YAZARLAR

MEVLÜT TEZEL / Rakip salona siyanür atmak!

KonyaEreğli‘de spor salonunu işletmecisi Önder K., rakip spor salonu için şeytani bir plana imza atmış.
Önder K.’ dan aldığı parayla rakip salona üye olan Berkan G., her gün yüzlerce insanın gittiği salona “hidrojen siyanür” dökmüş, iyi mi?
Kötülük evreninde yeni bir sayfa açıldı galiba!
Muhtemelen çürük yumurta kokusu veren ‘hidrojen sülfür’ ile ‘hidrojen siyanür’ü karıştırmıştır açgözlü cahiller!
Güya kokudan rahatsız olan müşteriler onlara gelecek!

O kadar amatörler ki, Berkan G.’nin, salona kayıt olduktan beş dakika sonra zehri döktüğü anlaşıldı.
Ağır koku nedeniyle sporcular hemen dışarıya çıkartılarak olası bir facianın önüne geçildi.
İnternette bu maddeyle ilgili bilgiler şöyle:
Hidrojen siyanür (HCN), acı badem kokusuna sahip, renksiz, hızlı etkili, oldukça zehirli bir gaz veya sıvıdır.
Endüstride polimer ve ilaç üretiminde kullanılır. Yüksek derecede yanıcıdır.
Vücuda solunum, cilt veya yutma yoluyla girer; oksijen kullanımını engelleyerek hızlı zehirlenmeye yol açar.
Solunum yolu ile siyanür zehirlenmesi en tehlikeli olanıdır, çünkü bronşiyal mukoza ve alveollerden toksik dozda emilim çok hızlıdır.
Düşünsenize spor salonuna gidip, siyanür zehirlenmesi sonucu hayatınızı kaybediyorsunuz!
Şansa yaşıyoruz!
Bu cahiller normalde planlayarak toplu katliama teşebbüsten yargılanmalı.

***

DİYABETTE AVRUPA BİRİNCİSİYİZ
Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun yayımladığı rapora göre, Türkiye‘de 20-79 yaş aralığındaki her 6 yetişkinden biri diyabet hastası.
Ve yüzde 16’lık oranla Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyoruz.
Dünyada 382 milyon kişi, ülkemizde ise 10 milyonu aşkın kişi diyabet hastası var.
Türkiye’de diyabetli bir kişinin yıllık ortalama sağlık harcaması 3 bin 19 dolar olduğu tahmin ediliyor!
Diyabetli hastaların masrafıyla hem bu hastalığı hem de birçok sorunu çözebiliriz! Elbette sigara yüzünden kanser olanlar, obezite yüzünden kalp krizi geçirenler vs. diye hesap edersek işin içinden çıkamayız.

Ancak diyabet hastalığı genelde önlenebilir nedenlerden kaynaklanıyor.
Diyabetin hızla yayılmasının başlıca nedenleri; fiziksel aktivite eksikliği ve hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız ve işlenmiş gıdaların yoğun tüketimi, obezite oranlarındaki artış, nüfusun yaşlanması ve hızlı kentleşme!
Tüm bu faktörler Türkiye’de fazlasıyla mevcut. O yüzden bu sonuca şaşırmamak gerekiyor. En azından insanları daha aktif bir yaşama ve sağlıklı beslenmeye yönlendirebiliriz.
Tabii bu kolay bir iş değil. İnsanların yaşam biçimleri ve alışkanlıklarının radikal bir şekilde değişmesi gerekiyor.

***

ACUN, 300 MİLYON DOLAR KAZANABİLİR
Acun Ilıcalı’nın takımı Hull City, Championship’te 4. sıraya yükseldi.
Premier Lig’e yükselmeleri halinde kulüp, TV hakları, sponsorluklar ve diğer gelirlerden minimum 200 milyon sterlin (yaklaşık 260- 300 milyon dolar) kazanabilir. Bizim ligin en değerli kulüpleri Fenerbahçe ya da Galatasaray’ın toplam takım değeri kadar lige yükselme primi alınmasına şaşırmayın!

Premier Lig, birçok ülkede canlı yayınlarla takip edilen, takımların İngiltere’den daha çok yurt dışında forma, hediyelik eşya vs. ürün sattıkları dünyanın en değerli ligi. Championship’te ilk 2 takım otomatik olarak Premier Lig’e yükselir. 3. ile 6. sıradaki takımlar play-off oynar ve kazanan 3. takım olarak yükselir. Hull City şu an 4. sırada, yani play-off şansları var.
Elbette Premier Lig’e katılmak da hiç kolay değil, takımlar arasında büyük bir rekabet var. Bir kulüp yönetmek birçok erkek için bu hayatta yapılacak en keyifli iş olsa gerek. Hele bu işin sonunda büyük ikramiye sizi bekliyorsa!
Acun, aynı yatırımı Türkiye’de yapsa karşılını kolay kalay alamazdı. İngiltere’de futbola yatırım yaparak en azından şansını en doğru yerde deniyor.

***

YÜRÜMEK BEYNE DE İYİ GELİYOR
Yukarıda hareketsiz yaşamın diyabet hastalığına neden olduğundan bahsederken Birleşik Krallık’ta yapılan yeni bir araştırmadan da bahsetmek isterim. 73 bin kişiyi kapsayan geniş çaplı araştırmanın sonucunda düzenli fiziksel aktivitenin Alzheimer, demans, felç, depresyon ve anksiyete riskini belirgin şekilde azalttığı ortaya çıktı.

Özetle sürekli ekrana bakarak hareketsiz bir şekilde yaşamanın beyne de zararı çok! Ünlü yazar Charles Dickens “Mutlu olmak için yürü, sağlıklı olmak için yürü” sözünü söylediğinde bu tarz bilimsel araştırmalar yapılmıyordu! Aslında araştırmaya da gerek yok. Yürümenin insan psikolojisine de iyi geldiğini sadece yürüyerek de hissedebiliyorsunuz.
Fırsat buldukça yürüyelim, hareketsiz kalmayalım arkadaşlar.

***

SANKİ BAĞIŞ YAPIYORLAR!
Burdur’da ehliyetini yenilemediği gerekçesiyle ceza yiyen sürücü polislere bağırıp çağırıp, şöyle isyan etti:
“Danimarka’dan 2 milyon kron getirdim ben buraya. Biz para getiriyoruz Türkiye’ye. Sizin gücünüz ancak bana yeter.” 2 milyon kron, 9 milyon 226 bin 112 TL yapıyor. Ehliyet değiştirme ücreti ise 15 TL! Bu olayda “Akılsız başın cezasını ayaklar çeker” sözü gerçek olmuş, adam aracını kullanamamış! Benim asıl takıldığım konu ise her ceza yiyen gurbetçinin Türkiye’ye döviz getiriyoruz edebiyatı yapmaları!

Elbette yurtdışından döviz getirmeleri ekonomi açısından güzel ama gören de bağış yapıyorlar sanacak! Gurbette düşük orandan çektikleri dövizi, Türkiye’de TL’ye çevirip yüzde 40-45 gibi oranlarda faize koyup güzel gelir elde ediyorlar. Aynı faiz getirisini hiçbir Avrupa ülkesinde bulamazlar! O yüzden sanki hayır işliyorlarmış gibi konuşmaları çok garip! Hepsini geçtim bu gurbetçi, Danimarka polisine de böyle bağırıp, çağırıp isyan eder miydi?

***

Altyazı
“Hayatın hep hoşçakal demekle geçecek ama bu seni sevmekten alıkoymasın” (Don’t Look Down)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu