NİHAT HATİPOĞLU / Ahiretin 5 sorusu


Ahiretteki imtihanda (muhasebede) 5 tane soru vardır. Bu soruları ben imtihandan evvel size söyleyeceğim. Bilirsiniz ki imtihan komisyonları soruları hiçbir zaman kimseye açıklamazlar. Bir resmi dairede imtihana girenler olsa, okuldaki öğrenciler imtihana girseler imtihan komisyonu soruları kapalı bırakır ve göstermez kimseye. Sorular ancak imtihan salonunda açılır ve herkes cevap verir. Fakat çok merhametli olan büyük Allah’ımız, ahiret gününde O’nun mahkemesine gittiğimizde, hangi soruları soracağını Peygamberimiz vasıtasıyla bize bildiriyor.
İşte Allah’ın özel bir ihsanı olmak üzere açıklanan soruları bildirmekte size yardımcı oluyorum. Ahiret günü size sorulacak sorular 5 tanedir ve bu soruların cevabını müspet verenler cennetliktir, veremeyenler veya menfi verenler de cezalandırılacaktır.
Âdemoğlu, kıyamette Allah’ın hâkim olacağı duruşma salonuna çağrıldığında sorulacak soruları açıklayan hadisi sunuyorum: “Âdemoğluna 5 husus sorulmadıkça Rabb’inin huzurundan kıyamet günü ayakları ayrılamaz. Ömrünü ne ile tükettiğinden, gençliğini ne ile yıprattığından, malını nereden kazandığından, malını nereye harcadığından ve bildiği meseleler hakkında ne yaptığından.” Herkes bu sorularla karşılaşacaktır.
1- ÖMRÜNÜ NEYLE TÜKETTİN?
“Cenab-ı Hak buyuracak ki: Ben seni dünyaya gönderdim, sana 40, 50, 60 senelik bir ömür verdim. Sen bu ömrünü nasıl geçirdin? Ben Peygamber gönderdim, dedim ki; benim kulum şu şekilde hareket etsin, ibadet etsin, güzel ahlak sahibi olsun, kimseyi incitmesin, kimsenin hürriyetine tecavüz etmesin. Sen ne yaptın bu hususta?”
Herkes işlediğini itirafa mecbur kalıyor. Kimi, “Ben ömrümü 15 yaşından itibaren hep barlarda, fuhuş yerlerinde, eğlencelerde geçirdim. Namaz kılmadım, oruç tutmadım, zekât vermedim. Haccı kabul etmedim, hayır ve hasenat yapmadım” der.
Kimi ise “Bana verdiğin ömrü bir emanet kabul ettim. Kuran-ı Kerim’ine kulak verdim, dinimi öğrendim, senin Resul’üne itaat ettim, insanlığa hizmete çalıştım, kimseye zarar vermemeye gayret ettim” diye iyiliklerini sıralayacaktır.
2- GENÇLİĞİNİ NASIL YIPRATTIN?
Bu soru da çok mühimdir. Bazı insanlar “Şimdilik gencim, nefsimi tatmine çalışayım, altmış yaşından sonra hacca giderim, günahlarım affedilir. Ondan sonra da namaza başlarım, orucumu tutarım, zekâtımı da veririm ve kötü alışkanlıklarıma elveda ederim” şeklinde karşılık verir.
Bu sözler, basit bir insanın hurafe manzumesidir. İslam’la bunun bir alakası yoktur. Altmış yaşından sonra tövbekâr olmak hüner değildir. Zira altmış yaşından sonra nefsi kuvvet zayıflar. Kumar ve içki masalarında sabaha kadar oturmaya güç yetmez. Adam öldüremezsin, kapıları kıramazsın, duvarları delemezsin. Sabahtan akşama kadar boş kalısın, “Artık boş kalmaktansa namaz kılayım” dersin. Böyle bir şey makbul olur mu? Mühim olan, her türlü günah işleme gücü ve arzusundayken nefsini yenmektir.
Öbür adam ise “Ya Rabbül âlemin! 15 yaşından sonra hiç kimsenin namusuna göz dikmedim. Kız ve kadın peşinde koşmadım, içki içmedim, kumar oynamadım, zina etmedim, kimseyi öldürmedim, emirlerini yerine getirdim” diyecek.
Peygamberimiz buyuruyor ki: “Allah’ın hazırlayacağı özel gölgeden başka gölge bulunmayan gün, 7 kişi gölgelendirilecektir. Bunlardan birisi de gençliğini Allah’a kullukla geçiren gençtir.” İşte Allah’ın özel lütfuna mazhar olan genç böyle ödüllendirilecektir.
3- MALINI NEREDEN KAZANDIN?
Evet, “Nereden kazandın malını?” diye sorulacak. Biri, “Babamdan kaldı, babamın malıdır. Ben bunu kullandım, meşru yollarda çalıştım, para kazandım” der. Diğeri ise gayri meşru yollardan mal kazanmışsa bunu söyleyecek. “Rüşvet aldım, yollarda adam soydum, bununla geçimimi sağladım. Dalavere ettim, beş liralık malı hileli olarak on liraya sattım. Müşteriyi kandırdım, böylece bu parayı kazandım” diye cevap verecek.
4- MALINI NEREYE HARCADIN?
Cenab-ı Hak diyecek ki: “Sen bu malı nerede kullandın? Sefahatli yollarda mı, kötülük yollarında mı? Yoksa hayır yolunda mı?”
İmanlı zengin şöyle cevap verecek: “Ya Rabbi! Ben malımın zekâtını dosdoğru olarak verdim. Cami, çeşme, köprü, yol, okul, gibi hayır müesseselerine bağışlarda bulundum. Yakınlarımdan, komşularımdan ve din kardeşlerimden, fakir, yoksul, yetim gibi yardıma muhtaç olanlara yardım ettim. Gayri meşru yollara harcamadım.”
İmansız zengin ise şöyle diyecek: “Ya Rabbi! Ben zekât diye bir müessese tanımadım. Hayır müesseselerine yardımcı olmadım. Fakirleri, yetimleri, yolda kalmışları gözetmedim. Sık sık eş ve dostlara içkili ziyafet hazırladım. Geceleri kumar, içki ve eğlence âlemindeydim.”
5- BİLDİĞİN HUSUSLARDA NE YAPTIN?
İslam dini hakkında senin kulağına bir şeyler gelmişti, sen bunları nasıl yaptın? Ne yaptın bu bilginle? Bildiğimiz yolda mı hareket ettik yoksa başka yollarda mı? İşte bu da bize sorulacaktır. Bu soruları imtihan gününden çok daha evvel Cenab-ı Allah, Peygamber’i vasıtasıyla bize tebliğ etmiştir, haberiniz olsun. Ne mutlu o insana ki, bu 5 sorunun cevabını dünya hayatında hazırlar. Ne mutlu o insana ki, bu 5 soru için müspet cevaplar hazırlar. Ne mutlu o insana ki, Hazreti Muhammed’in (SAV) sesine kulak verir. Bu dünya hayatının ebedi bir hayat olmadığını kabul eder. Gerçek mesut insanlar, müminlerdir, imanlı olan insanlardır. İmanlı olmayan insanlar, mesut sayılmazlar. Çünkü dünya geçicidir.
Not: Bu yazının büyük kısmı rahmetli babamın “Nereye Gidiyoruz?” isimli eserinden alınmıştır.