YAZARLAR

NEBİ MİŞ / 15 Temmuz’dan bugüne

FETÖ‘nün darbe ve işgal girişiminin üzerinden 9 yıl geçti.
15 Temmuz‘da ülkemizin ve milletimizin ne büyük bir tehlikeyi bertaraf ettiğini idrak edemeyenlerin söylediklerine itibar edilmemelidir.
Darbe ve işgal girişimini canlarıyla, kanlarıyla akamete uğratırken şehit olan 251 insanımızı, 2 bin 734 gazimizi ve milletimizin destansı direnişini tam muhakeme etmeden söylenecek her söz eksik kalır.
Bugün 15 Temmuz’u görmezden gelenler ve sıradanlaştırmaya çalışanlar milletimizin kıyamını ve yeniden dirilişini anlayamayanlardır.
15 Temmuz’un hemen ardından, FETÖ’cülerin “kontrollü darbe“, “tiyatro” ve “senaryo” söylemleri muhalefetin bir kısmı tarafından da maalesef sahiplenilmişti. Üzerinden yıllar geçtikçe FETÖ’cüler yurtdışında yaşadıkları yerlerden dezenformasyonlarını ve tezviratları sürdürüyorlar.
Bazı çevreler, FETÖ’cülerin sosyal medya üzerinden devreye soktukları manipülasyonları dolaşıma sokarak muhalefet aktivizmi için kullanmaya devam ediyorlar. Gerçek yüzü ortaya çıkmasına rağmen, FETÖ’nün ürettiği dezenformasyonlardan medet ummak bunu yapanların acizliğini gösterir. Kötü niyetlerine delalet eder. Buradan kendilerine zarardan başka bir şey gelmez.
15 Temmuz sadece bir darbe girişimi değildi. Aynı zamanda terör yöntemleri kullanılarak ülkemizi işgal girişimiydi. 15 Temmuz’un diğer tüm unsurların yanında bu yönü de unutulmamalıdır. Ülkenin Cumhurbaşkanını öldürmeye çalışmak, Meclis‘i bombalamak, milletin üzerine bombalar yağdırmak, devleti tamamen çökertmek içindi. Bunu amaçlayanlar çökmüş bir devleti kendi sahiplerine kolayca teslim etmeyi hedeflemişlerdi.
15 Temmuz’un arkasında, Türkiye‘nin küresel sistemde büyük bir güç olarak yükselmesinden rahatsızlık duyan güç odakları da bulunmaktaydı. Bu anlamda, 15 Temmuz direnişi, bir darbenin bastırılması kadar, Türkiye’nin uluslararası sistemde stratejik otonomi arayışını, kendi sözünü söyleme mücadelesini de ifade eder.
Darbe girişimiyle neyin amaçlandığını, bugün bölgemizdeki yaşanan çatışma ve jeopolitik mücadelenin taraflarına ve icra ediliş şekillerine bakınca daha iyi anlıyoruz. O gece sokaklara çıkarak darbeye direnen insanlarımız, sadece kendi kaderini değil, bu coğrafyanın geleceğini de savunmuştur.
Uluslararası bazı güç odakları tarafından desteklenen darbe ve işgal girişiminin bastırılması, “seçilmiş hükümetlere darbe girişimleri nasıl önlenir“in dünyada modeli olmuştur. Darbe girişiminin önlenmesinden bu yana, başka ülkelerin aparatı haline gelmiş, kendi halkına silah doğrultacak kadar gözü dönmüş bir terör örgütüne karşı verilen cevap; sadece Türkiye için değil, benzer tehditlere maruz kalan tüm toplumlar için de bir umut ve ilham kaynağı olmuştur.
Bazıları bu büyük destanı sahiplenmekte tereddüt etse de milletimizin ezici çoğunluğu o gecenin kıymetini bilmekte; şehitlerini anmakta, gazilerine sahip çıkmaktadır.
FETÖ’nün karanlık yüzü anlatılmaya devam edilmelidir. Genç kuşaklara darbeye karşı direnişi anlatmak tarihi doğru aktarmak açısından önemlidir. Toplumsal hafızamızda 15 Temmuz ruhu diri tutulmalıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu