MURAT YILMAZ / “CHP Davaları” CHP’nin kaderini tayin edecek


Dünyadaki jeopolitik alt üst oluş ve ideolojik muğlaklaşmalar Türkiye’deki siyaseti ve siyasi partileri de ister istemez ciddi olarak etkiliyor. Türkiye siyasetini tahlil ederken konuya bu zaviyeyi ihmal etmeden bakmak icap ediyor. Nitekim sadece siyaset uzmanları değil, sıradan vatandaş ve seçmenler de bu zaviyeyi ihmal etmiyorlar. Bu bakımdan dünya ve bölgemiz olağanüstü bir dönemden geçiyor, bugünleri normal şartlar altındaki barış günlerinin sakinliği zemininde değerlendirmek zor.
Yahya Kemal Tarih Musâhebeleri isimli kıymetli kitabından şu ifadeler dikkat çekiyor: “Sulh zamanlarında, vatan, devlet, kendi vaziyetimiz müstekarken fikirlerinizi uzun müddet değiştirmiyoruz. Lakin etrafımızda sarsıntı başladı mı? Fikirlerimiz de altüst oluyor.” (s. 133)
Türkiye siyaseti tam da böyle bir dönemde…Bu altüst oluş özellikle muhalefet kanadında ve bilhassa Cumhuriyet Halk Partisi üzerinde çok net bir şekilde görülüyor. Muhalefet ve CHP, etrafımızdaki büyük sarsıntıyı görüyor ama fikirleri alt üst olmuş durumda, ancak yeni duruma uygun bir durum muhakemesi, jeopolitik bir bakış ve ideolojik bir yenilenmeyi gerçekleştiremiyor.
CHP, bunları yapamadığı gibi büyük bir iç çekişme ve yolsuzluk davalarıyla da bunalmış durumda… CHP, bunları aşabilmek için Erdoğan aleyhine sert söylemler ve Avrupa savunmasına Türkiye’nin destek vermesi karşılığında Avrupa’nın CHP davalarına müdahale etmesini isteyen bir siyasi hat çizdi. CHP’nin 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptali istemiyle Ankara‘da, CHP’nin mevcut yönetimi aleyhine devam eden davada Ankara 42’nci Asliye Hukuk Mahkemesi, 24 Ekim 2025 tarihli duruşmada aktif husumet yokluğu ve davanın konusuz kalmasıyla davanın reddine karar verdi. Mevcut CHP yönetimi lehine gibi gözüken bu karar, CHP yönetimini bir süreliğine ferahlattı. Mahkeme; erteleme, mutlak butlan, kurultayın iptali, tedbir kararı, görevsizlik gibi seçenekler yerine davayı konusuz kalma ve aktif husumet yokluğu gerekçeleriyle reddetti. Mahkemenin kararı şimdi istinaf mahkemesinde yeniden ele alınacak. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP genel merkezi ise 28-29 Kasım’da CHP olağan kurultayını yaparak kurultay davalarında yeni bir avantaj elde edeceklerini düşünüyorlar. Bu gelişmenin CHP’deki Kemal Kılıçdaroğlu etrafında toplanan parti içi muhalefeti daha zor durumda bırakacağı da açıktır.
Ancak parti içi muhalefetin şimdilik kaybetmesi ve Ekrem İmamoğlu’nun yokluğu, CHP olağan kurultayında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in önünü tamamen açacaktır. Özgür Özel’in bu fırsattan istifade ederek üzerindeki partiye daha fazla hakim olması mümkündür. Bu da CHP içindeki dengelerin değişmesi ve Özgür Özel’in en güçlü aktör haline gelmesinin önünü açabilecektir. Bu bakımdan dikkatle takip edilmesi gereken bir başka konu da yolsuzluk davalarının seyri olacaktır. Özellikle belediye yönetimlerinin uygulamaları nedeniyle farklı şehirlerde gündeme gelen yolsuzluk iddiaları artık iddianamelere dönüşmeye başladı. Bu bakımdan Beşiktaş İddianamesi sarsıcı iddialar, itiraf ve bilgiler içeriyor. Beşiktaş Belediyesi’nde “rüşvet çarkı” iddianamede Beşiktaş Belediye Başkanının Eski Özel Kalem Müdürü Emirhan Akçadağ ifadesinde şöyle anlatılıyor: Kayıt dışı harcamaları ben tuttum. Paralar, ruhsat, zabıta ve aşevi üzerinden toplanıyordu. Rıza Akpolat ve ailesinin giderleri bu paralarla karşılanıyordu.”
Ayrıca, aşevine alınan malzemelerin resmi kayıtlarda yer almadığı, bazı firmalardan zabıta aracılığıyla kayıt dışı bağış toplandığı da ifade edildi. İddiaya göre, Zabıta Müdürü Ali Rıza Gürgen bu ağın başında, Ali Rıza Yılmaz ise toplanan paraları Park Fora Restoran üzerinden aklıyordu. Kayıt dışı bu paraların nerelerde harcandığını yine özel kalem müdürünün ifadesinde şöyle anlatıyor: “Rıza Akpolat belediye başkanı olduktan sonra tüm ailesini tatile götürüyordu. Yurt içindeki tatil ödemeleri ya Taner Ç.’ın kartlarından çekilirdi ya da Taner’e verilen nakit paralarla ödenirdi. Uçak biletleri business idi. Fethiye’ de Hillside, Bodrum’ da Bodrum M Gallery ve yine Fethiye’ de bulunan Yazz Collective isimli otellere sürekli giderdi. Hatırladığım kadarıyla 2023 yılı yazında Hillside Otel’e 600-700 bin lirayı Rıza Akpolat’tan alıp ödedim. Otellere Taner’in kartı tanımlıydı.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş İddianamesinde yer alan bu iddiaları tamamen görmezden gelerek iddianamenin boş olduğunu söyledi. Halbuki CHP’ye yakın medya ve gazeteciler dahi iddianamenin boş olmadığı yönünde yayınlar yaptılar. Şimdi İstanbul Büyükşehir veya Ekrem İmamoğlu davasının iddianamesi ortaya çıkınca ne tür gelişmeler yaşanacak? Yolsuzluk iddiaları genel merkez yöneticilerine ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yakın arkadaşlarına da yönelirse bu CHP iç dengelerini nasıl değiştirecek? 24 Ekim 2025 günü gündeme gelen casusluk soruşturmasının seyri ne olacak? Görüldüğü gibi CHP’nin kaderi hala CHP davaları tarafından tayin edilecekmiş gibi görünüyor. CHP, bu dava süreçlerinden birlik ve beraberliğini muhafaza ederek ve yenilenerek çıkmayı başarabilecek mi sorusu hala temel tartışma konusu…



