

Beşiktaş’ta geçen 20 yıl boyunca, kim gelirse gelsin; her teknik direktör Necip’ten mutlaka faydalandı. Farklı sistemlerde, farklı görevlerde, ihtiyaç duyulan her anda sorumluluk aldı. Bazen ilk 11’de, bazen kulübede ama her zaman hazır, her zaman güvenilen bir isim oldu. Bu da onun sadece bir futbolcu değil; istikrarın, fedakârlığın ve profesyonelliğin simgesi olduğunu açıkça gösteriyor.
“Veda” demek bile ağır geliyor. Ama “yolları şimdilik ayırmak” gibi cümlelerin kurulması bile fazla. Çünkü burada ayrılan bir yol değil; 21 yıl boyunca emeğiyle, karakteriyle, sessiz liderliğiyle yazılmış bir hikâye görmezden geliniyor.
Futbolun dinamiklerini ve bir kulübün değerlerini yönetmenin ne kadar hassas bir denge gerektirdiğini herkesin zaman zaman yeniden hatırlaması gerekiyor. Aksi halde, kısa vadeli algılar ve yüzeysel değerlendirmeler; kulübe yıllarını vermiş, emeğiyle iz bırakmış insanların hak ettikleri değerin önüne geçebiliyor. Sosyal medyada kurulan birkaç cümleyle, yıllara yayılan fedakârlıkların ve birikimin yok sayılabileceğini düşünmek ise kimseye yakışmaz.
Herkese saygım sonsuz. Hayatım boyunca kimseye saygıda kusur etmedim. Ama bazen susmak, yanlışın bir parçası olmak demektir. Bu yüzden doğruları ve düşündüklerimi söylemek zorundayım.
Necip Uysal bu kulübün bir futbolcusu değil sadece. Bu kulübün vicdanıdır, hafızasıdır, karakteridir. Bunu unutanlar olur ama tarih unutmaz.”



