YAZARLAR

OKAN MÜDERRİSOĞLU / Devlet içi ve devlet dışı bilek güreşi!..

Öyle anlaşılıyor ki birkaç kez daha yazmamız gerekecek. Neden? Çünkü olup bitenleri anlamlandırmak veya altyapısı sinsice kurgulanmakta olan hadiselere karşı teyakkuz halini korumak için…
Türkiye, vaktinden önce cumhurbaşkanlığı seçimi kulvarına doğru sürüklenmek isteniyor. Bu mücadele biçimi görünürdeki siyasilerden ziyade devlet içindeki aktörler ya da devlete tesir edebilen unsurlar üzerinden sürdürülüyor. Erken seçim senaryosu hem devletin alacağı şekil hem de devri sabık için yanıp tutuşanlar bakımından neredeyse hayat memat meselesine dönüştürülmüş durumda. Hatta ustalıkla kurgulanan kimi mesajlarda daha bugünden cumhurbaşkanlığı makamı ikram ediliyor, başbakanlık makamı geri getiriliyor! Sanki seçim yapılmış, millet tercihini değiştirmiş gibi hava oluşturuluyor. Bu amaçla sokak siyasetinin cazibesine kapılan CHP yöneticileri ise sistematik olarak el artırıyor. Muhalefetin sivrilttiği siyaset tarzı, onların zannettiklerinden de fazla kaygı üretiyor, karşı tepkisini doğuracak ortamı bile hazırlıyor. Toplumsal havada görüş ve anlayış mesafesi azaldıkça, bu tür ortamlardan beslenen operasyonel odakların fırsat alanı artıyor!
Bu vesileyle…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘e “geçmiş olsun” diyor, o menfur saldırıdan sonra hiç zaman kaybetmeksizin paylaşım yapma basireti sergileyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik‘i tebrik ediyoruz. Çelik’in, “O yumruğu (tokadı) kendimize atılmış sayıyoruz” beyanı yanında siyasetin en geniş yelpazesinin gösterdiği ortak tepkiyi, demokratik siyasete sahip çıkma iradesi olarak değerlendiriyoruz.
Elbette Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın Sn. Özel’i bizzat araması ne kadar değerli ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin saldırıyı kınayan, arkasındaki tezgâhın bozulmasını isteyen açıklaması da -bir küçük farkla- o kadar değerliydi. Sn. Bahçeli, paylaşımında CHP kurumsal kimliği ile Genel Başkan Özgür Özel‘i zikretmeyerek bir mesaj vermeyi tercih etmiş görünüyordu. Bu mesajın, siyasetin ana zemininden dışarıya taşırılması ve/veya Terörsüz Türkiye gündeminden sapma yaşanması ile ilgili olduğunu bir tahmin olarak buraya yazabiliriz.
Özetle…
Siyasetin gerilmesi, ardından da milletin ferasetine yaslanılması daha uzun süre gidilebilecek bir yol değil. Yani, “Neyse ki siyasetçilerin gergin üslubu tabana yansımıyor, millet sağduyusunu koruyor” genellemesi ile idare edilebilecek eşiğe gelinmiş bulunuyor!

***

EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY VAKTİ!
Gerek küresel sistemin dayattığı belirsizlikler gerekse ülke içi siyasi tartışmaların tetiklediği tepkiler, uygulanan ekonomik programı ister istemez olumsuz etkiliyor. Evet, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘in de işaret ettiği üzere, “Eğer dezenflasyon için doğruları yapıyorsanız, her türlü şokun etkisi geçici olur ve piyasa yeniden dengesini bulur!”
Lâkin bu tespitin, güncel gerçeklerle de ilişkisinin kurulması gerekiyor
Bakınız… Enflasyonu tek haneye indirme çabası; iç talebin kontrolü, kredi genişlemesinin ılımlı seyretmesi, kur istikranın gözetilmesi ile birlikte yürüyor. Ancak kısa süreli olacağı varsayılsa da ani gelişmelerin yarattığı tahribat aynı sürede onarılamıyor. Şartlar reel sektörü ya üretimde daralmaya ya da istihdamı gözden çıkarmaya zorluyor. Bunun üstüne… OSB’lere, büyükşehirlerin girişlerine maliyeci dikeceğinizi söylediğiniz dakika, altın yumurtlayan tavuğun kesilmesi misali veriliyor. Maliye öteden beri dolaylı vergilerle vatandaşın, az sayıda doğrudan vergi ile şirketlerin kazanç ortağı durumunda. Elbette kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilecek. Ama zamanın ruhu da gözetilecek. Kaldı ki vergi denetimi ile ek maliyete katlanmak istemeyen kurumlar, beyanlarını düzelttiler.
Bundan sonra yapılacak ilk iş Sn. Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Ekonomik ve Sosyal Konsey’in toplanması ve programın MR’ının çekilmesi olmalı!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu