YAZARLAR

MEVLÜT TEZEL / Yunanlılar hiç geri adım atmıyor!

TasteAtlas platformunun Yunan tatlıları paylaşımı bizim sosyal medya ahalisinin tepkisini çekti.
Örneğin bizim ‘helva’ olmuş ‘halva’, ‘laz böreği’ olmuş ‘galaktobureko’, ‘sütlaş’ olmuş ‘rizogalo’, ‘lokma’ olmuş ‘loukoumades’, ‘kurabiye’ olmuş ‘kourabiedes’, ‘portakallı revani’ olmuş ‘portokalopita’!
‘Baklava’nın ismi aynı ama Yunan tatlısı diye geçiyor!

Şu yoruma çok güldüm: “Oğlum biz gerçekten Yunanlılardan almış olabilir miyiz? Hiç geri adım atmıyorlar.
Biz de ses çıkarmıyoruz.” Ses çıkarsak da bir şey değişmiyor, dönerin bile tescilini alamadık!
Mora Yarımadası ve yöresinde 1460’ta başlayan Osmanlı hegemonyası 1832 yılında son buldu.
Yunanlılar tam 400 yıl Osmanlı hükümdarlığının altında yaşadılar.
Bu o kadar uzun bir süre ki, Cumhuriyetin kuruluşunun bile 102. yılını kutlayacağız 29 Ekim‘de!
400 yıl boyunca toplumlar arasında yemek kültürünün iç içe geçmesi çok doğal.
Biz onlardan almışız, onlar da bizden!
Anadolu‘daki çok kültürlülüğü de hesaba katarsak ‘yemek ve tatlıların orijinali kimin’ tartışmasının içinden kimse çıkamaz.
Evet, Yunanlıların geri adım atmaya da hiç niyetleri yok! Biz de aynı kararlılıkta olmalıyız.

***

GÖBEKLİTEPE’DEKİ YENİ KEŞİF!
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Göbeklitepe‘de bir oda duvarının içerisinde yatay vaziyette duvara monte edilmiş ve adak olarak yerleştirildiği düşünülen insan heykeli bulunduğunu açıkladı.
Ersoy’un verdiği bilgiye göre Göbeklitepe’den çıkan bu yeni buluntu, Neolitik Çağ’ın ritüellerine ve inanç dünyasına ışık tutacak çok değerli bir keşif.
Sosyal medyada şu yoruma çok güldüm: “Neden hemen ‘adak’ dendi. Belki de heykeli yapan beğenmeyip taşların arasına destek olsun diye koydu!”

Evet, soğuk bir espri oldu lakin taşların arasına yatay vaziyette bir insan heykeli neden yerleştirilsin?
Heykelin ‘adak’ olarak yerleştirildiği hipotezinin kanıtlanması gerekiyor.
Göbeklitepe, tarih derslerinde öğretilen ‘göçebe toplulukların tarımı öğrenerek yerleşik hayata geçtiği’ tezini de çürütüyor.
Prof. Dr. Klaus Schmidt’e göre avcı ve toplayıcı toplulukların Göbeklitepe gibi dini merkezlerde sürekli olarak bir araya gelmelerinin sonucunda yerleşik hayata geçtiler.
Milattan önce 10000 yılına uzanan, tarihteki en eski ve en büyük ibadet merkezi Göbeklitepe’nin gizemleri bitmiyor, hatta artarak devam ediyor.

***

‘ÇALIŞMAYA AÇIK’ OLMAK ETİK Mİ?
Geçtiğimiz hafta bir çalışan, LinkedIn platformunda “Çalışmaya açık” özelliğini kullanarak yeni bir iş aramaya koyuldu.
Bu durum işverenin gözünden kaçmadı ve çalışanına hemen ihtar yolladı!
Sosyal medyada bu ihtar çok tartışıldı.
Firma ‘işverenin güvenini kötüye kullanma’, ‘sadakat yükümlülüğü’ gibi etik değerlere aykırı davrandığını ileri sürüyor.

Çalışanların daha iyi iş aramaları doğal hakları.
Tabii ki, çalışan eğer mesai saatleri için kendine iş arıyorsa bu etik değil.
Elbette çalışanın farklı bir iş araması mevcut işine olan motivasyonunu da düşürebilir.
Bu polemikle ilgili sosyal medyada şu yoruma da katılmamak elde değil:
“Peki, tersini düşünelim. Mesela şirket bahse konu çalışanının bulunduğu pozisyon için iş ilanı oluşturursa şirkete de ihtarname gönderebiliyor muyuz?.. Geçeceksin bu işleri, kimse köle değil!”

***

İÇERİK KRALDIR!
Skydance Media’nın sahibi David Ellison’un Warner Bros.’u Discovery’den satın almak istediği konuşuluyor.
Ellison kısa süre önce 8 milyar dolara Paramount’u da almıştı. Eğer Warner Bros.’u da alırlarsa devasa bir içerik hacmine sahip olacaklar. Belki de tekelleşecekler!
Öte yandan Netflix’in Paramount’tan sonra Warner Bros’u da Skydance Media’ya kaptırmak istemediği için pazarlık masasında olduğu konuşuluyor.
Bill Gates’in 1996 yılında kaleme aldığı ‘Content is King’ (İçerik Kraldır) başlıklı yazı son yıllarda daha çok anlam kazandı.
Dijital platformlar arasında rekabetin kızışması, eski içeriklere sahip olmanın yeni içerik üretmek kadar değerli olduğunu gösteriyor.
Çünkü insanlar sevdiği dizileri ve filmleri birer konfor alanı olarak görerek bu yapımları tekrar tekrar izliyorlar.

Eskiden izlediğimiz yapımların bildiğimiz akışları bize öngörülebilirlik sunuyor. Bu da psikolojik rahatlamayı beraberinde getiriyor!
Araştırmalara göre özellikle insanlar kendilerini stresli ve bunalmış hissettiklerinde sevdikleri yapımları tekrar izliyorlar.
Warner Bros., 100 yılı aşkın bir sürede aralarında onlarca Oscar ödülü kazanmış yapımların da bulunduğu 12 bin 500 uzun metrajlı film, 150 binden fazla bireysel bölümden oluşan 2 bin 400 televizyon programı ve 145 bin saatten fazla programın yapımcılığını gerçekleştirdi.
Warner Bros. aynı zamanda ‘Wizarding World’, ‘Game of Thrones’ ve çok daha fazlası dahil olmak üzere, dünyanın en çok beğenilen franchise portföylerinden birine ev sahipliği yapıyor.
Yeni nesillerin de bu içerikleri izleyeceğini düşünürsek Warner Bros’un devasa kütüphanesi büyük bir hazine!
Warner Bros. üç yıl önce 43 milyar dolar karşılığında Discovery’ye satıldığında, bazı uzmanlar bunun daha büyük bir stratejinin parçası olduğunu, Discovery’nin o dönem kötü giden stüdyoyu toparladıktan sonra tekrar satacağını öne sürmüştü.
Discovery’nin bu ünlü stüdyoyu toparlamasına bile gerek kalmadı.
Dijital platformlar arasında rekabet içerik sahip olmayı o kadar önemli hale getirdi ki, Warner Bros.’un kütüphanesi durduğu yerde daha çok değer kazandı.
Özetle bu satış rekor kırabilir!

***

Altyazı
“Romanlarda okuyup filmlerde izlediğimiz büyük, güçlü ve cesur erkek hikâyesi tam bir palavra. Yok, öyle bir şey!” (The Ugly Truth)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu