NEBİ MİŞ / Anketler ve çözüm siyaseti


Terörün sonlandırılmasına yönelik yoğun bir çaba var. Devlet politikası olarak yürütülen terörsüz Türkiye hedefinde, sonuca ulaşmak için dikkatli, temkinli ve itidalli bir süreç yönetimine ihtiyaç duyulduğu tecrübeyle sabit.
Bozucu etkilere, süreci baltalayıcı girişimlere, manipülatif yaklaşımlara karşı dikkat edilmesi gerektiği konusunda genel olarak bir hassasiyet var.
Bu hassasiyetin devam etmesi önemli.
Diğer taraftan terörsüz Türkiye’ye toplumun nasıl yaklaştığı ile ilgili medyada farklı tartışmalar da yürütülüyor.
“Destek” ya da “karşı olma” sarkacında kamuoyu yoklamalarına sık sık referans veriliyor. Herkes kendi durduğu yeri meşrulaştırmak için herhangi bir şirketin anket sonucunu dayanak gösteriyor.
Önce bir hususun altını çizeyim. Anketler, kamuoyunun eğilimlerini ölçmek, politika üretimine katkı sağlamak ve muhatap kitle ile doğru iletişim kurmak için kullanılan önemli araçlardır.
Bir anket şirketi, bilimsel verilere hassasiyetle yaklaşmasına rağmen, sonucu tam bulamayabilir. Bu konuda da kendi özeleştirisini yapar. İşini hakkıyla yapan anket şirketlerine burada bir sözümüz olamaz.
Maalesef son yıllarda sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok yerinde anketler teknik bir ölçüm yöntemi olmaktan çıkarılıp, algı yönetimi, psikolojik yönlendirme, güdümlü kamuoyu oluşturma gibi amaçlar için kullanılabilmekte. Bunun üzerinden kamuoyu mühendisliği yapılmaktadır. Bunu, 2023 seçimlerinde muhalefetin yüzde 60 oy oranı ile kazanacağını ilan edenlerde gördük.
Bazı hassas konularda kamuoyunun ne düşündüğünün ölçülmesi zordur. Çünkü soruyu nasıl sorduğunuza, soru kökünde hangi kelime setlerini kullandığınıza göre aldığınız cevaplar farklılaşır. Terörle mücadele ya da terörün sonlandırılmasına yönelik konular bu mahiyettedir.
Yarım asra yaklaşan ve binlerce şehidin verildiği terörle mücadele konusunda, “Terörün sonlanmasına yönelik devletin yürüttüğü çözüm çabalarını destekliyor musunuz” sorusuna alınacak cevapla, terör elebaşı Öcalan’ın adını zikrederek, “Yürütülen çözüm sürecine destek veriyor musunuz” şeklindeki bir soruya verilen cevap doğal olarak çok farklı olacaktır.
Dolayısıyla, bu iki soruya da verilen cevabı ve çıkan sonucu sorunun nasıl sorulduğunu belirtmeden “toplum sürece karşı” diye açıkladığınızda ve bunu kamuoyuna duyurduğunuzda yanlış yürüyecek tartışmalara da katkı yapmış oluyorsunuz. Çünkü aldığınız cevap, süreç yönetiminin kendisine mi, yoksa terörün bitmesine mi ya da başka bir hassasiyete mi olunduğunu muğlaklaştırmış oluyorsunuz.
Sürecin sıhhatli yürümesi açısından toplumun ne düşündüğü tabii ki araştırılmalıdır. Bunu tespit etmek için saha araştırmalarına da ihtiyaç vardır. Ancak bu araştırmalarda, yargıları değil, gerçek eğilimleri ölçmek gerekir.
Önümüzdeki dönemde bu konularda sürekli anket yayınlanacak.
Terörsüz Türkiye konusunda açıklanan anket sonuçlarına çok dikkatli yaklaşmak gerekmektedir. Kamuoyu mühendisliği için ideolojik manipülasyona hizmet edecek sorular üzerinden veri açıklayanlara ve sürece zarar vermeyi amaçlayanlara itibar edilmemelidir.