BEŞİKTAŞFENERBAHÇEGALATASARAYGÜNDEMSPORTRABZONSPOR

O ödülü ikisi paylaşsın

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: “Gazze Planı” barış, ateşkes, insani yardım, esir takası gibi “cilalı etiketlerle” süslenmiş Filistin direnişini tasfiye etme planıdır.
Mahut planda Filistin‘in iradesi yok, işgalin sonu yok, hatta takvim de yok.
Aslında takvim var da sadece İsrail‘in hesabına var. Mesela, İsrailli esirler hemen serbest bırakılacak. Buna mukabil Filistinli kadın ve çocukların serbest bırakılma tarihi muğlak…
Kaldı ki Netanyahu‘nun esirler serbest bırakıldıktan sonra saldırıları yeniden başlatmayacağına dair hiçbir garanti de yok.
ABD Başkanı Trump, Gazze için “İlhak yok” diyor, Netanyahu yanında başını sallıyor. Fakat dakikalar sonra kendi halkına İbranice “Ordumuz Gazze’de kalacak” mesajı veriyor.
Planın özeti dünyaya “barış” maskesi, gerçekte süresiz işgaldir.
İşin aslı, mahut plan Gazze halkının değil, Netanyahu’nun imdadına yetişmiş olacak. BM’de boş sıralara konuşan, bütün dünyanın nefretini kazanan, uluslararası mahkemeler tarafından soykırımcı ilan edilen, en son olarak da Katar saldırısıyla İsrail‘le problemi olmayan Arap başkentlerinde bile protesto edilen Netanyahu’nun…
Plan uygulamaya geçince, soykırımcı Netanyahu güya barışı gerçekleştiren aktörlerden olacak. Hâliyle Trump’ın aşerdiği Nobel Barış Ödülü de ikisi arasında paylaşılsa yeridir.
Dünya kamuyu bu zokayı yutmaz mı dediniz?
Neden yutmasın, modern çağın en etkili silahı algı yönetimi değil mi? Soykırımcı Netanyahu sosyal medya için “savaş aracı” demedi mi? Bu savaşın en etkili silahlarından TikTok’u İsrail için satın aldırmadı mı? X için de Elon Musk‘ı “tavlamaya” çalıştıklarını izhar etmedi mi?
İşgali “yardım operasyonu” gibi göstermekte, soykırımı 30 saniyelik TIR görüntülerine indirgemekte ve dünyayı “barış geliyor” illüzyonuna inandırmakta zorluk çekmeyeceklerdir.
Ardından da İsrail’i eleştirmek yasak, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde dava açmak yasak, direnişin her türlüsü yasak olacaktır.
Hülasa, sosyal medyayı kontrol eden İsrail, her şeye rağmen işgal ve soykırımı dile getirenleri eski günlerde olduğu gibi “antisemit” diyerek mahkûm edecektir.
Söz konusu plan doğrultusunda Gazze’nin tam anlamıyla İsrail tarafından kolonize edilmesine ve bunun bir “uluslararası mutabakat” gibi pazarlanmasına Filistin direnişi boyun eğmezse, Netanyahu (Trump’ın da vereceği vizeyle) soykırıma kaldığı yerden devam edecektir.
Bu tahmin falan değil, mahut plan maddeleri arasında yer alan bir gerçekliktir.
Geçiş sürecinde de Gazze’ye dışarıdan bir yönetim dayatılıyor: Trump başkan, Blair “başbakan”.
“Barış Konseyi” adı altında kurulacak bu “sömürge valiliğinin” süresi muamma, yetkisi sınırsız.
Sonuç itibarıyla…
Gazze, Batı Şeria‘dan koparılacak; uluslararası vesayet altında, kendi kaderini tayin hakkından mahrum bırakılmış, bağımsız devlet ihtimali sonsuza dek rafa kaldırılmış bir toprak parçasına dönüştürülecek.
Bu plan bir barış belgesi değil, teslimiyet senedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu