YAZARLAR

PELİN KAYA / Coachella 2025’te neler oldu?

Müzik ve sanat festivali Coachella sona erdi. 2 hafta süren ve Kaliforniya çöllerinde gerçekleşen festivalde en az konserler kadar marka savaşları, uçuk fiyatlar ve kişisel çöküşler konuşuldu. Coachella 2025, yalnızca bir müzik festivali değil; şovun, parıltının, marka rekabetlerinin ve bireysel dramaların iç içe geçtiği çok katmanlı bir sahneye de ev sahipliği yaptı

GAGA YENİDEN DOĞDU
Festivalin açılışı Lady Gaga‘dan geldi ve ‘Abracadabra’ ile tüm atmosfer adeta ‘Gagachella’ya dönüştü. Gaga, beyaz korseli elbisesiyle çölde sahne alırken, modanın teatral tarafını uçlara taşıdı. Peri Rosenzweig ve Nick Royal ikilisinin ellerinden çıkan dokunuşlarla sahnede bir ikonun yeniden doğuşuna tanıklık ettik.

FESTİVALİN EN KAZANÇLISI
Son dönemin popüler şarkıcısı Benson Boone, Freddie Mercury’nin efsane şarkısı Bohemian Rhapsody‘yi seslendirince büyük bir hayran kitlesi kazandı. Şahsen performansını oldukça başarısız bulsam da kendi jenerasyonu hayran kalmış olacak ki bu performansının ardından sosyal medyada neredeyse 600 bin takipçi kazandı ve festivalin en kazançlı sanatçısı oldu.

JENNIE’NİN PARLAYIŞI
Ancak festivalin parlayan genç yıldızı, solo kariyerinde hızla yükselen Jennie oldu. Blackpink’in dağılmasının ardından mercek altına alınan Jennie, Coachella sahnesinde sergilediği performansla yalnızca hayranlarını değil, sektörü de büyüledi. Acne Studios imzalı kostümüyle hem stil hem de sahne duruşu açısından kusursuzdu.

MARKALARIN KUŞATMASI
Coachella sahnesi bu sene müzik kadar markaların da oyun alanıydı. Hailey Bieber‘ın Rhode markası pop-up mağazalarıyla sahada
aktifti. Ona, 818 markasıyla Kendall Jenner eşlik etti. İkilinin işbirliği yalnızca ticari değil, estetik bir stratejiye de dönüştü. Nike, Travis Scott ile iş birliği yaparak özel yapım bir sokak futbolu arenası tanıttı. Katılımcılar, Total 90 III koleksiyonunun sergilendiği bu alanda oyunlara katılma fırsatı buldu. Pinterest, dijital ilhamı gerçeğe dönüştürdü; festival katılımcılarına trend görünümleri yeniden yaratmalarında yardımcı olan stilistler aracılığıyla çevrimiçi fikirlerle gerçek dünya modası arasındaki köprüyü kurdu.

Avustralyalı marka White Fox, içerik üreticileri lüks bir villada ağırladı. Festival öncesi hediye odaları ve özenle hazırlanmış deneyimlerle dolu bu ortam, markanın keskin estetiğini sosyal medya üzerinden daha da öne çıkardı. Türkiye’de fiziksel erişimi olmasa da içerik üreticilerin sevdiği Revolve markası, festivalin resmi giydiricisi gibi hareket etti. Ancak bu görsel hâkimiyetin arkasında markanın imajını sarsabilecek ciddi bir dava süreci de var. ABD’de açılan 50 milyon dolarlık bir toplu dava, Revolve’un sosyal medya kampanyalarının tüketiciyi yanılttığını iddia ediyor. Davada, markanın yıllardır influencer’lara yaptığı ödemeler ve ücretsiz ürünlerle desteklenen tanıtımların, reklam olduğunu açıkça belirtmeden yapılması eleştiriliyor. Federal Ticaret Komisyonu’nun (FTC) yönergelerine aykırı olan bu uygulamalar nedeniyle markanın moda alanındaki hızlı yükselişinin etik boyutu sorgulanıyor.

STİL YARIŞI GERİ PLANDA KALDI
Coachella bu yıl stil yarışı açısından önceki yılların gölgesinde kaldı denilebilir. Bu sene festival ruhu bireysel tarzlara teslim olmadı. Eskiden bireysel olarak belirli Coachella ikonları olurdu, trend yaratırlardı ve onların stili yarıştırılırdı. Bu sene ünlülerde bile stil anlamında ses getiren hiçbir örnek göremedik.

FİYATLAR EL YAKIYOR
Festival biletleri seçilen pakete göre 600 dolardan (22 bin 991 TL) başlıyor, VIP tercih ederseniz 1400 doları (53 bin 647 TL) buluyor. Sahne şovundan öte, finansal bir gösteriye de dönüşen bu etkinliğin erişilebilirliği, her yıl biraz daha “seçilmişler kulübü” haline geliyor.

JUSTİN BİEBER ENDİŞESİ
Festivalin en tartışmalı ismi ise Justin Bieber oldu. Uzun zamandır bitkin görüntüler veren Bieber’ın festivaldeki hali de endişe vericiydi. Festival boyunca her göründüğünde akıl sağlığı yerinde olmayan biri izlenimi verirken aynı anda da sosyal medya hesabından, yalnızca bir ayda 2.5 milyar görüntüleme aldığını paylaşıyordu. Bu bir tesadüf mü, yoksa yakında çıkaracağı markası için bir dikkat çekme stratejisi midir bunun cevabı henüz bilinmiyor. Görünen o ki, Justin “Siz konuşun, ben rakamlarımla yaşarım” diyor. Ama bunun ne kadar sağlıklı bir yol olduğu tartışılır, zira bu vahim hali ikinci bir Britney Spears vakası geliyor dedirtiyor. Umarım yanılırım.

DOĞRU DOKUNUŞLAR ZAMANI DURDURUYOR
Zamana meydan okumak artık bir fantezi değil, iyi planlanmış bir strateji meselesi. Moda dünyasında yıllar geçtikçe unutulan değil, her sezon yeniden konuşulan isimler var.
Onlar sadece ne giydikleriyle değil, nasıl göründükleriyle de gündem yaratıyor.
Bunun en güzel örneği de Ralph Lauren markasının defilesini ön sırada izleyen Anne Hathaway ‘den geldi.
Görünüşüyle adeta zamanı durdurmuş gibiydi. 42 yaşındaki yıldızın 20’lerinin sonlarında gösteren görünümü kısa sürede tüm sosyal medyanın en merak edilen konusu oldu. Yaptırdığı işlemlerden doktoruna kadar her şey merak edilir oldu.
Estetik dünyasında “doğru dokunuş” kavramının son örneği olarak, Hathaway için de artık bu kulübün saygıdeğer bir üyesi diyebilirim.
Tıpkı People Dergisi tarafından Dünyanın En Güzel Kadını ilan edilen Demi Moore ve bu yıl büyük geri dönüş yaşayan Lindsay Lohan gibi… Bu isimler, estetik müdahalelerin ölçülü ve uzman ellerden çıktığında nasıl gençlik iksiri etkisi yarattığını gösteriyor. Artık estetik, yalnızca 60 yaş üstünü gençliğine döndürmekle kalmıyor; genç yetişkinler için de zamanı durdurmanın bir yolu haline geliyor.
Güzellik algısının hızla değiştiği bu dönemde, Hathaway gibiler modayı takip etmekten fazlasını yapıyor: Onlar artık modanın kendisi.

FRANSIZ MODA EVİ RAP SAVAŞININ ORTASINDA
Lüks moda evlerinin soğukkanlılığı, bazen popüler kültürün ateşli sularında test edilir. Chanel’in yeni kreatif direktörü Matthieu Blazy, çıkışını sessiz sedasız yapıyor derken; oldukça ses getiren bir hamle yaptı. Ve rap dünyasının son yıldızı Kendrick Lamar, Chanel’in yeni marka elçisi oldu.
Lamar’ın dünya turnesini açıklamasının hemen ardından gelen bu iş birliği, Blazy’nin vizyoner tavrının da habercisi gibi.
Bu kampanyayla marka istemeden de olsa bir rap savaşının ortasında kalmış oldu.
Hatırlayalım: Bundan yalnızca iki ay önce, Lamar’ın Super Bowl’daki sert çıkışıyla karşı karşıya gelen Drake, ‘Crying in Chanel’ adlı bir şarkı yayımlamıştı.

Şarkı ismiyle bile Chanel’e duygusal bir bağ yükleyen Drake, yıllardır markayı şarkılarında referans alıyor; ‘Pipe Down’da söylediği, “And when you see Chanel, I wish that’s how you saw me” (Ve Chanel’i gördüğünde, keşke beni de öyle görseydin) sözleri hâlâ hafızalarda.
Fakat şimdi Chanel, bu şiirsel sahiplenmeye karşı adeta taraf seçmiş gibi duruyor.
Sosyal medya ise bu gelişmenin eğlencesini kaçırmadı.
“Drake şimdi kriz geçiriyor olmalı” ya da “Chanel hakkında bir şarkı yaptı ama marka elçiliği Lamar’a kaptırdı” gibi yorumlar, dijital dünyada en fazla açılan başlıklar oldu.
Aslında Lamar’ın Chanel ile ilişkisi yeni değil. 2023 Met Gala’da giydiği özel yapım Virginie Viard tasarımı bomber ceketten, markanın 2024 ilkbahar-yaz haute couture defilesine yaptığı müzikal katkıya ve The Button kısa filmindeki iş birliğine kadar uzanan bir geçmiş var.
Ancak Blazy’nin göreve gelişiyle bu ilişki, ilk kez resmi bir marka elçiliği seviyesine taşınmış oluyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu