Orada açık açık pazarlık, burada beden dili!


Alaska zirvesi sırasında bizim TV kanallarına çıkan arkadaşlara sormak istiyorum…
Hiç gülmeniz gelmedi mi?
Hiç mi şu stüdyoya doluşmuşuz, kameralar karşısında ne yapıyoruz biz, demediniz?
Hiç mi söylediklerinizden şüpheye düşüp, “Ne konuşuyoruz biz yahu” diye düşünmediniz?
***
Mimikler, jestler, bakışlar, duruşlar…
Bitmez tükenmez ve ipe sapa gelmez yorumlar silsilesi…
Trump uçaktan böyle indi, Putin yürürken boynunu büktü, Trump basın toplantısında elini üçgen yaptı, Putin kaşını kaldırıp yüzünü buruşturdu…
Düşünün…
Putin’in sol yanağında kızarma bile tespit edildi, Trump’ın “elinin boş” kaldığını saçına bakıp anladılar…
Gazeteciler, Ankara temsilcileri, askeri stratejistler hepsi oradaydılar.
Ve saatlerce bunları konuştular; yayın seviyelerinin yerlerde sürünüyor olmasını bir dakika bile dert etmediler…
“Beden dili” uzmanları da eksik değildi elbette…
Zaten bizi bu “uzmanlar” mahvedecek! (Bkz. Pandemi dönemi.)
***
Peki aynı saatlerde dünya medyasına bakanlar ne gördüler?
Uzun uzun “Bu zirve bir yeni Yalta olur mu?” konusu tartışıldı mesela; ABD’nin (aslında protokole çok da aykırı olmayan) hava gücü gösterisi konuşuldu, kim pazarlıkta ne vermiştir, tahminleri yapıldı…
Akıllarına saatler boyu “beden dili” konuşmak hiç gelmedi.
Gelmezdi…
Çünkü eğlencelik bir durum değildi…
Çünkü şakası yoktu; kanlı ve yıkıcı bir savaşın bitirilmesi üzerine inşa edilmiş bir zirveydi bu…
***
Gelelim zirveye “Yeni Yalta” diyenlere…
İlgisi yok! Üzerine birkaç zirve daha yapılsa bile bunlardan “yeni bir dünya düzeni” çıkmayacak.
Yalta’da ABD’nin karşısında muzaffer Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği vardı.
Bu sayede iki taraf dünyanın paylaşımında anlaşmışlardı.
İlle de “işaretleşme”den söz edeceksek…
En kralını Lavrov yaptı.
Nasıl?
Üzerinde SSCB yazan bir tişörtle Alaska‘ya indi.
Anladık ki, Putin rejimini nostalji ayakta tutuyor.
Lakin böyle mesajlar sıkıntılıdır.
Malum, geçmişe mazi derler…
***
NOT DEFTERİ
Başarının tatlı zehri, sonsuza kadar böyle devam edeceği inancı oluşturmasıdır. “Başarı kötü öğretmendir” der işi bilen… (WILHELM SCHMID / Salınmak)