OKAN MÜDERRİSOĞLU / CHP’nin dili iyice sivrilirken!!!


Belli ki kendisini CHP adına konuşmaya mezun gören bazı isimler “gemi azıya aldı!”
Belli ki AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik‘in veya İletişim Başkanı Burhanettin Duran‘ın usturuplu cevapları, dilinin ayarı olmayan CHP yöneticilerinin işine gelmiyor, dizginlemeye yetmiyor. Belli ki mikrofon ve ekran şehvetine kapılan bu siyasi figürler, ağzına geleni konuşmayı, bir iki şak şak almayı marifet sanıyor!..
Takdir edilecektir ki…
Bahsettiğimiz konu; siyasi rekabetle, siyasi tansiyonla, eleştiriyle ilgili değil. Güncel mesele, CHP sözcülerinin maksadını fazlasıyla aşan, hakarete varan kontrolsüz ve seviyesiz beyanlarıyla bağlantılı.
Burada, CHP’deki strateji değişikliğine de değinmek istiyorum.
19 Mart’taki yolsuzluk operasyonundan bu yana, İBB’nin görevden el çektirilen ismi Ekrem İmamoğlu‘nun şefliğinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘in başkemancı olduğu orkestra tarafından bir siyasi konser icra ediliyor. Özel, İstanbul’dan başlayıp farklı illerdeki CHP’li belediyelere uzanan yolsuzluk iddiaları, itiraflar, etkin pişmanlıklar, somut para hareketleri ve CHP siyasetinin yer yer suç gelirleri ile finanse edilmesi gibi problemler yüzleşmeyi reddediyor. Açık gerçeklikleri bile “siyasi operasyon!” olarak nitelendirip, geçiştirmeye çalışıyor. Elbette bu bir tercih. CHP açısından eksi ve art-ı ları zaman içinde daha iyi görülecek. Ve muhtemelen, gelecekteki CHP kurultayları şu ya da bu nedenle Kasım 2023’teki 38. olağan kurultayın şaibe gölgesinden kurtulamayacak!
Gelelim, CHP’nin kamuoyu yönetimine ilişkin makas değişimine…
Yakın zamana kadar, yolsuzluk iddialarına karşı “savunma mekanizması” geliştiren CHP kurmayları anlaşın o ki “cambaza bak cambaza oyunu oynayacak!” CHP genel merkezi, hesabını veremediği ve sadece siyasi diye izah etmeye çalıştığı dosyaların ağırlığından kurtulmak için projektörleri iktidar kanadına çevirmeyi deneyecek. Böylece oluşturacağı uğultu sayesinde bugünkü CHP’yi ipotek altına alan olayları tabiri caizse gargaraya getirmeye uğraşacak. AK Parti döneminde farklı tarihlerde siyasi veya bürokratik görev alan ve yanlış yola sapan kimi isimleri gündemde tutmak acaba CHP’ye bir şey kazandırır mı? Yani iki yanlıştan bir doğru çıkar mı? CHP’yi etki altına alan ve halâ umut bağlanan isimlerin sicilini temize çeker mi? Kendi kitlesi bazında belki “evet!”
Fakat unutulmaması gereken bir detay var. Hakkında ciddi iddialar bulunan eski bürokratların yargı önüne çıkması ya da eski siyasetçilerin tasfiye edilmesi iktidarın çekindiği değil, önünü açtığı bir husus. Nitekim bu günlerde, düne dair ne varsa bir bir ortaya çıkıyor. Bilerek ve isteyerek görevini kötüye kullanan her kim ise hesabını vermesi gerekiyor! Bu durumda iktidara düşen görev… Hassas makamlara isim seçimlerindeki titizliğini bir kat daha artırması, sistemin boşluklarını giderecek önlemleri takviye etmesi…
Özetle…
Yanlış yanlıştır. Bunun partisi olmaz!
***
TERÖRSÜZ TÜRKİYE ‘DEM’LENİRKEN!
Terörsüz Türkiye sürecinde son bir yılda kat edilen mesafe son bir haftada büyük sınamalarla karşı karşıya kaldı…
Terör örgütünün lağvedilmesi, -sembolik de olsa- silahların yakılması, Meclis’te Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kurulması, toplumsal rıza oluşturmak üzere en geniş yelpazedeki kurum ve kuruluşların dinlenmesi, yasal adımların altyapısının hazırlanması baş döndürücü gelişmelere işaret ediyor ve umut veriyor-du!
Arzu edilmese de “kaygı duyulan” da yaşandı. Ki büyük toplumsal barış çabalarında iniş çıkışlar yaşanması da kaçınılmazdı. Şehitlere “genç cesetler” denmesi, kahraman polise-askere “düşman!!!” diye hitap edilmesi, ajan provokatörlerin sosyal medya paylaşımlarına abanması, milletin sinir uçlarına basılması, “alçaklar” söylemi ile başlayıp cumhuriyetin kurucu iradesine kadar dil uzatılması ve nihayet Diyarbakır’daki Yürüyüş ile verilmek istenen mesajın riskleri! Buna bir de İmralı’nın, Suriye’deki SDG unsurları ile genel olarak KCK yapısının feshedilmesine dönük çağrı yapmaması da eklendiğinde, sürece ince ayar çekilmesi gereği giderek pekişiyor. Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge idealinin ete kemiğe bürünmesi için yasal düzenleme beklemek ile devlete güç gösterisi yapmaya kalkışarak, fabrika ayarlarına dönmek arasındaki farkı fark ederek sağduyunun hâkim olması için sorumlu davranmak gerekiyor.