YAZARLAR

NEBİ MİŞ / Muhalefet açığının ürettiği maliyet

Muhalefet partileri sıklıkla Türkiye‘nin en önemli sorunları diye liste yaparlar. Ama bu listenin içine hiçbir zaman kendilerini yerleştirmezler.
Aslında Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri, muhalefetin alternatif politika üretip toplumun önüne koyacak kapasiteye ve insan kaynağına ulaşamamasıdır.
Muhalefet çok uzun süre, toplumun dikkatini çekecek nitelikli politika önerisi ve sorunlara farklı çözüm yaklaşımları geliştirmediği için sadece tepki ve karşıtlık siyaseti ile günü kurtarmaya çalıştı.
Programlı, tutarlı ve halkta karşılığı olan siyaset üretemeyince, toplumda olgunlaşmamış talepler, rasyonelleşmemiş şikayetler konjonktürel çıkışlarla popülist bir söyleme taşındı. Daha somut bir ifade ile rasyonel bir zeminde siyaset üretilmediğinde popülizm kaçınılmaz oldu. Bugünün ve geleceğin en önemli meselelerinden biri olan EYT’nin siyasetin gündemine gelmesi ve üretilmek zorunda kalınan çözüm bu duruma sadece bir örnektir.
Popülist bir dil üzerinden, liyakatten, adam kayırmadan, adaletten şikayet eden muhalefet, kendi yönettiği parti ve belediyelerde bu şikayetlerin hepsi ile yüzleşmek zorunda kaldı. Muhalefetin yönettiği belediyelerde bugün işçi ücretleri bile ödenemediği için şikayetler giderek birikti.
Aylardır CHP‘nin kongresinde delegenin iradesini sakatladığı iddia edilen parasal ilişkiler ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve yönetimi ile ilgili yolsuzluk iddiaları konuşuluyor.
CHP yönetimi iddiaları çürütecek bir cevap üretemediği için bu tartışmalar partinin kurumsal yapısını ve yönetim kademelerini de rehin almış durumda. Yargının konusu olan iddialar parti içinde herkesin konuştuğu hatta bilgi sahibi olduğu meseleler olunca hesaplaşmalar bir anda bitirilemiyor. Çıkış yolu da kolay bulunamıyor. Çünkü şeffaf bir hesaplaşmaya gidildiğinde ipin ucunun nereye ve kimlere gideceği öngörülemiyor.
Şu an için Türkiye’nin bir muhalefet açığı var. Kendi sorunlarına hapsolduğu için ülkenin meseleleri ile ilgilenemiyor. Muhalefet açığını sadece CHP’ye de indirgememek gerekir.
Diğer muhalefet partileri de, yakın dönemde CHP ile iş tuttukları ve CHP’nin yönettiği yerel yönetimlerin rant ve lojistik imkanlarından yararlandığı için hem iktidarı eleştirip hem de CHP’yi eleştirerek aradan sıyrılmaya çalışamıyorlar. Alternatif bir ağırlık oluşturacak söylemi üretemiyorlar.
CHP’nin peşine takılarak, yerlerini kabullenen bir siyaset izliyorlar. CHP’yi aşacak hamlelerde bulunamıyorlar. “İktidar karşıtı kesimler, CHP muhalefetine mahkum değildir” diyemiyorlar. Halbuki, bir muhalefet partisi hem iktidarı hem de CHP’yi eleştirerek ve nitelikli siyaset üreterek bu dönemde tabanını genişletme imkanına sahip olabilir.
İşlevsiz bir muhalefet, sadece bir parti problemi değildir. Aynı zamanda sistemik bir sorundur. Muhalefetin içine düştüğü durumu gören muhalif taban, peşinden gittikleri partilerin, siyasetçilerin, genel başkanların içler acısı halini görünce normal tepki siyaseti yerine öfke biriktiriyorlar. Umutsuzluk ve karamsarlıkları artıyor. Siyasete yönelik güvenleri aşınıyor. Bu durumun toplumu tahrip edici bir yanı vardır.
CHP bir an önce İstanbul Büyükşehir Belediye yönetimi ve kongre ile ilgili yargıya intikal etmiş meselelerle yüzleşmelidir. Sorumlu olanlarla arasına mesafe koymalıdır. Yüklerinden arınmalıdır. CHP iç kavgalarını iktidarın üzerine yıkmaya çalışarak kendi tabanın öfkesinden kurtulamaz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu