YAZARLAR

OKAN MÜDERRİSOĞLU / Komisyonun Adı ve Soyadı…

Terörü, Türkiye’nin gündeminden çıkarmak, yeni nesilleri kan ve göz yaşıyla büyütmemek için Meclis’te kurulacak komisyon, bugün itibarıyla ete kemiğe bürünecek.
Daha ilk dakikadan komisyonun adı üzerinde tartışma başlamasını şimdilik makul karşılamak lazım. Elbette adı, ruhunu da belirleyecek. Bence bu aziz millet, komisyonun adını çoktan seçti.
Merhum Ahmet Kaya bugünleri görseydi, “Diyarbakırlı imiş adı Bahtiyar, suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar” ağıdını bir başka türlü seslendirir ve komisyonun ismine katkı verirdi. Veya Bahtiyar Aydın Paşa, alçakça şehit edilmeseydi, kitabın ortasından konuya girer, isim önerirdi. Rahmetli Eşref Bitlis, Gaffar Okkan, Adnan Kahveci, Tahir Elçi… Komisyonun isim babası olurdu. Yüreği evlat hasreti ile yanıp tutuşan Diyarbakır Anneleri komisyonun istikametini de ismini de zihinlere kazıdı bile!

***

Bu vesileyle hatırlatmak gerekirse…
Komisyonun, yaz boyu çalışması, ekim ayında sürecin ilerleyişine göre bir dizi yasa taslağını gündeme getirmesi bekleniyor.
Lakin… Düzenlemelerin bir cezasızlık algısı yaratmaması da önemli. Nihayetinde klasik manada Kürt sorunundan değil PKK terör örgütünün tasfiyesinden söz ediyoruz.
Elbette…
Örgütün silah bırakmasını takiben topluma entegrasyon aşaması yer yer sancılı geçmeye adaydır.
Veya… Ana dilde eğitim, anayasal vatandaşlık, yerel yönetimlerin özerkliği gibi milletin sinir uçlarına dokunması muhtemel taleplerin ileri sürülmesi, yani el arttırma denemeleri de sürpriz olmayacaktır.
Başlangıç itibarıyla… Terörle Mücadele Yasası, infaz şartları, kayyum meselesi, hasta ve yaşlı mahkumların durumunun ele alınması işin doğasına uygun olacaktır.
Kanımca Anayasa, bir toplum sözleşmesi olarak PKK’lıların silahsızlandırılmasına indirgenmeyecektir.
Unutmamak gerekir ki…
Türkiye Cumhuriyeti penceresinden bakıldığında ilk kez terör örgütü fesih kararı ile silah bırakıyor. Bunun özel bir müktesebatı da yok. Silah bırakan örgüte özel çerçeve düzenleme yapılabilir mi? Neden olmasın?
Günü geldiğinde, Öcalan’ın hukuki statüsü masaya yatırılırken Selahattin Demirtaş da sürece aktif biçimde dahil edilebilir. Neden?
Çünkü… Öcalan 26 yıldır örgütten uzak. Dağdakiler farklı bir alemde yaşıyor. Dağın şartlarını siyasete adapte etmeleri zaten kabul edilemez.
Kısacası mesele sembolik şekilde silah yakmanın ötesinde, önce zihinlerde silah bırakmak. Kaldı ki örgütün tam anlamıyla hazır ve istekli olduğunu söylemek de güç! Nitekim… Ara ara taktik açıklama yapmaları, ön şart ileri sürmeleri de bundan!
Sonuçta…
Toplumda, sürece destek artıyor ama insanlar neticeyi görmek istiyor. Haliyle…Komisyonun küçük siyasi hesaplarla oyalanmamasını, bilgi sızdırma operasyonlarına heba edilmemesini istiyor, milletvekillerinin kendi içinde güven tesis etmesini önceliyor!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu