Onları sessiz bırakmayın


‘GEÇER’ DİYE BEKLEMEK HATA
Kekemeliğin toplumda görülme oranının ise yüzde 1 civarında olduğunu belirten Mutlu, şunlara dikkat çekti: “Yani her 100 kişiden biri konuşurken kelimelerle mücadele eder. Erken müdahale, kekemeliğin kalıcı hale gelmesini önlemede kritik bir rol oynar. Erken dönemde başlanan kekemeliklerde herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan kendiliğinden iyileşme ihtimali ise yüzde 75-80’dir. Ancak en büyük hata, ‘geçer’ diyerek beklemektir. Çünkü her geçen ay, kalıcılık riskini artırır. Bu nedenle kalıcı olma riski göz ardı edilmemeli ve mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilip yol haritası çizilmelidir.”

ÖĞRETMENLERE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR
“Okullarda alay edilmek, sınıfta söz hakkı verildiğinde gülüşmeler duymak, bir yetişkin olarak iş görüşmesinde cümlelerin yarıda kesilmesi gibi durumlar kekemelikten değil, önyargıdan doğar” diyen Mutlu, şunlara dikkat çekti: “Kekemelikle yaşayan bireyler, ‘takıldıkları’ kelimeler yüzünden değil, sabırsız dinleyiciler yüzünden sessizleşir. Oysa kekemeliğin en tehlikeli sonucu ‘konuşamamak’ değil, ‘konuşmamayı tercih etmektir.’ Öğretmenlerin farkındalığı, akran zorbalığını engellemenin ilk adımıdır. Kekemeliği alay konusu değil, öğrenme fırsatı haline getiren sınıflar, hem çocuklara hem topluma insanlık dersi verir.”

DESTEK ÇOK ÖNEMLİ
Mutlu, kekemelikle yaşayan bireylere destek olmak için neler yapılması gerektiğini şöyle sıraladı:
Nasıl söylediğine değil, ne söylemek istediğine kulak vermek gerekir.
Cümlesini bitirmesi için gerekli zamanı tanımak önemlidir.
Kekemeliği olan birey konuşurken göz teması kurmak gerekir.
Kekemelik hakkında konuşmaktan kaçınmak da hatadır; duygusal olarak desteklemek oldukça önemlidir.



