YAZARLAR

NURULLAH GÜR / ABD-Çin müzakereleri piyasaları rahatlattı

Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmesini “10 üzerinden 12” olarak değerlendirdi. Fakat bu toplantının çok da kapsamlı ve uzun soluklu sonuçlar doğurabileceğini söylemek güç. Bu toplantıyı en fazla bir yıl sürmesi beklenen bir ateşkes olarak değerlendirebiliriz

ABD ile Çin arasındaki birinci faz ticaret anlaşmasının imzalanmasının ardından yaklaşık 6 yıl geçti. O anlaşma sonrasında Trump‘ın bir süre Çin’i rahat bırakacağı, Trump’tan sonra gelebilecek bir Demokrat Partili başkanın da iki ülke arasındaki ticari anlaşmazlıkları büyük ölçüde çözebileceğini düşünen bir hayli insan vardı. Öyle olmadı. O anlaşma iki ülke arasındaki yapısal çatlakları onarabilecek kadar kapsamlı değildi. Araya koronavirüs salgını da girince anlaşma tamamen etkisiz kaldı. Trump’tan sonra başkanlık koltuğuna oturan Joe Biden, Çin ile ekonomik ilişkileri toparlamada mesafe kat edemedi.
Dört yıl aranın ardından bir kez daha göreve gelen Trump, ticaret savaşlarında yeni cepheler açtı. Çin’e karşı gümrük tarifelerini yüzde 135’e çıkaracak kadar ileri gitti. Pekin yönetimi buna karşılık verdi. Özellikle nadir toprak elementleri ihracatına getirdiği sınırlamalar, Amerikan teknoloji şirketleri açısından büyük bir tehdit oluşturdu.

Ticaret belirsizlikleri her iki ülkenin ekonomisini de olumsuz etkiliyor. Haliyle küresel büyümeyi de yavaşlatıyor. Bu sıkışıklığın çözüme kavuşması için tüm dünya, iki ülke liderinin bir araya gelmesini bekliyordu. Görüşme bu hafta gerçekleşti. Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmesini “10 üzerinden 12” olarak değerlendirdi. Fakat bu toplantının çok da kapsamlı ve uzun soluklu sonuçlar doğurabileceği söylemek güç.
ABD, Çin’e uygulanan fentanil için gümrük vergisini yüzde 20’den yüzde 10’a düşürdü. Bu indirimin hayata geçtiğinde Çin, ABD’nin tüm ürünlere uyguladığı ortalama tarifeler açısından Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerden daha avantajlı bir konuma gelecek.
Pekin yönetimi buna karşılık sadece ilaç yapımında değil sentetik uyuşturucu yapımında da kullanılan fentanilin yasadışı ticaretine ilişkin daha sıkı tedbirler alacağının sözünü verdi. Çin ayrıca nadir toprak elementleri üzerindeki ihracat kontrollerini bir yıl askıya aldı.
Hem iki ülke ekonomisinin hem de küresel piyasaların pozitif bir mesaja ihtiyacı vardı. Başkanlar bu sinyali vermiş oldular. Bu toplantıyı en fazla bir yıl sürmesi beklenen bir ateşkes olarak değerlendirebiliriz. O kadar bile sürmemesi daha büyük olasılık…

KÜRESEL EMTİA PİYASASININ GÖRÜNÜMÜ
ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşına bir süre ara verilse de gümrük tarifelerinin neden olduğu belirsizlikler, 2025’te küresel büyümeyi vurdu. Zayıflayan iktisadi aktivite, emtia fiyatlarında yaşanan gerilemeye tetikleyen unsurların başında geliyor. Dünya Bankası’nın bu hafta yayınladığı Emtia Piyasaları Görünüm Raporu’na göre gerileme 2026’da da devam edecek. Rapor, küresel emtia fiyatlarının 2026’da yüzde 7 oranında gerileyeceğini öngörüyor. Böylece, emtia fiyatları 2022’deki son zirvesinden yüzde 36 oranında aşağıya gerilemiş olacak. Emtia fiyatlarındaki gerileme, birçok ülkede enflasyon oranlarının ateşini söndüren en önemli unsur oldu. Dünya Bankası, 4 yıllık düşüş döneminin ardından emtia fiyatlarının 2027’de ise yüzde 4 oranında yükseleceğini tahmin ediyor.
Emtia fiyatlarındaki düşüş, en çok enerji tarafında kendini belli etti. 2022’de 120 doları test eden petrolün varil fiyatının 2026’da ortalama 60 dolara düşmesi bekleniyor. Gıda fiyatları da küresel enflasyonu düşürücü yönde etki oluşturuyor. Dünya Bankası’nın beklentisi, genel gıda fiyatlarının 2023’e kıyasla 2026’da yüzde 13.4 oranında daha düşük gerçekleşmesi yönünde. Ancak gübre fiyatları tarımsal maliyetler üzerinde baskı oluşturuyor. Tarımsal girdinin en önemli kalemlerinden olan gübrede bu yıl güçlü bir artış yaşandı. Gübre fiyatlarında bu yıl yüzde 21 oranında artış yaşandıktan sonra, önümüzdeki iki yıl kademeli olarak düşeceği beklentisi var.

Genel eğilimin aksine, ana metallerde fiyat artışı yaşanıyor. Burada yenilenebilir enerji ve altyapı yatırımlarının etkisi dikkat çekiyor. Fiyatı artanlar listesinin başında ise altın ve gümüş gibi değerli metaller yer alıyor. Altın fiyatlarının bu seneki kadar olmasa da gelecek yıl da artacağı öngörülüyor.
Dünya Bankası’na göre 2024’te 2 bin 388 dolar olan altının ortalama ons fiyatı, bu yıl 3 bin 400 dolar, gelecek yıl ise 3 bin 575 dolar olacak. 2027 beklentisi ise ortalama 3 bin 375 dolar seviyesinde.
Genel hatlarıyla baktığımızda, enflasyonu ilgilendiren ana emtia kalemlerinin fiyatlarının 2026 yılında makul seyreteceği görülüyor. Son iki yıl dolar bazında gerileyen emtia fiyatlarından Türkiye olarak yeterince istifade edemedik.
Önümüzde yaklaşık bir yıllık bir fırsat penceresi daha var. Enflasyonda tek haneli rakamları yeniden görmek için bu fırsatı değerlendirmemiz gerekir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu