. Maddesi uyarınca iftira suçundan resen soruşturma başlatılmasını talep ediyorum.”

NE OLMUŞTU?
Avukat Rezan Epözdemir, “rüşvet”, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım”, “siyasal ve askeri casusluk” suçlarından yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştı.

Gizlilik kararı verilen “rüşvet” soruşturması kapsamında ifadesi alınan tanık A.D, Epözdemir’in rüşvet aldığı 3 farklı eylem olduğuna ilişkin iddiada bulunmuştu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu