PINAR YILDIZ YÜKSEL / Çocuklar hayat provasını oyun alanında yapar

Çocuklar oyun oynarken anlaşmazlıklar yaşayabilir; bu durumlar onları korkutmamalı. Paylaşmayı, sıra beklemeyi ve empatiyi öğrenmek için bu çatışmalar fırsat sunar. Anne ve babalar, müdahale etmek yerine rehberlik ederek çocukların duygularını ifade etmesine destek olabilir. Her küçük anlaşmazlık, ömür boyu sürecek sağlıklı sosyal ilişkilerin temelini atar
Çocuklar arkadaşlık ilişkileri başladığı andan itibaren çeşitli çatışmalar yaşayabilirler. Bebeklik döneminde oyuncak paylaşımıyla başlayan bu çatışmalara okul döneminde başkaları eklenir. Bu da ömür boyu sürecek bir döngünün ilk örnekleri olur. İşte hayatı boyunca yaşayacağı bu çatışmaların içinden nasıl çıkacağı, anne-babanın yönlendirmesiyle, çocuğa rehber olmasıyla belirlenir.
Paylaşım çatışmaları, aslında çocukların duygusal zekasını ve empati yeteneklerini geliştirebileceği fırsatlardır. Örneğin bir çocuğun oyuncağını paylaşmak istememesi, anne veya babanın müdahalesi yerine rehberliğiyle çözülürse, çocuk uzlaşmayı, sırayla davranmayı ve karşısındakinin duygularını anlamayı öğrenir. Bu süreçte çocuk, “kızgınım”, “üzgünüm” gibi duygularını sözle ifade etmeyi deneyerek kendi duygusal farkındalığını artırır.

KORUMAK YERİNE REHBER OL
Anne ve babanın rolü, çocuğu çatışmadan korumak değil, ona çatışmayı yönetme ve çözme yollarını göstermek olmalıdır. Örneğin evde uygulanabilecek küçük aktiviteler, paylaşımı eğlenceli hâle getirebilir: “Paylaşım kutusu” yöntemiyle çocuklar sırayla oyuncak seçebilir, “duygular köşesi” ile hislerini güvenli bir şekilde ifade edebilir. Bu tür pratikler, çocukların problem çözme ve empati kurma becerilerini güçlendirir.
SOSYAL HAYATI ÖĞRENİRLER
Çatışmaların okuldaki veya kreşteki arkadaşlık ilişkilerine yansıması da göz ardı edilmemelidir. Çocuklar, oyun alanında yaşadıkları küçük anlaşmazlıkları çözmeyi öğrenirken, grup içinde iletişim kurma ve sorumluluk alma yeteneklerini de pekiştirir. Sadece paylaşımı öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal normları ve kuralları da içselleştirir.

7 ADIMDA REHBERLİK
Çocuk büyüdükçe sosyal hayatı da genişliyor. Arkadaş sayısının artması çeşitli çatışmaların yeni sorunların da ortaya çıkmasına sebep oluyor. İki yakın arkadaş grubuna üçüncü birinin dahil olması, kıyafetler, sevilen müzik grupları, okuldaki etkinlik kulüpleri, paylaşılamayan bir eşya ve dahası hiç tahmin edemeyeceğiniz duygu patlamalarına sebep olabiliyor. Çoğu zaman içinden nasıl çıkacağımızı bilemiyoruz. Daha doğrusu bize komik bile gelen bazı sorunları nasıl çözeceğini çocuğumuza doğru şekilde anlatmanın yolunu bulmak kolay olmuyor. İşte bu durum için aşağıdaki yöntemleri deneyebilirsiniz.
1. Dinleyerek başlamak
Çocuğun yaşadığı çatışmayı anlatmasına fırsat verin.
“Ne oldu?” veya “Bunu nasıl hissettin?” gibi açık uçlu sorular sorarak çocuğun duygularını ifade etmesini sağlayın.
Çocuğun anlattıklarını yargılamadan ve acele etmeden dinleyin.
2. Duygularını adlandırmasına yardımcı olmak
Çocuğa kendi duygularını tanıtın: “Kızgın hissediyorsun, çünkü sıra beklemek zor geliyor.”
Duygularını kelimelere dökmek, empati ve öz farkındalığı güçlendirir.

3. Alternatif çözüm yolları sunmak
Çocuğa birden fazla çözüm önerisi sunun ve hangisinin işe yarayabileceğini birlikte tartışın.
Örneğin: sırayla oynama, birlikte kullanma, oyunu paylaşmak için kısa süreli rotasyon yapma gibi.
4. Empati kurmayı öğretmek
Çocuğa diğer çocuğun bakış açısını anlatmayı ve anlamayı gösterin: “Arkadaşının da bu oyuncağı çok sevdiğini düşünebilirsin.”
Böylece çocuk, sadece kendi isteklerine odaklanmak yerine karşı tarafın duygularını da değerlendirmeyi öğrenir.
5. Müdahaleyi sınırlı tutmak
Anne baba çatışmayı tamamen çözmeye çalışmak yerine rehberlik eder.
Çocuğun kendi çözümünü bulmasına izin verin; gerekirse öneri ve yönlendirme yapın.

6. Pozitif davranışı pekiştirmek
Çocuğun paylaşım ve uzlaşma çabalarını övün ve ödüllendirin.
“Sırasını beklediğin için teşekkür ederim” veya “Arkadaşını dinlemen harika oldu” gibi cümleler kullanın.
7. Evde küçük pratikler yapmak
“Paylaşım kutusu”, “duygular köşesi” gibi basit ev içi uygulamalarla paylaşmayı ve uzlaşmayı oyunlaştırabilirsiniz.
Böylece çocuk hem eğlenir hem de sosyal becerilerini pekiştirir. Unutulmamalıdır ki, her çatışma bir öğrenme fırsatıdır. Sırayla davranmayı, başkasını dinlemeyi ve uzlaşmayı öğrenen çocuk, yaşam boyu sürecek sağlıklı ilişkiler için temel becerileri kazanır. Arkadaşlık ve paylaşım, çocukluk döneminin sadece oyun alanında değil, hayatın her alanında ona rehberlik edecek bir eğitim sürecidir. Anne ve babalar, bu sürecin hem gözlemcisi hem de rehberi olarak, çocuklarının sosyal ve duygusal gelişimine en büyük katkıyı sağlar.

KARDEŞLER ARASI REKABET
Ayrıca kardeş veya arkadaş grubu içindeki kıskançlık ve rekabet duyguları, çocuğun sosyal zekasının gelişmesine katkı sağlar. Bu süreçte anne ve babaların tutumu belirleyicidir: Müdahale yerine rehberlik, eleştiri yerine yönlendirme, çocuğun güven duygusunu pekiştirir ve bağımsız çözüm üretme yeteneğini artırır



