YAZARLAR

NEBİ MİŞ / Parti siyasetinin genetiği ile oynamanın sonucu mu?

CHP, Cumhuriyetle yaşıt bir parti. Siyasal ve toplumsal zeminde karşılık geldiği bir ağırlığı ve geleneği var. CHP’nin geçmişinde hizipleşmeler, ideolojik olarak nereye oturduğu ile ilgili tartışmalar ve partide liderlik mücadelesi hep olageldi.
Ancak, tüm bu tartışmaların ağırlığı yine CHP’nin tarihsel olarak konumlandığı çerçevenin içinde gerçekleşti. CHP’nin şu an için içinde bulunduğu kriz, CHP’nin tüm tarihinden ayrılıyor.
Mevcut krizin taşları bir önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu döneminde döşendi. Yüzde elli oy oranına ulaşmak için altılı masa etrafında sağ siyasetin küçük partileri ile CHP eşitlendi. Toplumun her kesimine ulaşma söylemiyle, CHP siyaseti bir anlamda diğer küçük partilere feda edildi.
Diğer taraftan, “toplum geleneksel CHP’li siyasetçilere oy vermiyor” argümanı ile sağ siyasetin içinden yetişen pragmatik siyasetçiler transfer edildi. Büyükşehirler başta olmak üzere belediyelerin çoğunda bu siyasetçiler aday gösterildi. Genel seçimlerde diğer küçük sağ partilerin kadrolarına CHP kontenjanları ikram edildi. Uzun süre CHP’nin içinde bir yerlere gelmek için mücadele eden, teşkilatlardan yetişmiş siyasetçiler de dışarıda bırakıldı.
CHP’de genel başkan değişikliği mücadelesi eskiden parti kadroları arasında cerayen ederken, son kurultayda bu mücadeleye geleneksel olarak CHP içinde yetişmemiş ancak sonradan pozisyon verilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanın öncülüğündeki kadrolar arasında yaşandı. En nihayetinde CHP’lilerin bir kısmının da iddialarına yansıdığı şekliyle “İstanbul Büyükşehir Belediyesinin lojistik imkanları” ile genel başkan değiştirildi.
CHP içinde yetişen ancak ne yönetimde ne de yerel yönetimlerde herhangi bir pozisyon bulamayan kadrolarda bir küskünlük ve öfke oluştu. Ancak iktidar karşıtlığı ve topyekûn muhalefet enerjisi ile söz konusu öfke bir süre bastırıldı. Hesaplaşma zamana bırakıldı. CHP’li belediyelerle ilgili yolsuzluk iddialarının ve soruşturmaların yargıya intikal ettirilmesinde aslında ertelenmiş bu hesaplaşmanın izlerini görmek mümkün. Şikayet ve dosyaların yine parti içinden verildiği genel bir kanaat…
Gelinen süreçte, CHP’nin tüm siyaseti tutuklu bulunan eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı üzerinden şekillenmeye devam ediyor. Bir anlamda, bir önceki seçim döneminde CHP siyaseti nasıl küçük partilere feda edildiyse, bugün de CHP siyaseti İstanbul özelinde yürüyen soruşturmalara feda edilmiş durumda. Bunun en bariz göstergesini de Genel Başkanın son açıklamasında diğer yolsuzluk soruşturmaları ile İstanbul’u ayıran açıklamasında görmek mümkün.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya Manavgat Belediyesi‘nde ortaya çıkan baklava kutusundaki rüşvet iddiaları ile ilgili, partisinin “derhal 2 muhakkik görevlendirdiğini” açıkladı. “Suça bulaşan kim varsa partisinde barındırmayacağını” ve hatta “en ağır şekilde cezalandırılması için takipçisi olacağını” açıkladı.
“İzmir’deki soruşturma da dahil olmak üzere tüm süreçlerde” suçu ispatlananlar cezasını çekmeli dedi. Ancak, bu açıklamanın içinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ayrı tuttu. Orada, “yolsuzluk yok” dedi.
İzmir’de, Manavgat’ta nasıl yargı süreçleri devam ediyorsa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden yürüyen yolsuzluk iddiaları ile ilgili soruşturma da sonuçlanmış değil. İstanbul dışındaki CHP’li belediyelerle ilgili “suçu ispatlananlar elbette cezasını çekmeli” derken, İstanbul’un bu çağrıdan muaf tutulması CHP içinde parti içi krizi daha da derinleştirmesi muhtemel.
Bunun işaretlerini uzun yıllar partide görev almış bazı siyasetçilerin son birkaç gündür yaptıkları açıklamalarda görmek mümkün. Bazı CHP’liler, hakkında yolsuzluk iddiası olanların nerdeyse tamamının sonradan CHP’ye eklemlenen isimler olduğunu söylemeye başladılar.
CHP bugüne kadar seçimleri kaybetmesini hep dışsal nedenlere bağladı. Bahane siyaseti ile seçim kaybı meşrulaştırmaya çalışıldı. Kaybetmenin sahici sebepleri ile yüzleşilmedi. Şimdi de, CHP’li belediyelerle ilgili yürüyen soruşturmaları iktidar-muhalefet denklemine çekmeye çalışıyor. Sorunlarla sahici bir şekilde yüzleşemediği için CHP, bir kriz partisi görüntüsünü aşamıyor. Yerel yönetimlerle ilgili yürüyen bu soruşturmalarla ilgili erkenden yüzleşip, gerçekçi bir siyaset üretemezse gelecekte maliyeti çok daha yüksek olur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu