YAZARLAR

ÖZLEM DOĞANER / Akkuyu’da “Almanya’nın engellediği” kritik eşik aşıldı

Akkuyu’da geçen yıl yaşanan en kritik krizlerden biri… Almanya engeline takılan o ekipman. Siemens’in hiçbir hukuki gerekçe olmadan “Göndermiyorum” dediği, Akkuyu’nun takvimini aylarca geriye iten skandal.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Türbinlerin Alman gümrüğünde bekliyor olması bizi rahatsız ediyor” diyerek açıkça ifade ettiği rahatsızlık hafızalarda tazeliğini koruyor.
Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar da o günlerde tepkisini net biçimde dile getirmişti:
“Siemens’in henüz depolarında beklettiği teslim etmesi gereken nükleer ada ile ilgili ekipman var. Elektriğin iletimini sağlayan, şant sahasında kullanılan ekipmanlar. İnşaatı yavaşlatma etkisi var maalesef. Uluslararası hukuka aykırı siyasi bir tutumla karşı karşıyayız.”
Oysa Rosatom parasını ödemişti. Sözleşme açıktı. “Vermiyorum” deme hakkı yoktu.
Ama Almanya, tıpkı Altay tankı motorlarında, denizaltı projelerinde, Eurofighter tartışmalarında olduğu gibi, stratejik bir alanı yine siyasetle kilitledi.
Peki sonuç? Akkuyu durdu mu? Hayır.
Rosatom ekipmanı Çin’e sipariş etti.
Ve bugün itibarıyla Rosatom Uluslararası Üretim A.Ş. Genel Müdürü ve Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko’nun dediği gibi “Gaz Yalıtımlı Şalt Tesisi ekipmanının tedarikiyle ilgili zorluklar geride kaldı.” Dedusenko, önemli adımı şu sözlerle anlattı: “Gaz Yalıtımlı Şalt Tesisi ekipmanının Birinci Güç Ünitesi’nden elektrik enerjisinin verilmesine hazır hale gelmesi, proje genelinin seyri açısından önemli ve bizim açımızdan da sembolik bir kilometre taşıdır. Rosatom’un esnek ve çeşitlendirilmiş tedarik ağı ile Türk ortaklarla kurduğumuz karşılıklı anlayış, projeye belirli bir güvenlik payı ve dayanıklılık sağlıyor. Ayrıca uluslararası proje ekibinin, doğrudan inşaat sahası dahil olmak üzere uyumlu çabalarını özellikle vurgulamak isterim. Montaj ve devreye alma çalışmalarına Rus uzmanların yanı sıra Rusya‘nın önde gelen üniversitelerinde eğitim almış genç Türk mühendisler de dahil oldu. Ortak mesleki eğitim altyapısı, çok uluslu bir ekip içinde karşılıklı anlayışın tesis edilmesini kolaylaştıran ve projeyi ileriye taşıyan önemli bir faktör oldu.”
Akkuyu sadece bir santral değil, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı iddiasının en büyük sınavlarından biri. Test enerjisine günler kaldı.
Ardından üniteler peş peşe devreye girecek. 2026 bu açıdan tarihi bir yıl olacak.
Türkiye Akkuyu’nun temelinin atıldığı günden beri nükleerde geri adım atmıyor, hep daha ileri yürüyor. Bakan Bayraktar’ın bütçe görüşmelerindeki cümlesi de bunu özetliyor:
Türkiye, nükleer gücü olmayan bir ülke olarak yoluna devam etmeyecek.”
Bugün Akkuyu’da atılan her adım, Sinop ve Trakya’daki nükleer projelerin de yolunu açıyor. Rusya ile işbirliği, ABD ve Güney Kore ile imzalanan yeni nükleer anlaşmalar da bu yeni dönemin işaretleri. Nükleer kulübe girmek artık bir ihtimal değil, fiilen başlayan bir süreç.
Türkiye’nin nükleer enerji yolculuğunda ilk adımı atan dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak‘ın 2018’de söylediği, her engellemede aklımıza gelecek o tarihi söz çok anlamlı değil mi
“70 yıldır tüm dünya bu projeleri yapıyor. Yıllardır herkese ‘helal’ olan bir teknoloji Türkiye’ye ‘haram’ deniliyorsa, orada bir yanlışlık var demektir ve bu konuda durup düşünmek gerekir…”
Engelleyenler olabilir. Geciktirenler olabilir.
Ama sonuç değişmiyor. Akkuyu’nun ardından yeni nükleer santraller ve SMR’ler hayata geçecek. Türkiye enerjide ve böylece ekonomide bağımsızlığı kazanacak.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu