Microsoft binası işgali: Bulut bilişim devleri, İsrail’e nasıl hizmet ediyor?


Microsoft çalışanlarının şirketin İsrail ile bağlarını bitirmesi talebiyle bir süredir devam ettirdiği protestolar salı günü doruğa ulaştı.
Dün protestocular ABD’nin Washington eyaletindeki Microsoft’un Redmond merkez binasına girerek, Başkan Brad Smith’in ofisine ulaştı ve işgal hareketi sonucu bina kilitlendi.
Merkez binasında yapılan oturma eylemini Twitch üzerinden canlı yayınlayan protestocular, “Brad Smith, saklanamazsın, soykırımı destekliyorsun!” sloganları attı.
Microsoft, gün içinde TechCrunch’ın yorum talebine yanıt vermedi. Ancak işgalin ardından saatler içinde, Smith masasının yanında düzenlenen acil basın toplantısında olayları değerlendirdi. Smith, protestoya katılan yedi kişiden yalnızca ikisinin Microsoft çalışanı, birinin ise eski Google çalışanı olduğunu söyledi.
Ancak The Verge tarafından yayımlanan habere göre, protestocular arasında hem aktif Microsoft çalışanları hem de geçmişte aktivizm nedeniyle işten çıkarılmış eski çalışanlar vardı.
BULUT BİLİŞİMİN İSRAİL’LE BAĞI NE?
Protesto, Microsoft’un İsrail hükümetiyle yaptığı bulut sözleşmeleriyle ilgili olarak mevcut ve eski çalışanlar tarafından düzenlenen bir dizi eylemin parçasıydı. Geçen hafta, şirketin Washington eyaletinin Redmond kentindeki genel merkezinde 20 aktivist gözaltına alınmıştı.
Protestocuların gündeminde Microsoft’un Azure bulut bilişim hizmetini İsrailli yetkililerin kullanımına sunması var.
İsrail askeri istihbaratına bağlı Birim 8200, Azure’un neredeyse sınırsız depolama kapasitesiyle donatılmış durumda ve bu teknolojinin Gazzelileri gözetlemek için kullanıldığına dair güçlü şüpheler mevcut.
Guardian’ın yakın tarihli bir araştırması, İsrail’in Microsoft hizmetlerini Gazze ve Batı Şeria’daki milyonlarca günlük telefon görüşmesini toplamak ve kaydetmek için kullandığını ortaya koyuyor.
Microsoft, İsrail ile anlaşma yaparken, Birim 8200’ün Azure’da ne tür veriler depolamayı planladığından habersiz olduğunu savunuyor. Ancak sızdırılan Microsoft belgeleri ve şirket ile İsrail askeri istihbaratından 11 kaynakla yapılan görüşmeler, Birim 8200’ün Azure’u Filistinlilerin günlük iletişimlerinin yer aldığı bu kapsamlı arşivi depolamak için kullandığını gösteriyor.
Birim 8200’den üç kaynağın Guardian’a yaptığı açıklamaya göre, bulut tabanlı depolama platformu, İsrail’in ölümcül hava saldırılarının hazırlanmasını kolaylaştırdı ve Gazze ile Batı Şeria’daki askeri operasyonları şekillendirdi.
İsrail, Filistin telekomünikasyon altyapısı üzerindeki kontrolü sayesinde, işgal altındaki topraklardaki telefon görüşmelerini uzun süredir dinliyor.
Ancak bu yeni sistem, istihbarat görevlilerinin Filistinliler tarafından yapılan cep telefonu görüşmelerinin içeriğini tekrar dinlemesine ve çok daha geniş bir sıradan sivil topluluğunun konuşmalarını kaydetmesine olanak tanıyor.
İstihbarat kaynakları “saatte bir milyon çağrıya” erişebildiklerini söylüyor.
SAVAŞTAN BU YANA MİLYON DOLARLIK ANLAŞMALAR
Sızdırılan belgeler, İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik bombardımanının en yoğun aşamasında Microsoft’un bulut teknolojisine ve yapay zeka sistemlerine olan bağımlılığının arttığını ortaya koymuştu.
Belgeler, Microsoft’un 7 Ekim 2023’ten sonra İsrail savunma kuruluşuyla ilişkilerini derinleştirdiğine, orduya daha iyi bilgi işlem ve depolama hizmetleri sağladığına ve binlerce saatlik teknik destek için en az 10 milyon dolarlık anlaşmalar yaptığına dair kanıtlar sunmuştu.
Microsoft’un İsrail ordusuyla bu derin bağları, Guardian’ın İsrail-Filistin yayın organı +972 Magazine ve İbranice yayın yapan Local Call ile birlikte yürüttüğü bir araştırmada ortaya çıkmıştı. Araştırma, Drop Site News tarafından elde edilen belgelere dayanıyor.
Çok sayıda İsrailli askeri kaynak, ordunun savaşın başlamasından bu yana daha uzun süreler boyunca daha büyük hacimli veri ve istihbarat bilgilerini depolamak ve analiz etmek için Microsoft, Amazon ve Google gibi şirketlere giderek daha bağımlı hale geldiğini söylüyor.
PROJECT NİMBUS
Microsoft çalışanlarının son eylemi, bir yıl önce Google çalışanlarının benimsediği taktiklerini andırıyor.
Nisan 2024’te, dokuz Google çalışanı New York ve Kaliforniya ofislerinde eşzamanlı protestolar düzenlemiş, beşi Google Cloud CEO’su Thomas Kurian’ın ofisini 9 saat işgal etmişti. Beyaz tahtaya taleplerini yazan çalışanlar, “Google’cılar soykırıma karşı” yazılı tişörtler giymişti.
O dönemki Google protestoları, İsrail hükümeti ve ordusuna bulut bilişim ve yapay zeka araçları sağlayan Project Nimbus isimli 1,2 milyar dolarlık sözleşmeye karşı yapılmıştı. Protestolar Twitch üzerinden canlı yayınlanmış ve üç gün sonra 28 çalışan işten çıkarılmıştı.
Project Nimbus, İsrail hükümeti ve ordusu için sağlanan bir bulut bilişim ve yapay zeka altyapısı projesi. Bu proje, Google, Microsoft ve Amazon gibi şirketlerin bulut platformlarını kullanarak veri depolama ve işlem hizmetleri sunuyor.
Projenin amacı, İsrail’in askeri ve hükümet sistemlerinde veri yönetimi, analiz ve yapay zeka uygulamalarını kolaylaştırmaktı. Projenin Filistinlilere karşı gözetim sistemlerinde kullanılması ise protestoların fitilini ateşleyen faktör oldu.
ŞİRKETLERDEN ADIM YOK
Protestolara rağmen teknoloji devlerinden hiçbiri, Project Nimbus’tan çekilme kararı almadı.
Google, projede kullanılan yapay zeka araçlarının askeri operasyonlarda kullanılmaması için önerilerde bulundu, ancak bu öneriler tam olarak uygulanmadı. Projeye karşı çıkan yaklaşık 50 Google çalışanı, protestolara katıldıkları gerekçesiyle işten çıkarıldı.
Amazon da projeye katılımını sürdürdü. Hatta 2023’te İsrail’de 7,2 milyar dolarlık bir veri merkezi yatırımı yapmayı planladığını açıklamıştı.
Microsoft ise 2021’de bu projeye teklif vermiş ancak kazanamamıştı. Projeyi kaybettikten sonra, İsrail hükümetinin Azure platformunu kullanmaya devam etmesine izin verilmişti. Bu durum, Microsoft’un projeye dolaylı yoldan dahil olduğu ve İsrail hükümetiyle işbirliğini sürdürdüğü şeklinde yorumlanıyor.