ÖZLEM DOĞANER / Artık başka bir ligdeyiz


Bazen tek bir cümle, sadece bir durumu değil, bir dönemin ruhunu anlatır. Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın şu sözleri de tam olarak bunu yansıtıyor: “Akkuyu ile farklı bir lige yükseldik.”
Bu ifade yalnızca bir enerji santralini değil, Türkiye‘nin yüksek teknolojiye dayalı yeni kalkınma modeline geçişini anlatıyor. Enerjide dışa bağımlılığın zincirlerini kırmak, ekonomik bir hamleden öte bir stratejik özgürlük meselesi… Artık mesele sadece elektrik üretmek değil. Bugün Akkuyu sahasında çok sayıda Türk şirket, dünya standartlarında mühendislik ve altyapı hizmeti üretiyor. Bu firmalar uluslararası nükleer projelerde de yer almaya başladı. Akkuyu, onlar için adeta bir “yüksek teknoloji okulu” haline geldi.
35’i kadın 319 Türk nükleer mühendisi Akkuyu NGS’de aktif olarak çalışıyor. 75 Türk öğrenci Rusya‘da üniversitelerde yüksek lisans yapıyor. Gelecek dönem için Rusya’nın önemli 4 üniversitesinde 70 kişilik kontenjan ayrılmış durumda. 600 civarında Türk genç, bu proje sayesinde Rusya’da ileri düzeyde nükleer teknoloji eğitimi alarak Akkuyu’da çalışarak, geleceğin insan kaynağını oluşturacak. Ayrıca teknik liselerden mezun 350 genç de teknik personel olarak Akkuyu’da görev alacak.
Bu büyük dönüşüme bir de devletin vizyoner adımlarını ekleyelim. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 6 Mayıs 2025’te devreye alınan NETBİS (Nükleer Enerji Tedarikçi Bilgi Sistemi), Türk firmalarının nükleer projelere daha organize, görünür ve etkin biçimde katılmasını sağlıyor. Üstelik yalnızca nükleer değil; termik santraller, boru hatları ve petrokimya tesisleri gibi stratejik altyapı projelerinde de NETBİS, artık bir referans platform. Bu dönüşüm akademik düzeyde de büyük bir heyecan yaratmış durumda. Üniversiteler, akademisyenler ve öğrenciler Akkuyu’yu yakından görmek ve anlamak için adeta sıraya giriyor. Bu ilgi, Akkuyu’nun yalnızca bir santral değil, aynı zamanda geleceğin bilim ve insan kaynağı merkezi olduğunun en somut göstergesi.
Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Sergei Butckikh, bu ilgiyi şöyle yorumluyor: “Genç uzmanların yetiştirilmesi ve akademik çevrelerle ilişkilerin geliştirilmesi, Türkiye’de nükleer enerjinin sürdürülebilir gelişiminin en önemli yönlerinden biri. Akkuyu NGS‘nin kadrosunda, reaktör, türbin ve diğer kilit ekipmanların yönetiminde yer alan yüksek vasıflı mühendislerin yanı sıra makinistler, saha operatörleri, elektrikçiler gibi çok sayıda farklı teknik uzmanlık dalından temsilciler görev yapacak. Bu tür uzmanların eğitimi, bölgesel üniversiteler ve mesleki teknik okullar temelinde organize edilebilir.”
Evet, dışarıdan bakıldığında yalnızca bir nükleer santral inşa ediliyor gibi görünebilir. Ama gerçekte olan şudur: Türkiye, yüksek teknolojide kendi ligini kuruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın hedefi dünyaya yeni bir meydan okuma: “Türkiye’yi enerjide kaynakta ve teknolojide net ihracatçı ülke yapmak.”
Bu sadece bir ekonomik hedef değil, aynı zamanda bir bağımsızlık manifestosu.
2018’de dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nı yürüten ve projenin her aşamasında imzası bulunan Berat Albayrak‘ın sözlerini hatırlıyorum. Albayrak, “Ben, bir Batı ülkesinde muhatabım tarafından bu enerji politikalarından çok önemli bir tanesiyle ilgili ‘bu adımı atmamam yönünde’ birebir sözlü imalı tehdit edilmiş bir bakanım. Türkiye’nin rahmetli Adnan Menderes ile 1956 yılında başlayan nükleer yolculuğu hep engellendi, ertelendi, ciddi bir dirençle karşılaştı. 70 yıldır tüm dünya bu projeleri yapıyor. Yıllardır herkese helal olan bir teknoloji, Türkiye’ye haram deniliyorsa orada bir yanlışlık var demektir” demişti. Türkiye’nin bu kez vazgeçmeyen, cesur duruşu yeni bir dönemi başlatıyor.
Akkuyu, Türkiye’nin yalnızca enerjide değil, gelecekte de söz sahibi olduğunu dünyaya gösterdiği yer.
Artık başka bir ligdeyiz.