OĞUZHAN ERDOĞAN / TOKİ’nin Başarı Hikâyesi Ve Yeni Misyonu


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) bugün deprem bölgesinde, 300 bininci konutunu teslim etti. Bu azmin, kararlılığın ve başarının eseri. Kahramanmaraş merkezli depremler, 11 ili kapsayan geniş bir coğrafyada yüzbinlerce evi yıktı, milyonlarca insanı evsiz bıraktı. Birkaç saniyede çöken binalar, aslında bir ömrün birikimini de enkazın altına gömdü. İnsanlar sadece evlerini değil; anılarını, güven duygusunu, geleceğe dair tasarılarını da kaybetti. İşte böyle bir ortamda, devletin yeniden inşa gücü devreye girdi. Umudu diriltmek ve enkazın üzerine yeniden hayat kurmak için sahneye TOKİ çıktı. TOKİ, bu süreçte yalnızca konut üretmedi, yaraları tekrardan sararak hayatı yeniden kuran bir iradeyi de temsil etti.
TOKİ’nin Misyonu: Yuvadan Öte Bir Anlayış
TOKİ, günümüzde Türkiye’deki barınma sorununu çözmek, dar ve orta gelirli vatandaşlara uygun şartlarda konut üretmek amacıyla faaliyet gösteriyor. Ancak geçen yıllar, TOKİ’yi yalnızca ev yapan bir kurum olmaktan çıkarıp, şehirler inşa eden, sosyal yaşamı tasarlayan bir aktör haline getirdi. Bugüne kadar 1 milyondan fazla konut üreten TOKİ; hastaneler, okullar, camiler, spor tesisleri ve kültürel alanlar inşa ederek modern şehircilik anlayışını ülkenin dört bir yanına yaydı. Ama TOKİ’nin asıl sınavı, belki de 6 Şubat depremleriyle birlikte başladı. Çünkü mesele artık sadece ev yapmak değil, yıkılmış şehirleri yeniden ayağa kaldırmaktı.
Asrın Felaketi, Asrın İnşası
6 Şubat asrın felaketinin hemen ardından, barınma sorunu milyonlarca insanın en büyük önceliği haline geldi. Çadırlar ve konteyner kentler geçici çözüm olarak sunuldu ancak asıl ihtiyaç, güvenli ve kalıcı konutlardı. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanı’nın iradesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın koordinasyonunda tüm deprem bölgesinde yeni bir seferberlik ilan edildi. TOKİ, yılların birikimi ve tecrübesiyle bu sürecin en önemli aktörü oldu. Daha ilk haftadan itibaren zemin etütleri yapıldı, projeler hazırlandı ve güvenli yuvaların temelleri atıldı. Bugün Bakanlık koordinasyonunda 11 ilde, 174 ayrı alandaki 3 bin 481 şantiyede afet konutlarının inşası devam ediyor. 200 binin üzerinde mimar, mühendis ve işçi, depremde hasar gören şehirlerin yeniden inşası için alın teri döküyor. İnşaat hızıyla dünyada tüm dikkatleri üzerine çeken TOKİ, en sağlam zeminlerde, kentlerin tarihi ve kültürel dokusuna sahip çıkan bir şehircilik stratejisiyle saatte 23, günde 550 konut inşa ediyor.
Yeni konutların teslimatıyla birlikte deprem bölgesinde bugün geldiğimiz noktada; 249 bin 824 konut, 8 bin 907 iş yeri, 46 bin105 köy evi teslim edilmiş durumda. Toplamda 304 bin 836 bağımsız bölüm, depremzedelerin hizmetine sunuldu. Yıl sonuna kadar hedef ise 452 bin 983 bağımsız bölüme ulaşmak. Bu rakamlar, yalnızca nicelik değil, aynı zamanda hız, güven ve kararlılığın da ifadesi. Yıkıntılar arasından filizlenen bu yeni yaşam, kurumun başarısının ve milletimizin dayanışma gücünün en somut göstergesi oldu. Bundan sonra atılacak her adımda, TOKİ’nin deprem bölgesinde sergilediği bu kararlı duruş hem güvenin hem de umudun sembolü olarak hafızalarda kalacak.
TOKİ’nin Yeni Misyonu: Sürdürülebilir ve Güvenli Şehirler
Türkiye, yüzyıllardır farklı medeniyetlerin üzerinde yaşadığı, köklü tarihi kadar sert coğrafi koşullarıyla da bilinen bir ülke. Depremler, seller, heyelanlar ve zaman zaman gündeme gelen güvenlik tehditleri… Bunların hepsi, bize yaşam alanlarımızı yalnızca estetik veya ekonomik kaygılarla değil, aynı zamanda güvenlik ve sürdürülebilirlik perspektifiyle de planlamamız gerektiğini hatırlatıyor. Bu bağlamda TOKİ’nin yeni misyonunda, insanların yalnızca barınma ihtiyacını karşılamakla sınırlı kalmayıp, sürdürülebilir, güvenli ve yaşanabilir şehirler inşa etmek var.
Son yıllarda TOKİ tarafından hayata geçirilen projelerde, Türkiye’nin deprem gerçeği de dikkate alınarak, zemin etütleri, jeolojik raporlar ve mühendislik standartları öncelikli hale getirilmiş durumda. Yeni projelerde, en sağlam zeminler tercih ediliyor; yapıların dayanıklılığı uluslararası normlara uygun şekilde denetleniyor… TOKİ’nin yeni projeleri, enerji verimliliği, su tasarrufu, yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu ve yeşil alanların artırılması gibi sürdürülebilirlik kriterlerini kapsıyor. Bu anlayış, karbon ayak izinin azaltılmasına ve çevre dostu şehirlerin yaygınlaştırılmasına da hizmet ediyor. TOKİ, yalnızca konut inşa etmekle kalmayıp; okullar, hastaneler, camiler, kültürel tesisler, spor alanları ve ticari merkezler ile sosyal yaşamın bütün ihtiyaçlarını karşılayan yerleşim alanları planlıyor. Böylece yeni şehirler, yalnızca barınma alanı değil, yaşayan ve gelişen toplumsal merkezler haline geliyor.
Şehir merkezlerinin yanı sıra kırsal bölgelerde de afetlere dayanıklı, yerel mimariye uygun köy evleri inşa ediliyor. Bu uygulama hem kırsal kalkınmaya katkı sağlıyor hem de kültürel mirasın korunmasına imkân tanıyor. Yeni projelerinde vatandaşların görüşlerini de dikkate alan TOKİ, ihtiyaçlara uygun çözümler üreterek süreci kamuoyu ile şeffaf bir şekilde de paylaşıyor. Deprem bölgesinde yürütülen yeniden inşa çalışmaları da bu vizyonun somut göstergesi… Bundan sonraki süreçte TOKİ, çevreye duyarlı, afetlere dirençli, toplumsal ihtiyaçlara uygun yerleşim alanlarıyla Türkiye’nin şehircilik politikalarında stratejik bir rol üstlenmeye devam edecek.
Gelecek İçin Değişen İhtiyaçlar ve Talepler
TOKİ’nin yeni misyonu elbette bunlarla da sınırlı değil. Şimdi de gündeme yeni ihtiyaçlara, değişen dinamiklere uygun olarak TOKİ’nin afet ve savaşlar bağlamında sığınaklar yapması konu gelmiş durumda… Günümüzde sığınak kavramı, yalnızca askeri bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir afet yönetimi aracı olarak da ön plana çıkıyor. Çünkü modern kentlerde, özellikle de nüfusu milyonlarla ölçülen metropollerde, afet ve savaş anında insanlara güvenli bir alan sağlamak her zamankinden daha kritik…
Nitekim Kahramanmaraş depremleri ve Türkiye’nin dört yanındaki bölgesel krizler Türkiye’de sığınaklar konusunu gündeme taşıyor. Dolayısıyla güvenli yaşam alanları inşa etme meselesinde rüştünü ispat eden TOKİ’nin sorumluluğu bu anlamda çok büyük… Bugün sığınak yapımı ile TOKİ’nin kentsel planlama politikalarını birlikte düşünmek, yalnızca teorik bir tartışma değil, aynı zamanda geleceğimiz için kritik bir gereklilik… TOKİ, bugüne kadar üstlendiği konut üretim misyonuyla milyonlarca insanın hayatına dokundu. Bundan sonraki süreçte, yalnızca “başını sokacak bir ev” değil, aynı zamanda başarıyla yaptığı gibi afetlere ve savaşlara dirençli yaşam alanları da sunmak zorunda. Bunun yolu da işlevsel sığınakları, kentsel planlamanın ayrılmaz bir parçası haline getirmekten geçiyor. TOKİ, milyonlarca insanın yaşadığı dev konut alanlarını planlarken, sığınakları da bu vizyonun bir parçası haline getirmek durumunda. Birkaç yıl içerisinde ayağa kaldırılan şehirlerimiz yeni vizyonun da başarıyla uygulanabileceğini gösteren bir örnek olarak önümüzde…