NURULLAH GÜR / Gazze’nin kalkınması 69 yıl geriye gitti

Gazze’de şu ana kadar 53 bin kişi şehit oldu. İnsani suçlar dışında verilen hasar da çok yüksek. Dünya Bankası, AB ve BM’nin yayınladıkları ortak raporun sonuçlarına göre toplam hasar, Filistin’in GSYH’sinin 1.8 katına ulaştı. Gazze’deki insani gelişime yönelik ilerleme 69 yıl geriye gitti. Yeniden inşa için en az 53 milyar dolara ihtiyaç var
“Gazze’de olup bitenlerle ilgili konuşulacak söz kalmadı. Artık çiğnenecek yasa da kalmadı… İkiyüzlülük apaçık ortada. Ortak insanlığımız iflas etti. İnsan haklarının bir ten rengi var; tenin ne kadar koyuysa, o kadar az insan hakkına sahipsin.” Bu sözler İsveçli milletvekili Abir Al-Sahlan’ın Avrupa Parlamentosu‘na yaptığı konuşmasından alıntı. Acı gerçeği insanın yüzüne vuran kelimeler…
Gazze’de ölenlerin sayısı 53 bine ulaştı. Ölenlerin çoğu sivil. Bunlar resmi rakamlar. Bilimsel tahminler, hayatını kaybedenlerin sayısının 100 bini aşmış olabileceğini gösteriyor. Rakamın biraz daha fazla veya az olması, İsrail’in yaptığı vahşeti ve tüm dünyanın buna yeterince tepki gösteremediği gerçeğini değiştirmiyor.
İsrail’in vurdumduymazlığı öyle boyutlara ulaştı ki artık Batılılar bile rahatsızlıklarını gizleyemiyorlar. Financial Times ve The Economist gibi yayın organları, İsrail’in saldırılarını daha açık biçimde eleştiren yazılar yayınlamaya başladı. İngiltere, Fransa ve Kanada yaptıkları ortak açıklamada İsrail’e karşı somut adımlar atabilecekleri uyarısında bulundu. Bunun yanı sıra İngiltere, İsrail ile gerçekleştirdiği ticaret anlaşması müzakerelerini askıya alma kararı aldı. Bu açıklamalar ve önlemler hem çok geç hem de çok yetersiz. İslam dünyasından gelen cılız tepkiler ise ayrı bir utanç kaynağı.
İsrail’in saldırıları, Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı. Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in yayınladıkları ortak raporun sonuçlarına göre, saldırıların neden olduğu toplam hasar, Filistin’in GSYH’sinin 1.8 katına ulaşmış durumda. Ekonomik kayıplar bundan önceki İsrail saldırılarının çok üzerinde. Raporun tahminleri, Gazze’deki insani gelişime yönelik ilerlemenin 69 yıl geriye gittiğine işaret ediyor. Bölgenin yeniden inşası için en az 53 milyar dolara ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor ki bu rakam Filistin’in ekonomik büyüklüğünün 3 katı kadar bir seviyeye karşılık geliyor.
Kalıcı barışa ve “Özgür Gazze”ye ulaştıktan sonra ekonomik yaralar bir şekilde sarılır. Ama Filistinli çocukların yaşadıkları travmalar ve bizim insanlık olarak yaşadığımız bu utanç hafızalardan ve kalplerden silinmez.
HARVARD’A GAZZE CEZASI MI?
Trump yönetimi, Harvard Üniversitesi’nin uluslararası öğrenci kabul etme hakkını iptal ettiğini açıkladı. Gerekçe olarak da Harvard “kampüsünde şiddet ile antisemitizmi teşvik etmek ve Çin Komünist Partisi ile koordinasyon içinde olmakla” suçlanıyor. Harvard, son dönemde Gazze’ye destek gösterilerinde ön plana çıkan bir üniversite. Bu yüzden üniversite bir süredir ABD’deki bazı lobilerin ve Trump’ın hedefindeydi. Öyle ki geçtiğimiz yıl üniversitenin rektörü Claudine Gay, kampüste düzenlenen İsrail karşıtı gösterileri düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirmek gerektiği yönünde açıklama yaptığı için baskıya maruz kalarak istifa etmek zorunda kalmıştı.
ABD’yi ticaret savaşları falan batırmaz. Ancak Amerikan ekonomisine girişimci, bilim insanı ve nitelikli işgücü olarak çok kritik katkılar sağlayan uluslararası öğrencilere yönelik bu düşmanca tavır devam ederse, işte o zaman ABD kendi tabutuna çok büyük bir çivi çakmış olur.
TAHVİL PİYASASI TRUMP’I SIKIŞTIRIYOR
Trump yönetiminin senatodan geçirmeye çalıştığı vergi indirimleri yasa tasarısı bu haftanın önemli bir gündem maddesiydi. Tahvil yatırımcıları bu teklife karşı Trump’a uyarı sinyalleri gönderdi. Amerikan 30 yıllık tahvilleri yüzde 5’in üzerine çıktı. Bizim için bu oran düşük kaçabilir. Fakat salgından önce oranın yüzde 2 olduğunu ve 2007’den bu yana yüzde 5’in üzerinin sadece iki-üç görüldüğü dikkate aldındığında tahvil yatırımcısından gelen uyarının ciddiyeti daha iyi anlaşılabilir.
Trump, ekonomiyi canlandırmak için vergi indirimlerini kullanmak istiyor. Malum tarife artışları sonrası resesyon riski artmıştı. Washington yönetimi vergi indirimlerinin sağlayacağı tüketim ve yatırım harcamaları artışlarıyla resesyon riskini bertaraf etmeyi hedefliyor.
Yatırımcılar, halihazırda ABD’de bütçe açığı ve kamunun borç seviyesi yüksek seviyelerde olduğu için kamu bütçesindeki ilave bir bozulmanın Amerikan hazinesini ve kendilerinin daha önce yaptıkları tahvil yatırımlarını tehlikeye atacağından endişe ediyorlar.
ABD’deki çalkantıdan kendilerine fayda çıkarmayı hedefleyen AB, tahvil yatırımcılarına ‘buyurun bize gelin’ mesajı gönderiyor. Avrupa tahvil piyasasının Amerikan piyasasının yerini alması kolay değil. Bununla birlikte Amerikan şirketlerinin son aylarda euro cinsinden tahvil ihraçlarını arttırmaları not etmeye değer bir gelişme.