OKAN MÜDERRİSOĞLU / O gün, Beyaz Saray’da neler konuşuldu?


Tarih: 10 Kasım 2025. Yer: Beyaz Saray… 80 yıl aradan sonra ilk kez bir Suriye Devlet Başkanı Washington DC’de. Masada, ABD Başkanı Donald Trump. Ve tam karşısında… Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara, Dışişleri Bakanı Hasan Şeybani… Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack. Bu heyete kritik bir isim daha katıldı. SDG’nin Suriye Ordusu’na entegre edilmesinin konuşulduğu, İsrail-Suriye sınırının masaya yatırıldığı toplantıda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan‘ın da bulunması stratejik değerdeydi. O fotoğraf bölgesel denklemde Türkiye’nin ağırlığını göstermesi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın etkinliğini teyit etmesi bakımından da önemliydi.
***
Sebeb-i ziyarete ve arka plânına gelince… İç içe birden fazla toplantı gerçekleştirilmesi hakikaten dikkate değer. Suriye, İsrail, Gazze, İran, Rusya-Ukrayna, CAATSA yaptırımları… Yani Türkiye’nin müdahil olduğu veya Türkiye ile konuşulması gerekli başlıklar bir hayli fazlaydı.
Esasen Beyaz Saray’da, Şara yönetiminin DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona katılımı için bir imza töreni düzenlenecekti. Bu vesileyle Türkiye’ye davet iletilmesi de düşünülmüştü. Tam bu sırada Barrack, Bakan Fidan’a özel bir davet daha iletti:
“Beyaz Saray’daki toplantıya sen de gel. 2014’te Gazze’de öldürülen İsrailli asker Goldin’in cenazesinin iadesinde ve Hamas’ın iknasındaki rolünüz nedeniyle minnettarız!”
***
Şara ve ekibi Başkan Trump ile görüşmeye başladıktan bir süre sonra Dışişleri Bakanı Fidan da Oval Ofis’teydi. O anki hassas konu, “Suriye’nin kuzey ve güneyindeki fiili durumdu!” İsrail’in, Suriye politikasının ele alındığı sırada Trump, Bakan Fidan’a dönerek, “Suriye’deki gelişmelerle ilgili ne düşünüyorsunuz? İsrail ile bu meseleyi nasıl halledeceksiniz?” diye sordu. Fidan, Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünün, güvenlik ve istikrarının Türkiye için önemini çarpıcı biçimde anlattı ve “İsrail’in politikaları bizim de sizin de sorunlarınızı çözmeyi engelliyor” mesajı verdi.
Suriye dosyasında “SDG bahsi” de açıldı. Şara, Bakan Fidan’dan bu meseleyi ve son gelişmeleri Başkan Trump’a aktarmasını istedi. Fidan, SDG’nin, Suriye Ordusu’na entegrasyonu aşamasında, “İsrail zorluk çıkarıyor” tespitini paylaştı. Bunun üzerine Trump SDG ile yeni bir tur görüşme yapması için Barrack’a talimat verdi ve CENTCOM’u da görevlendirdi.
Ankara açısından bundan sonra Trump’ın sahadaki baskı limiti önemli olacak. 10 Mart Mutabakatı’na uymakta direnç gösteren SDG’nin ömrünü, Trump’ın sabır sınırı belirleyecek. SDG’nin, ABD’yi de dinlememesi durumunda gözler, askeri operasyon seçeneğini sıcak tutan Türkiye’ye çevrilecek.
***
Görüşmelerde, Hamas’ın silah bırakması da soruldu. Fidan, işgalin sürdüğünü ve İsrail’in ateşkesi ihlal ettiğini hatırlattı. İşgal probleminin silah bırakmayla doğrudan ilgili olduğunu belirtti. Başkan Trump da Gazze‘deki ateşkes ihlallerini ve Fidan’ın vurguladığı şekliyle SDG-İsrail kaynaklı sorunlar için “BİBİ (Netanyahu) ile bunları konuşacağım” dedi.
Bu esnada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da öven Trump, “Filistin konusunda da Ukrayna-Rusya meselesinde de çok yardımları oldu” dedi ve ekledi:
“Bunlar, zor konular ama Hakan Fidan da zor, patronu da zor ve onları seviyorum” ifadesini kullandı. Ardından Oval Ofis’teki heyete hitaben, “Sizler, görüşmelere aranızda devam edin, gerek duyarsanız ben buradayım” dedi.
Böylece Beyaz Saray’da bir başka toplantı daha başladı. Fidan, Witkoff, Rubio, Barrack ve Şeybani; Rubio’nun odasına geçerek haritayı açtılar. Uzun uzun Suriye-İsrail sınırını konuştular. Sonra DEAŞ ile mücadele, Gazze, Rusya-Ukrayna Savaşı ve İran’ın nükleer müzakerelere dönmesi gerekliliği üzerinde de duruldu. Bu toplantıya bir süre Başkan Yardımcısı JD Vance de katıldı.
Ama toplantı dizisi burada bitmedi. Bu kez Bakan Fidan’ın isteği üzerine Witkoff’un çalışma odasının kapısı açıldı. Burada ayrıca Barrack’la birlikte Türkiye’nin ABD Büyükelçisi Sedat Önal‘ın da katılımıyla iki ülke ilişkilerini tesir eden başlıklar ele alındı. Özellikle CAATSA yaptırımlarının esnetilmesi için Başkanlık Kararnamesi ile atılabilecek adımlara dair Ankara’nın önerileri oldu.



