OKAN MÜDERRİSOĞLU / Beyaz Saray’dan merak edilenler

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump‘la gerçekleştirdiği görüşme, merakla olduğu kadar “acaba açık verecek mi?!!” saikiyle de yakından takip edilmiş görünüyor. Zirvenin Türkiye‘deki yansımaları, Cumhurbaşkanımıza yöneltilen sorular üzerinden üretilen spekülasyonlar, ele alınan dosyalardaki son durum, seyahati izleyen gazetecilerin arka plan edinip edinmediği epeyce tartışılmış. Ateşi harlanan polemiğe girmeden çok net söyleyebilirim ki Sn. Cumhurbaşkanı’na sormayı isteyip de soramadığım soru olmadı. Kaldı ki soruların çerçevesi gazetecilerin tercih ve önceliklerinden ibaret olup, röportaj/sohbet sırasında Cumhurbaşkanı’nın anlatım akışına göre, uygun zamanlamayla araya girilerek veya tamamlayıcı sorular da soruldu, soruluyor da.
Ayrıca…
Beyaz Saray’da ela alınan dosyaların önemli bir bölümü için “işler rayına girdi ama ısrarlı takip gerekiyor” demek, kanımca yanıltıcı olmaz. Elbette Sn. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi bir görüşmeyle tüm meselenin halledilmesi beklenemez. Mühim olan, iki tarafın iradesinin ortak paydada buluşması ve ileriye dönük adım atma niyetinin pekiştirilmesi. Nitekim bugünkü ajandanın neticelendirilmesi için farklı tarihlerde farklı fırsatlar da doğacaktır. Örneğin, Temmuz 2026’da NATO Zirvesi, Ankara‘da toplanacak. Zirve öncesi ABD Başkanı Trump‘ın resmi ziyaret için Türkiye’ye gelmesi de gündemde…
***
Gelelim, Beyaz Saray’daki hassas müzakerelere… Takdir edilecektir ki gizlilik derecesi olan bu tür görüşmelerden perde arkası bilgi almak kolay olmadığı gibi sorumluluk da gerektiriyor. Henüz nihayete ermemiş ama formülü bulunmuş, üzerinde çalışılan hususlardan benim ulaşabildiklerim özetle şöyle: CAATSA diye bilinen yaptırımların kaldırılması detaylıca konuşulmuş. Hindistan’ın da Rusya’dan S-400 sistemi aldığı hatta aktive ettiği fakat yaptırım uygulanmadığı hatırlatılmış. “S-400 gerekçesi ile yaptırıma tabi tutulan tek ülke aynı zamanda NATO müttefikiniz olan Türkiye” ifadesi güçlü şekilde vurgulanmış. Başkan Trump, Başkan Yardımcısı JD Vance‘e “Çözelim bu işi” demiş. Yaptırımların bir Başkanlık Kararı ile kaldırılmasının mümkün olup olamayacağı değerlendirilmiş. Yaptırım yasasındaki kesin ifadeler nedeniyle ancak Kongre’de bir düzeltme yapılabileceği belirtilmiş. Hava ve füze savunma sistemi tedarikinin değil de aktif hale getirilerek kullanıma açık tutulmasının yeni kriter olabileceği üzerinde durulmuş.
Türkiye’nin, F-35 programına dönüş talebi ile parasını ödediği uçakların teslimi de Başkan’ın ekibi ile ele alınmış. Trump, yaptırımların aşılması için alternatifli çalışma yapılmasını istemiş ama klâsik tarzını sergilemeyi de ihmal etmemiş: “Size Patriot verelim!” Bu sırada, espri ile karışık bir öneri de iletilmiş: “Sn. Başkan dilerseniz F-35’i geçelim, adını sizin koyduğunuz F-47’leri alalım!”
F-16 alımı ve motor tedariki başlığında müzakere, “fiyata odaklanmış.” Tahmin edileceği gibi Türk heyeti, Blok 70 F-16 alımı için önceki yönetim döneminde Kongre’den onay çıktığını ama fiyatın aşağıya çekilmesi gerektiğini söylemiş. Bu konuda teknik görüşmelerin devamı kararlaştırılmış.
Gazze bağlamında ise ABD Ortadoğu Özel Temsilcisi Witkoff‘un 21 maddelik planı masaya gelmiş ve Trump bu plâna sahip çıktığı izlenimi vermiş. Modele göre, Hamas silahtan arındırılacak, yeni yönetimde yer almayacak. Gazze’de, Körfez başta olmak üzere, Türkiye’nin de dahil edilebileceği garantör ülkelerin desteklediği teknokrat yönetimi kurulacak, barış gücü konuşlandırılacak, zorla göç durdurulacak, İsrail askerleri kademeli şekilde çekilecek, esirler ve cenazeler teslim edilecek, bölgenin yeniden imarına başlanacak.
Trump-Erdoğan görüşmesinde, Ruhban Okulu da gündeme getirilmiş. Trump, yakın bir zamanda Patrik Barthlomeos ile görüştüğünü hatırlatıp, Erdoğan’a dönerek, “Sizden çok memnun olduğunu, ibadetlerini özgürce yaptıklarını söyledi” demiş. Sonra, “Bir okulları varmış” diyerek bu noktadaki beklentiyi paylaşmış.
Ve nihayet Halkbank Davası… Bankanın halka açıklık durumunu gözeterek ifade edebilirim ki bu dosya sürüncemede bırakılmayacak ve çözüm yoluna konulacak. Sürecin hukuk davası bağlamında nihayetlendirilmesi söz konusu olacak.